Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2433 E. 2022/1467 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 29/07/2022
DAVANIN KONUSU: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 24/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Ltd. Şti. ‘ nin diğer davalı … ile birlikte ortağı olduğunu, müvekkilin ortağı olduğu davalı şirketin 15/05/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında şirket müdürlüğüne aksi yönde karar alınana kadar davalı … ‘ ın seçilmesi ve şirketi her hususta münferiden temsil etmesi kararı alındığını, müvekkili adına söz konusu toplantıya temsilci olarak katıldığını, … ‘ ın şirket müdürü olarak ve süresiz atanmasına red oyu kullanıldığını, karara muhalefet şerhi konulduğunu, şirket müdürü olarak seçilen davalının ortaklık işlemlerini gerçekleştirirken özen yükümlülüğüne ve dürüstlük kuralına uymadığını, şirket defterlerini usulüne uygun tutmadığını, ayrıca ortaklara bilgi verme yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, davalı müdürün asli görevi olan genel kurulu toplantıyı çağırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, olağan genel kurul toplantılarının her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içinde ve en az yılda bir kez yapılmasının zaruri olduğunu, şirket müdürünün yükümlülüklerini ihlal etmesi ve bu sebeple ortakların ve/veya şirketin zarara uğramasının muhtemel olduğunu, yargılama esnasında şirketin ve ortakların daha fazla zarara uğramaması adına ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu kapsamında davalı …. ‘ ın şirketi yönetim temsil ve imza yetkisini yargılama sürecinde tedbiren kaldırılmasına ve şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ettiklerini, 15/05/2022 tarihinde gerçekleşen olağanüstü genel kurul toplantısının kararının iptalini, şirkete müdür olarak seçilen … ın yetkilerinin kaldırılmasını ve azledilmesini, dava sonucunda müvekkiline davalı şirket üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi verilmesini, dava masrafı yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkemece, ihtiyati tedbir talep eden tarafından sunulan dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinde, davanın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği, tedbir koşullarından yaklaşık ispatın oluşmadığı gerekçeleriyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … ’ın şirketi yönetim, temsil ve imza yetkisinin yargılama sürecinde tedbiren kaldırılmasına ve şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ettiklerini, ikame edilen limited şirket müdürünün azli talepli davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar geçecek zaman içinde, davalının müdürlük görevine devam etmesi sakıncalar yaratabileceği gibi, şirket ortağı müvekkilin şirketteki haklarını da tehlikeye atacağını, zira şirket müdürü seçilen ve azlini talep ettikleri davalı …. , şirketi sevk ve idare ederken şirketin ve ortaklarının haklarını ve çıkarlarını gözetmemekte olup şirket ile ilgili hak ve yükümlülüklerini gerek şirket sözleşmesine, gerek ilgili mevzuata uygun ve dürüst bir şekilde yerine getirmediğini, özen yükümlülüğü çerçevesinde şirket ile ilgili bir karar alınmadan önce müdür tarafından pazar araştırması yapılması, finansal durumun değerlendirilmesi, borçlara uygunluk incelemesinin yapılması gerekmesine rağmen müdür tarafından bu yükümlülüklerin hiçbiri bugüne değin yerine getirilmediğini, müdür tarafından ortaklara bilgi aktarma yükümlülüğü de yerine getirilmediğini, ortakların şirketle ilgili bilgilere ulaşma hakkı bulunmasına rağmen finansal tablolar, yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları hiçbir şekilde müvekkilin bilgi edinmesine açık tutulmadığını, davalı müdür mali ve ticari konularda müvekkil ortağı hiçbir zaman bilgilendirmediği gibi, şirkete ait yıllık bilançoları çıkararak kar-zarar konusunda da hiçbir zaman bir açıklama yapmadığını, görevini yerine getirirken yaptığı işlemleri de belgelemediğini, öte yandan azlini talep ettiğimiz müdür genel kurulu toplantıya çağırma görevini de uzun süreden beri yerine getirmediğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK 389. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı kanunun 390. maddesinin 3. fıkrasına göre ise tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, HMK’nın 389 ve 390/3. Maddesindeki ihtiyati tedbir koşullarının bulunmasına, kararın hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.24/10/2022