Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2726 E. 2022/1929 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/07/2022
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 02/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili,Davadışı … Limited Şirketinin 7 adet taşınmaz satmak için başvuruda bulunduğunu, kayyımın da raporunda “bu benim görevim değil” dediğinin anlaşıldığını, kayyımın kendine re’sen “görev tanımı” yapmasına itiraz ettiklerini, dava konusu şirket hakkında Asliye Ticaret Mahkemelerinde halen görülmekte olan ve tamamı şirket taşınmaz satışlarından kaynaklanan sayısız sorumluluk ve tapu iptal tescil davası bulunduğunu, şirket son 1 ayda 7 taşınmaz satıp bu paraları da son 1 ay içerisinde tahsil ettiğini, hatta bir kısmını da tahsilden imtina ettiğini, kayyımın bu hususta Mahkemeye rapor ibraz etmediğini, davadışı şirketin sattığı taşınmazların emsal değerlerinden kat ve kat düşük bedellerle satıldığını, 39 adet taşınmazı bulunan bir şirketin 7 taşınmazını 1 gün içerisinde satmaya karar vermesi ve bunun için genel kurul kararı dahi alınmamış ve toplantı yapılmamış olmasının ticari basiretsizlik olduğunu, bu nedenlerle masrafı taraflarınca karşılanmak ve taşınmazların satışına hazırlık olmak üzere taşınmazların kıymet takdiri için bilirkişi atanmasını ve keşif yapılmasını, bu hususta Asliye Ticaret Mahkemesinde ya da Sulh Hukuk Mahkemesinde değişik iş / delil tespiti davası açılmak üzere taraflarına yetki verilmesini, taşınmazların bilirkişice belirlenen tutardan az olmamak koşulu ile satışına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili davalıların temsil ve ilzama yetkili olduğu dava dışı … ltd şti, günlük olarak taşınmaz alım satımı faaliyeti yapan bir şirket olduğunu, şirketin daha önce alımını yaptığı bazı taşınmazların satışı konusunda alıcılar ile anlaştığını ve taşınmaz satış bedelinin bir kısmını peşin avans olarak aldığını, bir kısmını da tapu devri esnasında alacak olduğunu, güven kuruluşu olarak bilinen şirketin, alıcılara karşı bu güven duygusunu kaybetmemek için 31.12.2022 öncesi tapu devrinin yapılması ve ödenmeyen kalan bedellerin de alınması gerektiğini, yapılacak olan satışların mevcut malvarlığının sadece bir kısmı olup, davacı tarafından mal kaçırma olarak da adlandırılmaması için Mahkemeye beyanda bulunmanın zorunlu olduğunu, tapu sicil müdürlüğünün , 16.11.2022 tarihinde denetim kayyımı atanmasına karar verildiğine dair karar Ticaret Sicil Kaydında yer aldığı için satış için denetim kayyımı onayı istediğini, denetim kayyımının ise, satış işleminin şirketin normal faaliyeti olduğunu, onaya ihtiyaç olmadığını, daha sonra denetim raporunda yer vereceğini beyan ettiğini, bu nedenle, denetim kayyımı ihtiyati tedbir kararının uygulanmasında kurum ve şirket arasında tereddüt oluştuğunu, anılan taşınmaz devirlerinin şirketin günlük faaliyeti kapsamında malvarlığının sadece bir kısmı olmakla, denetim kayyımı onayına ihtiyaç olup olmadığına dair Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı kapsamında açıklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…dava dışı şirketin satışını planladığı taşınmazlar yönünden davacı vekilinin tespit yaptırılarak rapor aldırılması,bu yönde kendilerine yetki verilmesi yönündeki talebinin ileride bu satışlar nedeniyle şirketin ve dolaylı olarak ortakların zarara uğraması halinde her zaman sorumluluk davası açılabileceği dikkate aldığında davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir. 16/11/2022 tarihli Mahkememiz ara kararı ile “şirketin günlük işleri dışında, borçlanması, bu sınırı aşan nitelikte kredi çekilmesi ve borçlandırılması, kambiyo senedi düzenlemesi şirket faaliyeti kapsamındaki malların satışı dışındaki malvarlığının satılması işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına,” şeklinde karar verildiği, dava dışı şirketin taşınmaz alım satımı ve inşaatı işi yaptığı, dava dışı şirketin yönetim kurulu üyelerinin görevde olmaları,şirketin ticari faaliyetlerinin devam etmesi, iştigal alanın taşınmaz alım satımı olması nedeniyle her türlü taşınmaz satışının denetim kayyımı onayına tabi tutulmasının şirketin çalışmasını kısıtlayacağı sonucuna varılarak davacı vekilinin 26.12.2022 tarihli ve 27.12.2022 tarihli taleplerinin reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince derhal keşif ve tespit taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin taleplerini şirketin resmi kayıtları olarak yanlış anladığını, oysaki taleplerinin şirketin gayri resmi kayıtlarının tespitine ilişkin olduğunu, artık zamanı olan davalıların temin edecekleri nakdi şirket kasasına koyarak resmiyetteki beyanları ile gerçek hale getireceklerini, müvekkilinin en tabi hakkı olan belge inceleme talebinin şirket çalışanlarınca patronların talimatı var inceleyemezsiniz beyanı ile reddedilmesinin de bu hususa dayandığını, şirket yetkililerin davalıların şirket hesaplarından ölçüsüzce para çektiklerini, müvekkilinin iddiasının ispatının mahkemece yapılacak araştırmaya muhtaç olduğunu, müvekkilinin tedbir talebinde kendisi için yetkisi istemeyip tüm tarafların ve şirketin menfaatine olacak şekilde şirkete bağımsız ve objektif kayyum atanmasını talep ettiğini, bu talebin reddinin ölçüsüz şekilde müvekkilinin zararına sebebiyet vereceğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
İstinafa konu ara karar, 21/07/2022 tarihli tedbir kararının reddine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.30/12/2022

….