Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2604 E. 2022/1695 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
DAVANIN KONUSU: Ticari Ünvanın Korunması
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 24/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davacı şirketin 2017 yılında faaliyete başladığını, davalı şirket ortağı …’ ın davacı şirketin üç ortağından biri olduğunu, ortaklık ilişkisi bulunmadan davacı ticaret ünvanında bulunan üçüncü kişilerce karıştırılmaya müsait bir şirkete davacı şirketteki ortaklığı bitmeden kurarak davacı şirketin ticari ünvanında mevcut “….” kelimesine kurduğu şirkette kullandığını, her iki şirketin de aynı yer yerleşim yerinde bulunduğunu, davalı şirket ortağı ….’ ın davalı şirket adına yaptığı faaliyetleri davacı şirkete ait zanneden esnafın davacı şirket ortağı ile sohbeti sırasında öğrendiğini, şirketlerin iş alanının ağırlıklı olarak Antalya olduğunu, iştigal konularının aynı olduğunu, davalı şirket ortağı ….’ ın ve davacı şirket ortağı ….’ ın mimar olduğunu, bu sebeple insan ağlarına hakim olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile davalının davacının ticaret ünvanına haksız tecavüzünün tespitine, ünvanından …..kelimesinin çıkartılarak değiştirilmesine veya silinerek ticaret sicilden terkinine, kararın gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Müvekkilinin davacı şirketteki ortaklıktan ayrılmak amacıyla dava açtığını, ….Resterosyan şirketinin müvekkiline hitaben kurulduğunu, müvekkilinin 2014-2017 yılları arasında ….köşkünde yüksek mimar olarak görev yaptığını, şuan bu binanın Cumhurbaşkanlığının resmi binası olduğunu, davacının şahıs şirketiyken davalının ortak olması hususunda talepte bulunduklarını bu şekilde davacı şirketin kurulduğunu, ….isminin de müvekkilinden dolayı seçildiğini, …Kaleiçi Restorasyon olarak aldığı ismi marka tescili amacıyla Türk Patent Entitüsüne başvuruda bulunduğunu, davacıların isimlerini kullanarak ticarette fayda sağlandığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkil işletmelerinin kuruluşunun daha eskiye dayandığını ve bilinirliklerinin daha yüksek olduğunu, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, Davalı şirketin ticaret ünvanında …. kelimesinin bulunmasının ticaret ünvanları hakkındaki tebliğin 5. maddesine aykırılık teşkil etmediği ancak her iki şirketin de ticaret ünvanlarının asıl unsurunun ….kelimesi olduğu, söz konusu kelimenin Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına Göre klavuz sözcük niteliğinde olduğu, bu yönden ünvanların bire bir aynılık taşıdığı, her iki şirketin iştigal sahalarının örtüştüğü, adreslerinin aynı mahallede olduğu, TTK’ nun 52 maddesi uyarınca ticaret ünvanının terkini şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece gerekçeli karar taraflara tebliğe çıkarılmış, davalıya 06/04/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, süresinde istinaf yoluna gidilmediğinden bahisle kararın 21/04/2022 tarihinde kesinleştiğinden bahisle 09/05/2022 tarihinde kesinleşme şerhi yazılmıştır.
Davalının bu tarihten sonra 21/06/2022 tarihinde kararın tebliğine ilişkin tebliğ işleminin usulsüzlüğünü de iddia ederek karara karşı istinaf yoluna gitmiştir. Mahkemece HMK nın 346. Maddesi gereğince bir değerlendirme yapması gerekirken böyle bir değerlendirme yapmadan dosyayı Dairemize gönderdiği anlaşıldığından eksikliğin giderilmesi ve oluşacak sonuca göre dosyanın mahkememize gönderilmesi gerektiğinden dosyanın mahalli mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece 22/09/2022 tarihli ek karar ile istinaf süresinde yapılmadığından bahisle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın usulsüz olduğundan bahisle kararın kesinleşmediğini, davanın esası hakkında verilen kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, “Ticari Ünvanın Korunması” talebine ilişkin olup, gelinen noktada uyuşmazlık kararın kesinleşip kesinleşmediği, buna göre istinaf talebinin reddine ilişkin ek kararın yerinde olup olmadığıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemenin 23/02/2022 tarihli gerekçeli kararının davalı vekili Av. …’in belirtilen adresine 06/04/2022 tarihinde ulaştığı, avukatın adreste bulunmaması sebebi ile komşusundan sorulduğu, komşunun adının yazıldığı ve beyanının alındığı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. Maddesi uyarınca iki nolu haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı, evrakın mahalle muhtarının kaşe ve imzasına karşılık teslim edildiği, bu şekilde tebligatın usulüne uygun olduğu görülmekle, kesinleşen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun süre nedeni ile reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup HMK m. 353/1-b-1. Gereğince ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi 22/09/2022 tarihli ek kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.24/11/2022