Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2580 E. 2022/1794 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 21/07/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 13/12/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkil şirket tarafından davalı borçlu aleyhine Denizli 3.İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı aleyhine yapılan icra takibinin faturalardan kaynaklanan cari alacağa ilişkin olduğunu, müvekkil firma tarafından 28/04/2022 tarihli ….. no.lu 392.817,60-TL bedelli fatura, 06/05/2022 tarihli ….. no.lu 7.000,00-TL bedelli fatura ve 06/05/2022 tarihli ….. no.lu 15.228,00-TL bedelli fatura tanzim edildiğini, söz konusu faturalara ilişkin malların davalı firmaya teslim edildiğini ve davalı tarafça müvekkile 300.000,00-TL ödeme yapıldığını, ancak kalan 115.045,60-TL borcun ödenmediğini, borçlu tarafından icra takip dosyasına itiraz dilekçesi sunulması üzerine icra müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu hakkında %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı borçlunun mal kaçırma kastı bulunduğundan yargılama süresince davalı tarafa ait malların elden çıkarılması söz konusu olduğundan ve müvekkilinin alacağının tahsili sürüncemede kalacağından davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 21/07/2022 tarihli tensip zaptının 13 numaralı ara kararı ile, üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmazların iş bu davanın konusu olmadığı, bu hali ile uyuşmazlık konusu olmayan hususta HMK 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı aleyhine faturalardan kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının faturalardan dolayı kısmi ödeme yaptığını ancak kalan borcu ödemediğini, davalının mallarını kaçırma kastının bulunduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan fatura, irsaliyeler ve cari hesap ekstresi ile davacının alacağını yaklaşık olarak ispat ettiğini, İhtiyati haciz şartlarının oluştuğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.
İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir.
Somut olayda; davacı vekilinin dava dilekçesine eklediği irsaliyelerde davalıya atfen herhangi bir isim ve imzanın bulunmadığı, fatura ve cari hesap ekstresi gözetildiğinde alacağın varlığı ve miktarı ihtilaflı olup, muaccel alacağın varlığının tesbiti yargılamayı gerektirir niteliktedir. İlk derece mahkemesince talebin ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.13/12/2022