Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2361 E. 2022/1555 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 23/08/2022
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 31/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; müvekkillerinin her birinin davalı şirketin ayrı ayrı %11,768 lik hissesine sahip olduğunu; davalı şirket yönetiminin yapılmakta olan inşaatın maliyet ve 3 yıllık hesaplarının ibraz edilmediğini, kayıtlarının da tutulmadığını varsa da bir raporun sunulmadığını, yapılan ihtara rağmen kendilerine şirketin mali durumu hakkında bilgi verilmediğini, denetim ve bilgi alma hakkının engellendiğini, şirketin eski Birey Temel Lise ve Dershane malzemelerinin kullanılmasına rağmen yeni alınmış gibi gösterilip bede- linin maliyete dahil edildiğini, yönetim kurulunun kendi akrabalarını işe aldıklarını, bunların ücretleri hakkında kendilerinin bilgilendirilmediğini, hiç fiyat araştırması yapılmadan ve teklif almadan malzeme alındığını, şirket ortakları arasında güvensizlik oluştuğunu, 2020 yılında ortaklık hisselerinin bedel ödenmeden el değiştirdiğini belirterek; şirketin feshine ve tasfiyesine olmadığı takdirde müvekkillerinin ortaklık payının ödenmesine ve ihtiyati tedbir yalıyla davalı şirket yönetiminin şirketin malvarlğını boşaltmamaları için davalı şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; Türk Ticaret Kanunu’nda Anonim şirketlere yönetim kayyımı atanmasına ilişkin bir düzenlemenin mevcut olmadığını, talebin Türk Medeni Kanunu’nda yer alan kayyıma ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerek- tiği, TMK nun 403/(2). Maddesine göre kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağının belirtildiği, 427. Maddesine göre, bir tüzel kişi gerekli organ- lardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım kendisine atana- cağına ilişkin düzenlemeler yapıldığı, davalı şirkette 12/02/2023 tarihine kadar yönetim kurulu başkanı … , yönetim kurulu başkan vekili … ve yönetim kurulu başkan vekili …’nin temsil yetkisine sahip oldukları, davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı gerekçeleri ile şirkete kayyım atanmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket yönetiminin şirketin gelir- gider durumu hakkında müvekkilini bilgilendirmediklerini, davalı şirkete kayyum atanma- masının müvekkillerini geri dönülemez zararlara uğratacağı, ortaklar arasında çözülemeyecek derecede bir güvensizlik sorunu ortaya çıktığını, derdest mahkemeler olduğunu belirterek aksi yöndeki mahkeme kararının kaldırılarak tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kayyım tayinine yönelik ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, davalı anonim şirketin feshi ve tasfiye payı ile 2019 yılı sonrasına ilişkin kar payının ödenmesi, mümkün olmaması halinde çıkma payının ve bununla beraber 2019 yılından sonrasına ilişkin kar payının ödenmesine ilişkin olup; uyuşmazlık, davalı şirket yönetiminin şirketin malvarlığını boşaltmaması için ihtiyati tedbir yoluyla şirkete kayyım atanmasının mümkün olup olmadığı hususundadır.
TTK ve özel yasalarda anonim şirkete ihtiyati tedbir yoluyla dahi olsa temsil kayyı- mı atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olayda, davalı şirketin herhangi bir organ eksikliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu yüzden ilk derece mahkemesinin organ eksikliği bulunmadığı gerekçesi ile davalı şirkete kayyım tayinine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında bir isabetsizlik yoktur.
TTK’nın 1. Maddesi uyarınca “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğunun belirtilmesi karşısında konunun TMK çerçevesinde de değerlendirilmesi gerekir. TMK’nın 426. maddesinin 3. bendinde “Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa” kayyım atanabilir. Yani anonim şirkete TMK anlamında yönetim kayyımı atanabilmesi mevcut yönetimin yetkilerini hukuken veya fiilen kullanma- maları halinde mümkündür. Davacı tarafça yönetim kurulunun görevini hukuken veya fiilen kullanmamaları değil görevini gereğine uygun olarak yerine getirmediği iddia edilmektedir. Dolayısıyla TMK anlamında da kayyım tayini şartları oluşmamıştır.
Yine HMK nun 390. Maddesi “ İhtiyati tedbir … Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde … verebilir. Tedbir talep eden taraf, … davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı taraf dava dilekçesi ile birlikte tedbir talebinde bulunmuş olup haklılığını yaklaşık olarak ispatlar nitelikte bir delil de sunmamıştır. Bu sebeple mahkeme kararı isabetli bulunduğundan davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31/10/2022