Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2503 E. 2022/1668 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 02/09/2022
TALEBİN KONUSU : İhtiyati tedbir kararına itiraz
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 21/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davalı vekili 01/09/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davacı borçlu … aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla Antalya Genel İcra Müdürlüğü … (Kapatılan Antalya 4.İcra Müdürlüğü … ) Esas sayılı dosya ile taraflarınca takip başlatıldığını, takibin kesinleşip haciz işlemleri uygulandıktan sonra huzurdaki menfi tespit davasının açıldığını, taraflar arasındaki ceza dava dosyalarının açılması gerekçe gösterilerek davacı borçludan hiçbir teminat alınmadan takibin durdurulmasına karar verildiğini, huzurdaki davada değişen delil durumu göz önünde bulundurularak HMK madde 396/1 hükmü gereği takibin teminatsız olarak durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması veya genişletilmesi gerektiğini, HMK madde 396/1:”Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.” hükmü ile açıkça düzenlendiğini, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 25.06.2014 tarih 2014/1474 Esas 2014/4876 Karar sayılı ilamında:”… aynı Yasa’nın 396/1. maddesi uyarınca yapılacak başvuru üzerine mahkemece tedbirin kaldırılmasının her zaman mümkün bulunmasına göre,” içtihadıyla durum ve koşulların değişmesi üzerine ihtiyati tedbir kararının her zaman kaldırılabileceğinin açıkça hüküm altına alındığını, takip kesinleştikten sonra verilen teminatsız ihtiyati tedbir kararının dayanağının açıklanmasını beyanla fazlaya ilişkin tazminat, rücu, şikayet, talep, alacak, HSK, Anayasa mahkemesine başvuru hakları saklı kalmak kaydı ile Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nin … (Kapatılan Antalya 4. İcra Dairesi …) Esas sayılı dosya hakkında verilen takibin teminatsız olarak durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, mahkememiz aksi kanaatte ise davalının somut olarak şimdiden uğramaya başladığı zararlar ve ileride uğraması muhtemel zararlar göz önünde bulundurulularak dava değerinin en az %15’İ oranında belirlenecek teminat ile ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesine, mahkememiz yine aksi kanaatte ise mahkememizce davalı lehine ihtiyati tedbir kararı verilerek davacı adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, haksız davanın reddi ile icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 02/09/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkememiz dosyasında Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi … E, … K. Sayılı ilamıyla icranın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiğini, haciz tehdidi altında mahkeme kararı kesinleşinceye kadar dosyadaki mevcut taşınır ve taşınmaz hacizlerin kaldırılması için ve alacaklıya ödenmemek üzere (ihtiyati tedbir kararı sebebiyle) dosya borcu alacağının tamamı davacı tarafından dosyaya yatırıldığını, 29/08/2022 tarihli dosya kapak hesabına göre, tüm dosya borcu, Antalya Genel İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yatırılmış olup, dosyadan davacının taşınır ve taşınmaz malvarlığı değerleri üzerine konulan hacizlerin kaldırılması ve talimat icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak dosya kapsamında haczedilen altın ve ziynet eşyalarının da davacıya iade edilmesine karar verilmesi, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından icranın durdurulmasına karar verilmiş olsa da, dosya borcunun tamamının yatırılmış olması karşısında davacının malları üzerinde uygulanan ve halihazırda taşkın haciz niteliğinde olan hacizlerin kaldırılmasını, mahkememizce verilen tedbirin icra dosyasına yatırılan para üzerinden devam etmesini ve yatırılan miktarın alacaklıya ödenmemesine yönelik tedbirin devamını talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından 02/09/2022 tarihli ara karar ile,Davacı vekilinin icra takip dosya borcunun kapak hesabı yapılarak dosyaya yatırıldığı gerekçesi ile icra dosyasındaki taşınır, taşınmaz mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına yönelik talebinin değerlendirilmesinde ise; mahkememizce taşınır, taşınmaz mallar üzerine haciz konulmasına ilişkin bir ara karar bulunmadığı, bu ara kararın icra işlemi niteliğinde olduğu, icra işleminin İİK 16.maddesi kapsamında şikayet (taşkın haciz vs.) davası niteliğinde icra mahkemesi tarafından incelenebileceği, Antalya BAM 11.Hukuk Dairesi tarafından verilen tedbir kararınında hacizleri kapsamadığı görülmekle davacı vekilinin taşınır, taşınmaz mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına ilişkin talebinin de reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde; kesinleşmiş icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ilamsız takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, kesinleşmiş takipte takibe sadece ceza mahkemelerinin durdurabileceğini, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin içtihadına göre mahkemenin kesinleşmiş takibi durdurmayı yetkisinin bulunmadığını, tedbire dayanak yapılan ceza dosyasında müvekkilinin beraat ine karar verilmesinin mütalaa edilmesine karar verildiğini, tedbir kararının neticesinde müvekkilinin alacağını tahsil edemeyeceği konuma düşürüldüğünü, değişim durum göz önünde bulundurularak HMK 396/1.madde hükmü gereği ihtiyati tedbirin kaldırılması veya genişletilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür,.
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, değişim durum ve koşullara göre ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 21/02/2014 tarih 1-1 sayılı İBK’nın gerekçesinde “itiraz, ara kararı vermiş olan aynı mahkemeye (hakime) yapılacağından bu tanım açısından kanun yolu olarak vasıflandırılamaz.” “Yargılamayı sona erdirip mahkemenin dosyadan el çekmesini gerektirmediği (nihai karar olmadığı) için tek başlarına temyiz edilemeyen ara kararları ancak, bir nihai karar olan hüküm ile birlikte temyiz edilebilir.” denmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 396’ncı maddesi “(1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
(2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/1. maddesi hükmüne göre ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Öte yandan, “Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına” ilişkin düzenleme yapan 396. maddenin ikinci fıkrasında, kanun yollarını düzenleyen HMK.’nın 391. maddesinin son fıkrasına veya 394. maddesinin beşinci fıkrasına atıf yapılmamış olduğundan, durum ve koşulların değişmesi sebebine dayalı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması istemi ile ilgili mahkemece verilecek kararın istinafı olanaklı değildir. Aksi hal, 396. maddenin gerekçesinde de belirtilen “…hal ve şartların değişmesi, hukuki bir değerlendirmeden daha çok, maddi şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, birçok kez hal ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyati tedbirlerle ilgili temel hukuki ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyati tedbirin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkanı getirilmiştir…” denilmek suretiyle ortaya konulan kanun koyucunun iradesine de aykırı olacaktır.
Kanun koyucunun ihtiyati tedbire dair kanun yollarına ilişkin düzenlemeleri bilinçli, özenli, ayrıntılı ve açık bir şekilde yapması, ihtiyati tedbir talebinin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânını getirmesi, HMK’nın 395. ve 396. maddelerinde ise bilinçli şekilde aynı kanunun 394/5. fıkrasına atıf yapmaması karşısında, durum ve koşulların değiştiği iddiası ile davalı vekilinin tedbirin kaldırılması talebi üzerine ilk derece mahkemesince verilen karara karşı kanun yolu, dolayısıyla istinaf yolu kapalıdır.
Ancak itiraz yolu açıktır. Dolayısıyla davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 396/2. maddesi hükmü gereğince itiraz dilekçesi olarak dikkate alınması ve bu taleple ilgili mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, istinaf yolu kapalı olduğu halde dosyanın Dairemize gönderilmiş olması doğru olmadığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 02/09/2022 tarihli ara kararına ilişkin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 346 ve 352/1-ç. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalı vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 346 ve 352/1-ç. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 394/5 maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.18/11/2022

….