Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2485 E. 2023/1150 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 01/07/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirket … İnşaat, inşaat işi ile yaptıklarını, … İnşaat, diğer müvekkili … ile ihaleye girmek üzere adi ortaklık kurduklarını, şirket yetkilisi … olduğunu, Burdur ve Mardin ilinde alınan ihaleler ile ilgili olarak; Burdur ili için … adi ortaklığı, Mardin ilindeki ihale işi için … ile adi ortaklık kurulduğunu, Burdur ilindeki ihale işini müvekkili … Ltd. Şti. yapıp teslim ettiğini ve … ile olan adi ortaklığı feshedildiğini, ayrıca bu iş için … ‘e vermiş olduğu ihale takibine ilişkin Antalya 16. Noterliğinin 05/10/2018 tarihli … Yevmiye Numaralı vekaleti iş bittiği için azlettiğini, müvekkili şirket, Mardin ili … Mah. 24 Derslikli İlkokul Yapım ihale işi için … ile kurmuş olduğu adi ortaklığın ihale işlerini de yürütebilmek için Mardin deki ihale işi ile ilgili sınırlı olmak üzere azil tarihinden 3 ay sonra tekrar …’e Antalya 16. Noterliğinin 05/07/2019 tarihli … Yevmiye numaralı vekaleti ile vekil tayin edildiğini, dava dışı …, bir süre sonra hukuk dışı yollara başvurmuş, şirket içerisinde usulsüzlükleri tespit edildiğini, …’in abisi (…) inşaatta çalışmış, …, abisine ödemeyi belgesiz olarak yapmış ve abisi tarafından müvekkili şirkete alacağı ödenmediğinden bahisle icra takibi yapıldığını, ayrıca …, azledildikten 5 gün sonra müvekkili şirketin yaptığı okul ile ilgili yaklaşık 406.040,77-TL hakediş ödemesini … ile olan ortaklığın hesabından karısının şahsi hesabına geçirdiğini, dava dışı … azledildilkten sonra kötü niyetli olarak müvekkilinin tanımadığı, mal almadığı ve müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi olmayan kişilere karşı geçmiş tarihli senet vermeye başladığını, söz konusu senetlerin üzerine de malen veya nakden ibaresi eklendiğini, söz konusu senetlerdeki lehtarlar, müvekkili ile iş yapmadıkalrını, malzeme vermemiş ve para alışverişi olmamasına rağmen ve dava dışı …’in yetkisiz olduğunu bilmelerine rağmen senetleri icraya koyduklarını, …’e verilen vekaletnamede senet imzalamaya dair bir yetkisinin olmadığını, dava dışı … müvekkilleri bile bile zarara uğtarmak için işbu senetleri bedelsiz olarak hiçbir nakit para ya da mal almadan tanıdığı 3.kişilere imzalayarak verdiğini, zira müvekkillerin kurmuş oldukları adi ortaklık şirketi kayıtlarında işbu senetle ilgili hiçbir kaydı olmadığını, takibe konu edilen senette bunlardan bir tanesi olduğunu, Hatta müvekkiline karşı başlatılan diğer sahte senetlerden bir tanesi olan Antalya Genel İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyada lehtar olarak gösterilen kişi …’in öz yeğeni … olduğunu, ayrıca … E. sayılı dosyada alacaklı vekiline vekalet takibin yapıldığı gün çıkarıldığını, yine … E. ve işbu davaya konu takip olan … E. Sayılı dosyalarda alacaklı vekili olarak aynı vekil takip ettiğini, işbu davaya konu senette alacaklı olan davalı … Ltd. Şti olduğunu, her ne kadar senette malen kaydı bulunsa da davalı şirket müvekkile hiçbir mal satışı yapmadığını, … ve davalı bile bile müvekkili zarara uğratmak için müvekkile karşı icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket hakkında son 1 ayda başlatılan icra takiplerinin, -Antalya Genel İcra Müd. … E.: 15/06/2021 tanzim, 15/09/2021 vade tarihli 500.000-TL’lik senet. (Takip tarihi: 14/10/2021), -Antalya Genel İcra Müd. … E.: 20/06/2021 tanzim,30/09/2021 vade tarihli 250.000-TL’lik senet. (Takip tarihi: 11/10/2021), -Antalya Genel İcra Müd. … .: 15/06/2021 tanzim, 30/08/2021 vade tarihli 120.000-TL’lik senet. (Takip tarihi: 14/09/2021), -Antalya Genel İcra Müd. … E.: 15/06/2021 tanzim, 22/09/2021 vade tarihli 100.000-TL’lik senet. (Takip tarihi: 04/10/2021) olduğunu, bu nedenlerle Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu 15/06/2021 tanzim, 22/09/2021 vade tarihli 100.000-TL’lik senetten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı tarafın %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davada davacılar zorunlu olarak arabuluculuk başvurusu yapmamış olup zorunlu arabuluculukta arabulucuya başvuru dava şartı olarak düzenlenmediğini, davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir suretini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğunu, ancak davacılar arabuluculuk yolunu tüketmeden iş bu davayı açmış olup iş bu davanın usulden reddini, müvekkili firma, davacıların kurmuş olduğu ortaklık şirket ile birlikte ticari ilişki kurmuş olup aralarında kurulan ticari ilişki nedeni ile mal alışverişi yapılmış müvekkili firma teslim etmesi gereken ürünleri tam ve eksiksiz bir şekilde ortaklığın temsil yetkisini vermiş olduğu … isimli şahısa teslim ettiğini, davacı yan her ne kadar müvekkilinin Antalya ile biri ilgisi olmadığı iddia etmiş ne bir mal ne de bir hizmet almadıklarını müvekkili dahi tanımadıklarını iddia etmiş olsa da ortaklıkların adreslerinin Antalya olduğu karşı dava dilekçesi ile sabit olup müvekkili firmayı tanımadıkları iddiasını kabul etmediklerini, davacı yanın 13/10/2021 tarihli beyan dilekçesinin ekinde müvekkili firmanın tahsilat makbuzu mevcut olduğunu, davaya konu yapılan alışveriş neticesinde ortaklığın her türlü temsil ve imzaya tek başına münferiden yetkisi olan …’e alışverişe konu ürünler teslim edildiğini, davaya konu icra takibinde ki senet ile imza sirküsünde ki …’e ait olan imzaların uzman incelemesine dahi gerek kalmaksızın birebir aynı olduğunu, 6098 Sayılı TBK’nun 637. maddesi gereğince idare ve temsil yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemler ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılar. aynı kanunun 638/son maddesi hükmü gereği ortaklar birlikte ve bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamış ise müteselsilen sorumlu olduğunu, her ne kadar davacılar azil tarihinden sonra senedin eski tarihli düzenlendiğini iddia etmiş olsalar da iddia eden ispat eder ilkesi gereği davacılar bu husus yazılı belge ile ispatlamak zorunda olduklarını, burada da karşı tarafın soyut iddiaları ile borçlarını ödememek için ve sürüncemede bırakmak için haksız suç isnadında bulunmaya devam ettiğini, hatta hızlarını alamayarak müvekkilini dahi haksız bir şekilde suçladıklarını, bu nedenlerle davacı yanın haksız ve hukuka aykırı olarak soyut iddialar üzerine borçtan kurtulmaya yönelik açmış olduğu iş bu dava da davanın reddini talep ve cevap vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı tarafça senedi imzalayan …’ın adi ortaklığı temsile yetkili kişi olduğu, buna dair vekaletname ve imza sirkülerinin bulunduğu ve davalıya olan borca karşılık düzenlenip verildiği ileri sürülmüş ise de, senedi düzenleyen …’a verilen vekaletnamelerde kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmayıp, TBK 504/3 madde gereğince kambiyo senedi düzenleyebilmesi için özel vekaletname şart olmakla, adi ortaklık ve davacılar adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmamaktadır. … ve davacılar arasında açılmış ceza davaları ve bir çok Cumhuriyet Savcılığı soruşturması bulunup, yine davacı tarafça vekillikten noter aracılığı ile azledilmiş olup, davalının cevap dilekçesinde sunmuş olduğu vekaletnamede adi ortaklık adına dava dışı …’in kendisini adi ortaklığın müdürü olarak atadığı ve bu vekaletnamede de açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisinin verilmediği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafça icra takibinin kötü niyetli olarak yapıldığını, mahkemece kötü niyet tazminata hükmedilmesi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; adi ortaklıkla ilgili hükümlerin kesin ve açık olduğunu, mahkemece bu durum göz önünde bulundurulmadan hüküm kurulduğunu, adi ortaklığın bir tüzel kişiliği olmadığı için ortakların ortaklık borçlarından şahsen sorumlu olduğunu, adi ortaklığa karşı açılacak davalarda ortakların hepsinin birlikte ayrı ayrı dava edilmesinin gerektiğini, davacılar ile müvekkili firma arasında ticari ilişki olduğunu, ticari ilişkiye istinaden mal aldıkları ve alınan mal karşılığında ödeme yapmadıklarının ortada olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, 100.000,00 TL bedelli 15/06/2021 tanzim, 22/09/2021 vade tarihli Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu senette davalı lehtar konumundadır. Davalı tarafça kambiyo senedine mahsus yolla takibe geçilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak benzer dosyalara ilişkin istinaf incelemesi yapılan Dairemizin … Esas sayılı dosya ile … Esas sayılı dosyalarda … hakkında ceza soruşturması yapıldığının anlaşılması üzerine UYAP sisteminden yapılan incelemede, dava konusu bu senetten dolayı da davacılar tarafından lehtar davalı şirket yetkilileri ile dava dışı keşideci … hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dolayı Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu ve soruşturmanın … soruşturma sayılı dosyada devam ettiği anlaşılmıştır.
Ceza ve Hukuk Mahkemeleri kararları arasındaki ilişkiyi düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 74. (818 sayılı BK 53) maddesi hükmü hukuk hakimini, ceza mahkemesinin kesinleşen kararı karşısında maddi hukuk bakımından kural olarak bağımsız kılmaktadır. Ancak hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Her mahkumiyet kararı o eylemin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Ceza hakiminin saptadığı maddi olaylar ve özellikle fiilin hukuka aykırılığı ve davacı/davalı tarafından işlenmiş olup olmadığı hukuk hakimini bağlar.
Ceza davası, maddi vakıaların belirlenmesi ve sonucu itibariyle taraflar arasındaki borç ilişkisinin kesin hükümsüzlüğünün anlaşılabilmesi için önem taşımaktadır. Nitekim borç ilişkisinin kesin hükümsüzlüğü hâkim tarafından re’sen göz önünde tutulacak nedenlerdendir ve buna ilişkin deliller her zaman ibraz edilebilir. (YHGK’nın 2014/19-1119 Esas, 2016/627 Karar sayılı ilamı)
Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 2013/4-1008 esas ve 2014/490 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ,… Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını; öngörmesi esasına dayanmaktadır.818 Sayılı B.K.nun “Ceza Hukukuyla Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesinde: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi hükmü de paralel bir düzenlemeyi içermektedir.).
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusuyla hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (Yargıtay H.G.K.’nun 10.1.975 gün ve 1971/406 E., 1975/1 K.; H.G.K.’nun 23.1.1985 gün ve 1983/10-372 E., 1985/21 K.; H.G.K.’nun 27.4.2011 gün ve 2011/17-50 E., 2011/231 K. sayılı ilamları).
İlk Derece Mahkemesince söz konusu soruşturmanın sonucunun davalının kötü niyetli olup olmadığı ve ceza yargılaması aşamasında ortaya çıkabilecek diğer deliller ve hukuk hakimini bağlayabilecek kararlar alınabileceği hususları da gözetilmek suretiyle beklenilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç olarak, taraf vekillerinin istinaf başvurularının açıklanan ve re’sen gözetilmesi gereken bu gerekçeyle kabulüne, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının açıklanan gerekçeyle KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından taraf vekillerinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacıya İADESİNE,
6-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL nispi istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davalıya İADESİNE,
7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
9-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
10-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.12/06/2023