Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2611 E. 2022/1647 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 28/09/2022
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali – İhtiyati tedbir
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 11/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkillerinin, davalı şirketin %20 (… %10 ve … %10 olmak üzere) hissesine sahip ortakları oldukları, sahibi oldukları payları şirketin diğer ortağı ve müdürü olan dava dışı …’den devir yoluyla aldığını, bu devirin müvekkili … yönünden 19.11.2019 tarihli, müvekkil … yönünden 04.02.2020 tarihli genel kurullarda onaylandığı, davalı şirket ve müdürü tarafından müvekkilleri aleyhine ortaklıktan çıkarma istemiyle 21.06.2021 tarihinde dava açıldığı ve bu davanın halen Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında derdest olduğu, davada Mahkemece şirketin müvekkillere karşı genel kurul kararı almaksızın dava açtığı anlaşıldığından, “ortaklıktan çıkarma davası açmak üzere karar alınması” için şirkete süre verildiği, bunun üzerine davalı şirket tarafından birtakım işlemler tesis edilerek 20.10.2021 tarihinde genel kurul kararı alındığı ileri sürülmüş ise de bu tarihte yapıldığı iddia olunan genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle müvekkiller adına açılan davanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayısında görülerek davanın kabulüne karar verildiği ve 20.10.2021 tarihinde yapıldığı iddia olunan genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin kararı istinaf etmiş olmasıyla halen istinaf incelemesinin devam ettiği, genel kurulun ortaklıktan çıkarma davası açması için yetki kararı almasının yasal olarak mümkün olmadığı, aksi yöndeki kararın hükümsüz olduğu, davalı şirketin müdürünün şirket yönetimi ile kişisel çıkarlarını karıştırmakta olduğu, şirket menfaatlerini bir kenara bırakarak yalnızca husumet çıkardığı, şirketin ortağı olan müvekkillere zarar verme kastıyla hareket ettiği, şirkette uzun yıllardır usulünce genel kurulun toplanmadığı, Mahkemenin ihtiyati tedbir olarak yönetim kayyımı atanması taleplerini kabul etmemesi halinde, eldeki davada görülen menfaat çatışması, şirket müdürünün kişisel çıkarlarını ortaklık menfaatlerinin önünde görmesi ve usulsüz işlemler tesis etmeye çalışması nedeniyle bu davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması gerektiği, dava süresince mevcut menfaat çatışması ve şirket ile ortaklarının haklarının, davada kullanılacak defter ve belgelerin sıhhatinin korunması gerekliliği dikkate alınarak, tensip kararıyla şirkete tedbiren yönetim için, aksi kanaat halinde temsil için kayyım tayinini, Müvekkilleri … ve … hakkında davalı şirket ortaklığından çıkarılmaları için dava açılmasına dair alınan 17.05.2022 tarihli genel kurul kararlarının yokluğunun-kesin hükümsüz olduğunun tespitini, aksi takdirde 17.05.2022 tarihli genel kurul kararlarının kanuna, şirket sözleşmesine ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkemece, şirket yönetim kurulu aleyhine açılmış bir dava bulunmadığı gibi şirketin organsız kaldığına dair bir iddia da yoktur. Dolayısı ile genel kurul kararının iptaline yönelik açılan iş bu davada şirkete tedbiren kayyum atanması talebini haklı kılacak bir neden bulunmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir taleplerinin terditli olarak sunulmuş olup şirkete yönetim kayyımı atanması talebinin kabul edilmemesi halinde şirketi davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması yönündeki taleplerinin ilk derece mahkemesince incelenmediğini, davada şirket müdürü ile bizzat şirket arasında menfaat çatışmasının olduğunu, davalı sirketin müdürü şirket menfaatlerini gözetmediğinden, şirketin korunması nihai amacını güden eldeki davada mevcut müdürün sirketi temsil etmesi müvekkillerin ve şirketin haklarının korunması önünde engel teşkil edeceğini, yönetim kayyımı tayin edilmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmese de daha azına hükmedilerek denetim kayyımı yahut davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımının atanmasını gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK 389. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı kanunun 390. maddesinin 3. fıkrasına göre ise tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, HMK’nın 389 vd. maddelerindeki ihtiyati tedbir koşullarının bulunmamasına, kararın hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.11/11/2022

….