Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2744 E. 2022/1811 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 15/09/2022
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; Müflis şirket ile ile …A.Ş. arasında imzalanan kredi sözleşmesini müvekkili şirketin de müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, müflis şirketin kullandığı kredi borcunu ödeyememesi üzerine banka tarafından Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası üzerinden girişilen takip üzerine müvekkil şirketin sahibi olduğu toplam değeri 17.000.000,00.-TL olan taşın- mazlarını alacaklı bankaya devretmek suretiyle müvekkili tarafından ödediğini, müvekkili ile müfliş şirket arasında bir ticari ilişkinin olduğunun tarafların ticari defterlerinden de anlaşıla- bileceğini, müvekkilinin bu sebepten kaynaklanan alacağının cetvele kaydı gerekirken Antalya Genel İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen davaya konu cetvele kayıt talebinin reddine ilişkin ek sıra cetvelinin 10/08/2022 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, sıra cetve- linin incelenmesinde 17.485.988,11.-TL alacağın tamamının reddedildiğinin görüldüğünü belirterek; müvekkilinin alacağının sıra cetveline kayıt ve kabulü ile müvekkilinin ikinci alacaklılar toplantısına katılmaları yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; mahkemece 25/08/2022 tarihli tensip tutanağının (8) numaralı ara kararı ile, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği, alacağın varlığının yaklaşık olarak ispatlanmadığı gerekçesi ile verilen ihtiyati tedbir talebi- nin reddine ilişkin karardan sonra bu kez davacı vekilinin 14/09/2022 tarihli davanın tam ıslahına yönelik dilekçesi ile bir takım delillerini ibraz ederek talebini yenilediği ancak sunulan delillerin alacağın varlığı ve miktarı yaklaşık olarak ispatlamadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sundukları kredi sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, müvekkili şirket ile banka arasında imzalanan protokol mü- vekkiline ait yevmiye defteri kayıtları, muavin defteri kayıtlarından anlaşılacağı, müvekkili şirket yönünden herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için ikinci alacaklılar toplantısına katıl- ması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği, verilen aksi yöndeki kararın hukuka aykırı olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iflas idaresi memuru istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, kayıt kabul davasında davacının ikinci alacaklılar toplantısına katılmasına ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nun, “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341/1 düzenlemesi “İlk Derece Mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
İİK’nın 235’inci maddesine göre sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasına bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302’nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen on beş gün içinde karar verir.
İlk derece mahkemesinin (235’inci maddenin atıf yaptığı) aynı Yasa’nın 302/6 mad- desine kıyasen verdiği karar, nihai karar olmadığı gibi ihtiyati tedbir niteliğinde de olmadı- ğından, verildiği anda kesin olduğunun kabulü gerekir.
İstinaf kanun yolu kapalı olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince kararda istinaf kanun yolunun açık olduğunu belirtilmesinin de yasada mevcut olmayan istinaf kanun yoluna başvurma hakkını bahşetmeyeceği değerlendirilmekle HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca davacı vekilinin ikinci alacaklılar toplantısına katılması istemi hakkındaki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 351/1-c maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.14/12/2022