Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2550 E. 2023/113 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/01/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Denizli 3. İş Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı dosyası ile davacı … tarafından ikame edilen işçilik alacaklarına ilişkin davada 9.495,47-TL brüt kıdem tazminatı, 2.653,28-TL brüt ihbar tazminatı, 3.311,10-TL brüt ücret alacağı, 3.820,50-TL brüt yıllık ücret izin ücret alacakları ile yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmediği, karara ilişkin olarak istinaf talebinde bulunulduğunu, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı dosyası ile yapılan incelemede 21.03.2019 tarihinde istinaf talebinin kesin olmak üzere reddine karar verildiğini, müvekkil şirket tarafından anılan dosyaya istinaden Denizli 4. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi için 20.11.2018 tarihinde 30.405,12-TL ödendiğini, davalı şirkette çalışanı olan …’ın anılan davada hükmedilen işçilik alacakları müvekkil şirket tarafından ödendiğini, davacı …’ın iş akdi 18.12.2015 tarihinde davalı şirket tarafından sonlandırıldığını, işçinin iş sözleşmesi süresi itibariyle belirlenmiş ve haksız fesheden işveren sorumlu tutulduğunu, dosyalarda yapılan bilirkişi incelemelerinde davalının iş akdinin sonlanmasında müvekkil şirketin kusurunun olmadığını, müvekkilinin 31.05.2015 tarihinden sonra üretim faaliyetini bıraktığı, iş akdinin sonlanmasında da hiçbir eyleminin olmadığı düşünüldüğünde ihbar tazminatından müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacı … müvekkil şirkette çalışmamış olmasına rağmen davalı şirket nezdinde çalışmış olduğu süredeki hak edilmiş olan yıllık ücretli izin alacaklarından müvekkil şirket sorumlu tutulduğunu ve buna ilişkin bedel müvekkil şirket tarafından ödendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu kapsamında olmayan ancak müvekkil şirket tarafından ödenen yıllık ücretli izinin alacağının davalı şirketten tahsili gerektiğini, davacı …’ın işçilik alacaklarına istinaden yapılan Denizli 4. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına konu edilen ve müvekkil şirket tarafından ödenen şimdilik 100,00-TL işçilik alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile rücuen davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri, dava vekalet ücretinin ve arabuculuk sürecine ilişkin vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/03/2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin her türlü hak, talep ve ek dava ikame etme hakları saklı kalmak kaydıyla; ıslah talebinin kabulü ile, 100,00 TL olarak talep edilen rücuen tazminat talebinin 14.987,83TL artırarak 15.087,83TL olarak ıslahı ile rücuen tazminat alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte rücuen davalı yandan tahsiline, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve arabuluculuk sürecine ilişkin vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, alacak konusunun işçilik alacağına ödenen bedelin rücusuna ilişkin olduğunu, tarafların şirket olmasının huzurda ki dava bakımından görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, Denizli 3. İş Mahkemesi dosyasında yapılan yargılamasında dinlenen tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporlarında davacı şirket ile İsmail Aydoğan arasında organik bağ bulunduğu bu sebeple … isimli çalışanın işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespit edildiğini ve hüküm altına alındığını, davacının icra dosyasına ödediği bedeli organik bağ bulunan İsmail Aydoğan isimli kişiden talep edebileceğini, müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin talep kısmı ile içeriğinin aynı olmadığını, davacının açıklaması gerektiğini, SGK tarafından da … isimli kişinin çalıştığı tüm dönem boyunca …’a ait iş yerinden sigortalandığını görüldüğünü, firmalara fason iş yaptırılması organik bağ bulunduğu veya işçilik alacaklarından sorumlu olduğu anlamına gelmediğini, Denizli 1. İş Mahkemesinin … E … K sayılı dosyasında ve Denizli 3. İş mahkemesinin … E … K sayılı dosyasında tüm beyan ettikleri hususların tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı ve davalının aynı adreste ve aynı konuda faaliyet yürüttükleri, dava dışı işçi ile diğer işçilerin davacı, davalı ve dava dışı … ‘ın işçisi olarak çalıştıkları, dava dışı işçinin sgk kayıtlarına göre çalışmasının sürekli olduğu, işvereni değişmesine rağmen aynı işyerinde çalışmaya devam ettiği, işyerinin davalı şirkete devredildiği iddia edilmiş ise de, devrin olduğuna ilişkin dosya kapsamına herhangi bir kayıt sunulmadığı gibi davacının faaliyetine devam ettiği, iş kanunu gereğince devrin ispatlanamadığı, davalı şirketle davacı şirketin faaliyet gösterdiği adresin ve faaliyet konusunun aynı olması nedeniyle fason üretim için aranan “üretimin ana firmanın işyeri dışında yapılması” şartının yerine getirilmemiş olduğu dolayısıyla taraflar arasında fason iş sözleşmesinden de bahsedilemeyeceği, ticaret sicil kayıtlarına göre …’in her iki şirketin de ortağı olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları ile de davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve birlikte istihdam sağladıkları, bu hususta uyap üzerinden yapılan sorgulamada aynı mahiyet ve nitelikle mahkememize …, …, …, …, …, …, …, …, …, …., …. ve …. esas sayılı dosyalarının açıldığı, iş bu dosyaların içerisine alınan iş mahkemesi dosyalarının incelenmesinde farklı işçiler tarafından … Ltd. Şti. ‘ye karşı işçilik alacaklarının tahsili amacıyla dava açıldığı, iş bu dosyada davalı olan … Tic. Ltd. Şti. iş mahkemesi dosyalarında ihbar olunun sıfatı ile yer aldığı, yapılan yargılama neticesinde iş bu davanın davacısı ve davalısı arasında organik bağ bulunduğuna dair kesin olmak üzere karar verildiği (örneğin Antalya BAM 10. Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı kararı ve Antalya BAM 9. Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı kararı) anlaşılmakla, davacı ve davalı şirketin işçi alacaklarından dava dışı işçinin kendileri için çalıştığı dönem itibariyle sorumlu olacakları ve davacının ödemek zorunda olduğu işçi alacağını ödeme tarihinden itibaren isteyebileceği sonuç ve kanaatine varılmış, dosya kapsamında aldırılan bilirkişi kök ve ek raporuna yapılan hesaplamalara itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında iddia edildiği şekilde devir ve organik bağın bulunmadığını, bunun bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, mahkemece organik bağın hatalı değerlendirildiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde çalışmadığının SGK kayıtları ile sabit olduğunu, bunun gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, taraflar arasındaki tek ticari ilişkinin fason iş/ üretim ilişkisi olduğunu, bunun da organik bağ anlamına gelmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, iş yerinin devri ve organik bağ nedenlerine dayalı olarak dava dışı işçiye ödenen işçilik alacakları ve yargılama gideri ile icra giderlerinden davalının sorumlu olduğu iddiasıyla davalı aleyhine rücuen alacak talebinde bulunmuştur.
Davaya dayanak teşkil eden Denizli 3. İş Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasında, dava dışı işçi …’ın 13/04/2009 ile 31/05/2015 tarihleri arasında iş bu dava dosyasının davacısı … Ltd. Şti. İle dava dışı …’a ait … sicil numaralı iş yerinde, 01/06/2015 ile 18/12/2015 tarihleri arasında dava dışı …’a ait … sicil numaralı iş yerinde çalışmasının olduğunun tespit edildiği, davacının toplam hizmet süresinin 6 yıl, 8 ay 15 gün olarak belirlendiği ve işçi alacaklarının bu süre itibariyle hesaplandığı, davaya konu dönemde iş bu dava dosyasının davalısına ait iş yerinde herhangi bir çalışmasının olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/06/2022 tarih, 2019/(19)11-149 Esas, 2022/894 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, tüzel kişilik perdesinin aralanması dolayısıyla organik bağ teorisine başvurabilecek kişinin zarara uğradığını iddia eden üçüncü kişi olması gerekir. Somut olayda, davacı davalı ile olan iç ilişkisine dayanmış olup, üçüncü kişi olmadığından bu teoriye dayanarak rücu isteminde bulunamaz. Davacı üçüncü kişi sıfatına haiz olmayıp, bizatihi iddia ettiği hususları bilebilecek durumda olan kişidir.
İlk derece mahkemesince, dava dışı işçinin davalının yanında da çalıştığı kabul edilmiş ise de, işçilik alacağına konu dönem itibariyle dosya kapsamından davacı bu hususu usulüne uygun delillerle ispat edememiştir. Aksine, davacı Denizli 3. İş Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasındaki savunmalarında ve 21/06/2017 tarihli bilirkişi raporuna itirazında, işçinin 13/04/2009 ile 31/05/2015 tarihleri arasında müvekkiline ait iş yerinde çalıştığını kabul etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının üçüncü kişi olmadığından dolayı organik bağ teorisine dayanamayacağı, ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere davacının iş yeri devrini ispat edemediği, istinaf edenin davalı olması nedeniyle bu tespitin davalı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiği hususları gözetildiğinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilebilecektir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/04/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 256,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 310,40 TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 130,50 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Bu konuda Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/06/2021 tarih ve … Esas – … Karar sayılı, 2021/596 Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresi ile Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkerenin ilk derece mahkemesince İPTALİNE,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
e-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
f-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 258,00 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 149,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 311,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/01/2023

….