Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2379 E. 2022/1505 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, … Tic. Limited Şirketinin …’a (… Ticaret) gıda ve türevi ürünler sattığını, sattığı malları teslim ettiğini, bu bağlamda vekil eden şirket ile davalı arasında ticari ilişki ve cari hesap gereği mal teslimi yapıldığını ancak davalı tarafından teslim alınan malların ödemesini yapılmadığını, vekil eden şirket tarafından verilen mallar karşılığı ekte dökümü yapılan e fatura- imzalı irsaliye düzenllendiğini, malların karşı tarafa teslim edildiğinin imzalı irsaliye ile sabit olduğunu, imzalı irsaliye ve e-faturanın taraflarında olduğunu, 02.08.2021 tarihli irsaliye de borçlu şirketin kaşe ve imzasının mevcut olduğunu, … Ltd. Şti. edimini ifa etmesine rağmen davalının bedel ödeme borcunu yerine getirmediğini, davacı vekil edenin, cari hesaptan, ticari ilişkiden ve e-fatura ve sevk irsaliyesi ile teslim edildiği sabit olan malların bedelinin ödenmemesinden kaynaklı olarak davalıdan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 80.825,25 TL alacağı olduğunu, davalı, davacıdan aldığı ürünlerin faturasını alıp kayıtlarına işlediği ve malları teslim aldığı halde ödemlerini zamanında yapmadığını, taraflar arasında ticari faaliyetler ve mal alım satımı, davalı tarafından ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olup BA/BS formlarında bildirildiğini, bu hususta BA/BS bildirim formlarının celbini talep ettiklerini, taraflar arasındaki irsaliye, e fatura ile cari hesaba göre alacaklı vekil eden karşı taraf borçludan 80.825,25 TL alacaklı olduğunu, 19.08.2021 tarihli E-faturanın vadesi gelmiş olup fatura bedelleri ödenmediğinden taraflar arasındaki 19.08.2021 tarihli E-faturanın bakiyesi muaccel hale geldiğini, malların davalı tarafa teslim edildiği sabit olup malların bedelleri vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini, ödeme bakımından yapılan tüm uyarılar neticesiz kaldığını, davacı müvekkilin, alacağının ödenmemesi nedeniyle alacağının tahsili için davalı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili,Yetki itirazlarının olduğunu, müvekkil davalının yerleşim yerinin … ili … ilçesi olduğunu, bu nedenle açılmış olunan iş bu davanın yetkisiz yer mahkemede açıldığını, davanın, davalı yerleşim yeri olan … ili mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, takibe itirazın sebeplerinin genişletilemeyeceği iddiasının hukuken yerinde olmadığını, kaşe ve imza itirazlarının olduğunu, davacı ile müvekkil arasında dava konusu faturalardan kaynaklı bir ticari ilişki bulunmadığını, davacı şirket hukuka aykırı olarak müvekkil davalıya fatura tanzim etme yolunu seçtiğini ve müvekkilden hakkı olmayan bedelleri tahsil etmeye çalıştığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, “… davacı ile müvekkil arasında dava konusu faturalardan kaynaklı bir ticari ilişki bulunmadığını ileri sürmüştür. Davada ileri sürülen borç iddiasına temel hukuki ilişkiyi/sözleşme ilişkisini reddetmiştir. Bu nedenle, sözleşmenin ifa yerinde davanın görülmesi usulen mümkün değildir. Somut olayda, HMK m. 6 hükmünün uygulanması gerekir. Ancak, davalı icra dosyasında ilk olarak usule uygun yetki itirazında bulunduğu için öncelikle oradaki yetki hususunun dikkate alınması gerekir. Takip, yetkili yer icra dairesinde yapılmadığından, davalının yetki itirazı yerinde olduğundan, davanın iş bu nedenle, usulden reddine (yetkisizlik değil)…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; malların karşı tarafa teslim edildiğini, imzalı irsaliye ile sabit olduğunu, 02/08/2021 tarihli irsaliyenin teslim alan bölümünde borçlu şirketinin çalışanın ad ve soyadının yazılı olup imzasının da bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki mevcut olduğunu, TTK 89. Maddenin uygulanmasında ilk der3ece mahkemesinin hataya düştüğünü davacının alacaklı olarak yerleşim yerinin Antalya ili olması sebebiyle Antalya mahkemeleri ve icra dairelerinin uyuşmazlıkta yetkili olduğunu, yargıtay içtihatlarında bu yönde olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı incelendiğinde; İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İtirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz.
Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı İcra Dairesi’nin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/11/2013 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı).
İİK’nın 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun’un “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde ise, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
İcra takibinin yapıldığı ve eldeki davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 89. maddesinde ise borcun ifa edileceği yer düzenlenmiştir. Buna göre;
“Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1- Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2- Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3- Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir”.
Kısaca özetlemek gerekirse, HMK’nın da ki yetki kuralları ilamsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar da öncelikle incelenmelidir. HMK’nın 6. maddesine göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.
Somut olayda; davacı tarafça davalı hakkında cari hesaptan kaynaklı faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalının vekili aracılığıyla icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisiyle borca ve ferilerine de itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince öncelikle davalının icra dairesi yetkisine yapmış olduğu itiraz konusunda, takibe konu faturaya ilişkin sevk irsaliyesinde teslim alan imzasının bulunduğu da gözetilmeyip taraflar arasındaki akdin ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuş olup davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş ; öncelikle Antalya İcra Dairesinin yetkisine itirazın incelenip, takibe ve davaya konu fatura dayanağı sevk irsaliyesinde teslim alan imzasının da bulunduğu gözetilerek bu konuda gerekli incelemenin yapılması suretiyle davalının yetki itirazında haklı olduğu ve icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna ulaşılır ise, Antalya icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, şayet davalı-borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazında haksız olduğu ve İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu sonucuna ulaşılır ise, bu kez mahkemece işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinden ibarettir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 18/05/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.26/10/2022

….