Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2432 E. 2022/1506 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/09/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı tarafça 27/03/2019 tanzim tarihli 27/04/2019 vade tarihli 106.600-USD bedelli ve 14/01/2019 tanzim 14/02/2019 vade tarihli 26.000-USD bedelli senetlerin ödenmediği gerekçesiyle davacı hakkında Alanya 1. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile 189.513,72-USD alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, ödem emrinin 13/12/2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, süresi içinde takibe itiraz edildiğini ve takibin iptaline karar verildiğini, davalının davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını, davaya konu senetlerin kanuna ve ahlaka aykırı olduğunu ifade ederek, öncelikle ve özellikle dava konusu 27/03/2019 tanzim tarihli 27/04/2019 vade tarihli 106.600-USD bedelli ve 14/01/2019 tanzim 14/02/2019 vade tarihli 26.000-USD bedelli senetlerin İİK 72/2 maddesi gereğince davalı taraf ya da 3. Kişilere ciro yolu temliki ile tedavülünün ve icra takibine konu edilmesini önler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile dava konusu 27/03/2019 tamzim tarihli 27/04/2019 vade tarihli 106.600-USD bedelli ve 14/01/2019 tanzim 14/02/2019 vade tarihli 26.000-USD bedelli bonolar nedeni ile davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davalının açık kötü niyeti nedeniyle senet bedellerinin %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava şartı zorunlu arabuluculuk yerine getirilmediğini, davanın takipten sonra açılan menfi tespit davası olduğunu, tedbir kararının yerinde olmadığını, davacının, davalının önceki avukatı olduğunu, halen Antalya Barosu’na kayıtlı olarak mesleğini icra ettiğini, icra takibinin dayanağı olan ve işbu davaya konu ettiği kambiyo senetlerindeki borca davacının bir itirazı bulunmadığını, kambiyo senetlerindeki imzaya da bir itirazı bulunmadığını, davaya konu senetlerdeki borcu ödediğine dair yazılı bir belge/delil sunmadığını, davacı yanın, ahlaka aykırılılık iddiasını dayandırdığı ceza yargılamasının konusu işbu davaya konu ve icra takibimize konu senetler olmadığını, başkası için borç aldığını söyleyen davacının bu davayı açmakta faydası bulunmadığını, bulunmadığını, tedbir talebini ve kararını kabul etmediklerini, %15 oranında alınan temeniten %115’ine tamamlatılmasını, aksi kanaatte olunması halinde tedbir kararının kapsamının değiştirilerek yalnızca veznedeki paranın taraflarına ödenmesinin durdurulmasına belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı menfi tespit istemli davada ihtiyati tedbir talep etmiş ve mahkememizin 23/11/2021 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir kararı verilmiş, ara karar davalıya “06/01/2022” tarihinde tebliğ olunmuş, davalı vekili “19/01/2022” tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararına 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 394/2. Maddesinde belirtilen bir haftalık itiraz süresinden sonra itiraz etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. maddesi gereğince takipten önce açılan menfi tespit davasında talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği, mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması, ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu bulunması; kambiyo senedi niteliğinde olan bononun, temel ilişkiden bağımsız, kayıtsız, şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkini ifade etmesi bedelsizlik iddiası düzenleyen/keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi def’i olması, davanın tarafları dışındaki iyiniyetli 3. kişilere karşı ileri sürülemeyecek olması, talebe konu bononun tedavül kabiliyetini ortadan kaldıracak, davanın tarafları dışında 3. kişileri bağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı da verilemeyecek olması karşısında, davacı tarafından ortaya konulan delillerle geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması, muhtemel menfi tespit davası kazanılsa dahi sonuçsuz kalmasının önlenmesi amacıyla ve gecikmesinde sakınca görülmesi nedeniyle, menfaatler dengesi de göz önünde bulundurularak, teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aynı nedenlerle ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 394/2. maddesinde belirtilen itiraz süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 06/01/2022 tarihli tebligatta ara karara bir hafa içerisinde itiraz edilebileceği hususunun ihtar edilmediğini, bu nedenle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat ile müvekkilinin hak kaybına uğradığını, davacının borcu kabul edip senetteki imzalara itiraza bulunmamasına rağmen borcu ödediğine dair somut delil sunmadığı da gözetildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinde yaklaşık ispat şartı sağlanmaması nedeniyle ihtiyati tedbirin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının takipten önce açılan menfi tespit davası olduğuna ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ilk icra takiplerinin hatalı mahkeme kararı ile iptal edildiğini, İİK 72/3 gereğince verilen tedbir içinde %115 teminat alınması gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
İstinaf konu ara karar, İlk derece Mahkemesinin 12/09/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına,HMK 394. maddeye göre ihtiyati tedbire itirazın 1 haftalık yasal süresi bulunmasına rağmen, davalıya ihtiyati tedbir kararının 06/01/2022 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, davalının yasal süresinden sonra 19/01/2022 tarihinde ihtiyati tedbire itirazını içeren dilekçe sunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davalı tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.26/10/2022

….