Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2693 E. 2022/1725 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/11/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Asıl davada davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı … A.Ş arasında yat çekek yeri kızaklama, denize indirme, denizden çekme, yat bakım inşası konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmenin işin konusunu oluşturan B başlığı altında işbu sözleşmenin ihale makamı ve işveren arasında ihale makamına ait yat ve tekne çekek yerinde mevcut tekerlekli melal kızak sisteminin metal kızak ve ızgarası ile 60 tonluk iravel lift ve tüm malzemesi ve hizmetleriyle birlikte Antalya … Müdürlüğünün talimatları doğrultusunda işveren tarafından 50-500 ton ağırlığındaki ve azami 50m uzunluğundaki yatların ve teknelerin (gemilerin) kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ite karada bakım ve onarım hizmetlerini yapmak maksadıyla (çekek yerinin inşası, inşa için yatırım yapılması ve yapılım yatırımın itfası) tanzim edildiğini, taraflar arasında sözleşmenin konusunun bu şekilde belirlendiğini, ücret ve ödeme şartlarının ise, Antalya … çekek yerinde ihale makamının işverene yat ve tekneleri kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ile denizde ve karada barınma bakım ve onarım hizmetlerini yaptıracağını, karşılığında ise hesap ücretinin ödeneceğini, ücrete esas olacak bürüt miktar, her türlü yat, tekne ve geminin denize indirilmesi ve denizden karaya çekilmesi, denizde ve karada barınma bakım onarım elektrik ve su hizmetleri için …-… hizmet tarifesine göre ihale makamınca firmalara faturalanacak miktar olacağını, bu miktardan …-… imtiyaz hakkı kullanım sözleşmesiyle ilgili %10 imtiyaz hakkı ödemesi düşüleceğini, ücrete esas döneme ait işletme … kirası, elektrik, su, 3. Şahıs mali sorumluluk ve tekne çekek yeri all risk sigortaları olmak üzere 5 adet masraf kaleminin 1/3’ünün ihale makamına 2/3’ünün işverene ait olmak üzere ihale makamınca mahsup edileceğini, ihale makamı ile işveren arasında her ayın ilk haftasında hesap – mahsup işlemlerinin yapılacağını ve yapılacak bu işlem çerçevesinde işverene en geç her ayın 15’ine kadar ödeme yapılacağını, işverenin kendisine yapılacak her ödeme karşılığında ihale makamına hizmet faturası keseceğini, iş bu sözleşmenin ilk halinde yatırımların nasıl ve ne şekilde yapılacağı, haksız fesih halinde yatırımların herhangi bir bedel talebi olmaksızın ihale makamına bırakılacağının kararlaştırıldığını, ihale makamı … Şti. adına yapmış olduğu iş için belli bir müddet fatura kestiğini, ileri zamanlarda hizmet vermeye devam ettiği halde fatura kesmeyi durduruğunu ve buna karşılık alacaklarının ödenmediğini, ihale makamının ne olursa olsun ihale bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, ihale makamının ödemeyi ortadan kaldıracak her hangi bir yasal prosedür olmamasına rağmen taraflarınca gönderilmiş olan hizmet bedelinin ödenmesine ilişkin faturalarda tahsil edilemeyen borç altında … Şti. isimli firma da gösterilerek ödeme yapmadığını, müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan sözleşme gereği müvekkili şirketin haklı bir şekilde elde ettiği 380.000,00.-USD’ye haksız şekilde el koyan davalı şirketten alınmasına yönelik olarak işbu davanın açıldığını belirterek, açıklanan nedenlerle, müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan sözleşme gereği müvekkili şirketin haklı bir şekilde elde ettiği 380.000,00.-USD’yi haksız bir şekilde el koyan davalı şirketten alınmasına yönelik olarak açılan davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; davalı hakkında açtığı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.02.2019 tarih … Esas … Karar sayılı dosyasında 380.000,00USD ödenmesine dair hüküm kurulduğunu, davayı açarken faiz istemeyi unuttuklarını ve mahkemece alacaklarının faiz uygulanmadan kabulü kararı verildiğini, ilgili dosyada hükmedilen 380.000,00USD alacak için ilgili dosyanın dava tarihi olan 06.09.2016 tarihinden, karar tarihi olan 20.06.2019 tarihine kadar TCMB’nın dövize fiilen uygulanan azami faiz oranları üzerinden işlemiş 59.242,84 USD’nin ödenmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl ve birleşen davada davalı vekili; müvekkili şirketin Antalya …’da faaliyet gösterdiğini ve yine aynı bölgede yer alan limanın da kullanımının kendisi ile aynı grupta yer alan bölgenin en büyük çimento ihracatçısı ve ülkenin en büyük çimento fabrikalarından … A.Ş.’ye ait olduğundan o bölgede yatların çekme faaliyeti, karadan denize indirilmesi ve o süreçteki hizmetlerden yararlandırılması alanlarında faaliyet gösterdiğini, davacıdan da bu faaliyeti kapsamında bazı hususlarda destek aldığını, yaptığı hizmetlerden dolayı şu ana dek hiçbir şirkete ödenmesi gerekli borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin belirtileceği ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacı şirkete hiçbir borcunun olmadığının tespit edileceğini, taraflar arasında 1 adet sözleşme olduğunu, ilgili sözleşme kapsamında tarafların hak ve yükümlüklerinin belirlendiğini ve ödemelerin ne şekilde yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme gereği müvekkilinin fatura bedellerini tahsil etmesi durumunda davacıya tahsil edilen meblağın 2/3’lik kısmını ödeyeceğini, şu an itibariyle hizmet verilen fakat atıl vaziyette sahipsiz bekleyen “…” isimli teknenin sahibi olan … Şti adına yapılan hizmet bedellerinin anılan şirketten tahsil edilemediğini, tahsil edilen dönemde tutarların ise sözleşme hükümlerine göre davacı şirkete hemen ödendiğini bu şirket sahiplerinin yurt dışında olması hatta taahhüdü ihlal suçundan dolayı ceza alıp yurt dışına kaçması ve ülkeye dönmemesi sebebiyle bu şirketten tahsil edilemeyen tutarında davacıya ödenemediğini, müvekkili şirket ile davacı arasında, 17.04.2009 tarihinde; “yat ve tekne çekek yerinde mevcut tekerlekli metal kızak sisteminin, meta) kızak ve ızgarası ile 60 tonluk travel lift ve tüm malzemeleri ve hizmetleriyle birlikte, Antalya … Müdürlüğü’nün talimatları doğrultusunda işveren (davacı) tarafından 50 -500 ton ağırlığındaki ve azami 50 metre uzunluğundaki yatların ve teknelerin (gemilerin) kızaklama, denize indirilmesi ve denizden çekilmesi ile karada bakım ve onanın hizmetlerini yapmak maksadıyla çekek yerinin inşası, inşa için yatırım yapılması ve yapılan yatırımın itfası” konulu “çekek yeri kızaklama, denize indirme ve denizden çekme, yat bakım inşası ve yatırımı, yatırım sonrası işletme, itfa sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili şirketin faturalandırdığı hizmet bedellerini söz konusu şirketten tahsil edememesi üzerine dava dışı şirket aleyhine düzenlenmiş olan hizmet faturaları üzerinden icra takibine geçildiğini, … Ltd. Şti adına yapılan hizmet bedellerinin faturalandırıldıktan sonra anılan şirketten tahsil edilemediğini bu nedenle anılan şirket adına icar takibine geçildiğini, … Ltd. Şti adına düzenlenmiş 09.10.2013 tarih ve Seri a Sıra no: … ve 24/09/2013 tarih seri a sıra no:… nolu hizmet bedeli faturaların ödenmemesi nedeniyle cari hesap ekstresine göre Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyası üzerinden 22.081,48-$ (44.677,32-TL asıl alacak) tutar için icra takibine geçildiğini, borçlu … Ltd. Şti tarafından söz konusu dosya için müvekkil şirket hesabına 23/12/2013 tarihinde 46.127,00.-TL ödeme yapılarak icra dosyasının takipsiz bırakılarak kapatıldığını, tahsil edilen bu tutarında davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme gereği 1/3’ünün müvekkil şirkete, 2/3’ünün de davacı şirkete ödendiğini, … Ltd Şti’nin hizmet bedellerini ödememesi üzerine, icra takibine geçildiğini, ancak şirket yetkilisinin (… ….) Türkiye’ye girişinin yasaklandığı hususunda bilgi verildiğini, şirkette muhatap bulamadıklarından dolayı müvekkilinin alacağını söz konusu şirketten tahsil edemediğini, müvekkilinin şirket alacağın takibi hususunda üzerine düşeni yaptığını, şirketin limandan çıkışına engel olduğunu ve şirket sahibine taahhüdü ihlalden ceza aldırarak tüm resmi yazışmaları da yapmasına rağmen alacağını alamadığını, bu nedenle işlemlerin halen devam ettiğini, ödemelerin yapılmaması üzerine müvekkilinin 31/07/2015 tarihinde dava dışı … Ltd. Şti ‘ye fatura kesimini durdurduğunu, 31/07/2015 tarihi itibariyle dava dışı … Ltd. Şti’nin müvekkili şirkete 479.873,58-$ borcu bulunduğunu, ödenmeyen hizmet faturaları için Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … Esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 13. İcra Müdürlüğünün … esas, Antalya 10. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları üzerinden icra takibine geçildiğini, ancak dava dışı şirket yetkilisinin Türkiye’ye girişinin yasaklandığı bilgisi alındığını, şirkette muhatap bulunamadığı için söz konusu alacakların dava dışı şirketten de tahsil edilemediğini, dava dışı şirkete ait hizmet verilen lüx yatın müvekkili şirket işletmesinde bulunmakta olduğunu, müvekkili tarafından borca karşılık rehin edildiğini, davacının tahsil edilememiş alacaklarının tahsil edilmiş gibi iddialarda bulunarak müvekkili aleyhine huzurdaki davayı açtığını, davacının söz konusu şirketin borca batık olduğunu bildiği için bu yola başvurduğunu, davacının, müvekkilinin hizmet verdiği dava dışı şirketten alacağını tahsil edemediğini bilmesine rağmen, huzurdaki davayı kötü niyetli olarak açtığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerine aykırı bir davranış içerisinde bulunmadığını belirtmiş olup açıklanan nedenlerle, müvekkili aleyhine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan işbu davayı kabul etmediklerini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 276.567,59.-USD’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile 43.153,64 USD’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının hak ve taraf ehliyetinin bulunmadığını, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğunu, birleşen dava yönünden davalıya yapılan tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerekirken uyuşmazlık konusu alacağa 818 BK’na göre değerlendirilme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının hesap – mahsup işlemlerine itirazının olmadığını, davacının alacağının olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hukuki niteliğinin adi ortaklık sözleşmesi olduğunu, davacının sözleşmenin feshine ilişkin herhangi bir ihtarının olmadığını, davacının birleşen dosyada talep ettiği faiz alacağı yönünden yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargılama sonucunda 21/06/2022 tarihli celse de, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 276.567,59 USD’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kısa kararda, birleşen dava ile ilgili olarak herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Gerekçeli karar yazımından önce davacı vekili vermiş olduğu 23/06/2022 tarihli dilekçe ile, birleşen dava yönünden karar verilmesini talep etmiştir. Bu talebi gerekçeli karar yazımı sırasında değerlendirilmiş, gerekçeli kararda HMK’nın 305/a. maddesi gereğince birleşen dava hakkında karar verildiği belirtilmiştir.
Hükmün kapsamı başlıklı HMK’nın 297. maddesinde “(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almıştır.
Asıl dava ve birleşen (Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı) dava ayrı ayrı davalar olup, asıl ve birleşen dosya ile ilgili olarak ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılarak hüküm kurulması HMK’nın 297. maddesine uygun değildir.
Öte yandan;
6100 sayılı HMK’nın 305/a. Maddesinde “Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.”
HMK’nın 306. Maddesinde “Tavzih veya tamamlama, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih veya tamamlama talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.
Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir.
Mahkeme tavzih veya tamamlama talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.” düzenlemesi yer almıştır.
Davacı vekilinin 23/06/2022 tarihli birleşen dosya hakkında karar verilmesi yönündeki dilekçesi hükmün tamamlanması talebi niteliğinde olup, bu halde nasıl bir yol izleneceği HMK’nın 306. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih veya tamamlama talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme tavzih veya tamamlama talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.” düzenlemesi uyarınca gerekli işlem yapılmaksızın, dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmeksizin gerekçeli karar yazımı sırasında birleşen dosya hakkında karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu nedenlerle, sair istinaf sebepleri incelenmeksizin asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun re’sen gözetilmesi gereken bu yön nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca kabulüne, HMK’nın 297. Maddesi gereğince usulüne uygun şekilde karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/06/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 4.231,20 TL nispi istinaf karar harcı ile 13.933,10 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada davalıya İADESİNE,
6-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından asıl ve birleşen davada davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.28/11/2022

….