Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2561 E. 2022/1698 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/10/2019
DAVANIN KONUSU:Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacının Antalya 10. İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasına alacaklarının ödenmesi için kayıt yaptırdığını, İflas idaresi tarafından müvekkilinin başvurusunun “Alacağa dayanak belgeler müflis şirket adına olmadığından dolayı” reddedildiğini, müvekkilinin, … ve …. A.Ş’lerin borca batık duruma düşmesi neticesinde işçi alacaklarının tahsili için ayrı ayrı kanuni yollara başvurduklarını, bu başvurularının neticesinde Antalya 9. İflas Müdürlüğü …. İflas dosyasında belirtilen alacaklarının kesinleştiğini ve masaya 1. sıradan kayıtlarının yapıldığını, ancak alacaklarının tahsili için ….A.Ş.’nin tasfiyesi ile görevli Antalya 10. İflas Müdürlüğü’ne başvurularının haksız bir şekilde reddedildiğini, müvekkilinin ….A.Ş.’de çalışırken kendisinden izin alınmadan bir günde …. A.Ş.’ye geçişinin sağlandığını, bu durumdan müvekkilinin haberi olmadığını, … ve …. şirketlerinin organik ve fiili bağlantılı birbirlerine sıkı sıkıya bağlı grup şirketler olduğunu, bu nedenle davacının alacak kaydının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, davacının 16.363,19 TL alacağının iflas masasına kayıtlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacının alacak taleplerinin müflis şirketle ilgili olmamasından dolayı reddedildiğini, davacı tarafça başvuru dilekçesinde de herhangi bir icra takibinden bahsedilmemiş olup, anılan belgelerin de müflis şirketle bir ilgisinin bulunmadığını, müflis şirket ile davacı tarafın asıl alacaklısı olduğu …. Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin ayrı ayrı tüzel kişilikler olduğunu, davacı tarafın …. Sanayi ve Ticaret A.Ş’nde çalıştığını, Bu çalışmasından dolayı ödenmeyen ücretin vs hak edişleri ile ilgili olarak …. Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş ile protokol imzaladığını, davacı tarafın alacak konusunda iddiasını ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu grup şirket olmasının davacı …. Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’nden ayrı olarak müflis şirkette çalıştığı anlamına gelmediğini, davacının alacak başvurusuna göre bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini beyan etmekle; davanın reddini, yapılacak masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı şirket’in yasal prosedür izlenilmek suretiyle bölünme yolu ile dava dışı ….şirketinin kurulduğu, gerekli ilanların yapıldığı ve resmi kayıtlarda da bu hususun sabit olmasına göre “tüzel kişilik perdesinin aralanması” teorisinin uygulanamayacağı kanaati hasıl olmuş ise de bölünen davalı şirketin hakim ortak olması ve şirketlerin arasındaki fiili ve organik bağın varlığının sabit olması ve iflas dosyalarına da bu hususun yansımış olması, işçilik alacaklarının mümkün mertebe korunması ve tahsil kabiliyetlerinin önüne geçilmemesi, Medeni Kanun’un dürüstlük kuralları çerçevesinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacının ….işçilik alacağının davalı iflas masası sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacının protokol gereğince hesaplanan 12.700,76-TL’ lik işçilik alacağının yapılandırıldığı ve taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı ancak ilk iki taksit olan 1.200-TL ödendikten sonra bakiye 11.500,75.-TL’nin ödenmediği, protokolün 3.5 maddesi uyarınca 04/02/2014 tarihi itibari ile temerrüdün gerçekleştiği ve temerrüt tarihinden iflas tarihine kadar geçen süre zarfında yıllık%9 yasal faiz oranı üzerinden hesaplanan faiz alacağının 2.223,27-TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili katılma yolu ile sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kesinleşen icra takibine göre alacağın hesaplanması gerekirken hatalı hesaplama ile alacağın eksik olarak kabul edilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığından bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu alınmadan dava dışı …. ile yapılan protokolle yetinilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığından bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; davacı işçi alacağının müflis şirket iflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu Antalya 10. İflas Müdürlüğünün …. İflas sırasına kayıtlı müflis …. A.Ş’nin 03/02/2017 tarihli sıra cetveli ve İflas İdaresi kararının incelenmesinden; davacının 16.363,19 TL alacağının masaya kaydını istediği, talebinin alacağa dayanak belgelerin müflis şirket adına kayıtlı olmadığından reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 235/1. maddesinde sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilamından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Dava dosyasında celbedilen Antalya 10. İcra Müdürlüğünün …. iflas sayılı yazı cevabından, davaya konu ek sıra cetvelinin İİK ‘nın 166 maddesi uyarınca 03/10/2018 tarihli Sözcü Gazetesinde ve 01/10/2018 tarihinde Akdeniz Gerçek Gazetesinde ve 24/09/2018 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak ilan edildiği anlaşılmıştır.
Davacının 03/07/2017 tarihli Kayıt başvurusunun davalı iflas idaresi tarafından 14/09/2018 tarihinde reddine karar verildiği, red kararının 01/10/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davanın ise İİK nın 235. Maddesince yasal 15 günlük yasal süresi içerisinde 10/10/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Emsal dosyalarda incelenen Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı 29.03.2016 tarihli ilamına göre Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….Sicil numarasına kayıtlı …. İnş. ve San. A.Ş.’nin ve ….Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasına kayıtlı ….Tekstil Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin İİK’nın 179. maddesi uyarınca ayrı ayrı iflaslarına karar verilerek iflasın 29.03.2016 tarihinde açılmasına karar verildiği, dosyanın Yargıtay’ca onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Antalya 9. İcra Müdürlüğünün ….iflas sayılı dosyasında müflis …. A.Ş. ile ilgili davacının o iflas dosyasına yaptığı kayıt başvuru evraklarına göre, davacının 16.363,19 TL alacağın kaydını talep ettiği ancak bu talebi ile ilgili henüz menfi ya da müsbet bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında borçlu ve müflis şirket ile ilgili iflas erteleme istemli açılan davada her iki şirketin vekili dava dilekçesinde şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut bulunduğunu, şirketlerin faaliyetlerinin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiğini, iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili olduklarını, …. İnş. ve San. A.Ş.’nin, …Tek. San. ve Tic. A.Ş.’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüzel kişiliğin, sözleşmeden ya da kanundan doğan her türlü yüküm ve borçlardan ve kaynağı ne olursa olsun sorumluluklardan kurtulmak için bir araç olarak kullanılmasını engellemek amacıyla, Anglo-Sakson ve Kara Avrupası hukuk sistemlerinde “perdeyi kaldırma teorisi” olarak anılan hukuk ilkesi geliştirilmiş bulunmaktadır. Bu teori ile, tüzel kişiliklerin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, tüzel kişilik dikkate alınmamakta, yani yokmuş gibi hareket edilmekte ve ayrı tüzel kişilik savunmasından yararlanmak isteyenlere izin verilmemektedir. Teoriye bu ismin verilmesinin sebebi, hukuki sorumluluktan kaçınmak amacıyla farklı tüzel kişilik savunması yapan kişilerin “tüzel kişilik” perdesi arkasına saklanmaya çalışmaları; teorinin müdahalesi ile tüzel kişiliğin yok sayılmasıyla veya bu perdenin aralanması suretiyle perdenin arkasındaki gerçek yükümlünün borçtan sorumlu tutulabilmesidir. Perdeyi kaldırma teorisi vasıtasıyla, tüzel kişinin borçlarının, üyelerine izafesi mümkün olduğu gibi üyelerin borçlarından dolayı, tüzel kişinin sorumlu tutulması da olanak dahilindedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2014 tarih ve 2014/7271 Esas, 2014/15583 Karar.)
Davacının işçilik alacaklarının masaya kaydı için başvurduğu müflis ….İnş. … A.Ş.’nin 11.03.2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda kısmi bölünme ile tekstil alanında faaliyette bulunmak üzere ….Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’nin kurulduğu, şirketin Antalya Ticaret Siciline 20.04.2011 tarihinde …. sicil numarası ile kaydedilerek faaliyetine başladığı, …İnş. ve San. A.Ş.’nin, …. Tek. San. ve Tic. A.Ş.’nin % 99,9 oranında hissedarı olduğu, şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olmalarına rağmen aralarında sıkı bir organik bağın mevcut olduğu, şirketlerin faaliyetlerin ekonomik ve ticari anlamda bir bütünlük arz ettiği, bu iki şirketin aynı zamanda borçlanmalarda da birbirlerinin müteselsil kefili oldukları, şirketler arasındaki organik bağın iflas ertelemesi davasında bizzat şirket vekillerince de ileri sürüldüğü, her iki şirketin grup şirketler olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü ve müflis …. A.Ş.’nin de davacı alacağından sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmalıdır.
Buradan hareketle davalı müflis şirket ile dava dışı müflis …. A.Ş. Arasındaki fiili ve organik bağ dikkate alındığında davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu sonucuna ulaşılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davacının müflis ….AŞ ile yaptığı protokol ve bu protokole uyulmaması üzerine Antalya 9. İcra Dairesinin ….esas sayılı dosyası ile başlattığı takibin kesinleşmiş olması karşısında İİK’nın 195/1-2. maddesine göre “İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” cümlesinden hareketle iflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek (tahsil harcı bu hesaplama dışında bırakılarak) kapak hesabı yapılıp davacının alacağı belirlenerek bu bedel üzerinden kayıt kabul kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş bu nedenle davalı vekilinin katılma yolu ile ileri sürdüğü istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmüş, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesince kaldırılarak, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 07/10/2019 tarih ve ….Esas, …Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
4-Davanın KABULÜ İLE,
a-Davacının Antalya 9. İcra Dairesinin ….esas sayılı takip dosyasında kesinleşen 12.981,67 TL asıl alacak, 590,67 TL harç miktarı, 1.201,25 TL işlemiş faiz, 1.557,80 TL vekalet ücreti, 31,80 TL masraf olmak üzere toplam 16.363,19 TL işçilik alacağının Antalya 9. İcra Dairesinin ….iflas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Antalya 10. İflas Müdürlüğünün ….iflas sayılı dosyasındaki sıra cetveline KAYIT VE KABULÜNE,
b-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile hazineye gelir KAYDINA,
c-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, harç gideri olmak üzere) toplam 142,80.-TL yargılama giderin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
e-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,
b-Davalının istinaf başvurusu reddedildiğinden ve 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
c-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 9,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 229,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
ç-Davalının istinaf başvurusu reddedildiğinden istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
e-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgililerine İADESİNE,
f-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 25/11/2022