Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2351 E. 2022/1585 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ : 12/08/2022
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 04/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde, müvekkilinin kontör satışı yapmak suretiyle iş yeri faaliyetini sürdürdüğünü, davalının da … şirketinin bölge bayii olarak faaliyet gösterdiğini, davalı firmadan kontör alınması hususunda davalı ile aralarında bayii – alt bayii şeklinde ticari ilişkinin başladığını, bu kapsamda müvekkilinin alt bayii olarak davalıya 2.100.000,00TL bedelin avans olarak gönderildiğini, süreç içerisinde kontör satışı amacıyla davalıdan talep edilen kontörlerin gönderilmediğini ve sistemin kapatıldığını, sistemin kapatılması üzerine müvekkiline tanımlanan şifrelerin pasifize edildiğini ve içeride kalan avansların iade edilmediğini, davalı tarafından müvekkiline karşı açılan Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aldırılan Bilgisayar Mühendisi bilirkişisi … ve Mali Müşavir bilirkişisi … tarafından hazırlanan 11/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalının ….. döneminde 74.010,00.-TL ön ödeme yaparak bu tutarda işlem yapabilme hakkına sahip olduğu ve davalınn 71.409,00.-TL’lik işlem yaptığı, bu durumda da davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan 2014 yılı Şubat ayı hizmet fatura bedeli olan 849.475,69.-TL tutarında davacı şirketin 2014 yılı Şubat ayında davalı şirkete hizmet teslimi yapılmadığının belirtildiğini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddedildiğini, anılan kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiğini, anılan raporla müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine davalının haksız şekilde itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, alacağın likit ve muaccel olduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davalının taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Mahkemece 19/07/2022 tarihli tensip tutanağının 9 nolu ara kararı ile %20 teminat ile ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekili, davacı tarafın alacağın kaynağını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırdığını, davacının alacaklı olduğunun hiçbir şekilde kabul edilmediğini, aksi kanaat halinde dahi zaman aşımına uğradığını, zaman aşımına uğramış bir alacak iddiası yönünden verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, verilen ihtiyati haciz kararının gerekçesiz verildiğini, ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için talep edenin alacaklı sıfatının haiz olması gerektiğini, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar saylı dava dosyasına sunduğu ödeme dekontları toplamı 213.848,00.-TL’den 71.409,00.-TL’lik yapılan işlemin düşülmesi gerektiğini, kalan tutar olan 142.439,00.-TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasında da alınan bilirkişi raporunda da davacının müvekkilden alacaklı olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını, davacı tarafın alt bayi sıfatı ile KVK ve Turkcell adına satışlar yaptığını, müvekkilinin bayii sıfatı ile aracılık ettiğini, davacı tarafın Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasına sunduğu KVK kayıtlarında müşteri kredi kartları ile ödeme yapıldığının sabit olduğunu, alacak olsa bile hizmetin alındığını, alınan bilirkişi raporunda 1 adet pos cihazı varmış gibi hesaplama yapıldığını, ancak dava konusu dönemde ve önceki dönemlerde 12 – 14 adet pos cihazı ile faaliyet gösterdiğini, davacı tarafın 2.000.000,00.-TL’den fazla avans ödemesi yaptığının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aylık 71.000,00.-TL’lik satış yapan birinin bu miktarda avans ödemesi yapamayacağını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın müvekkil şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, aksi kanaatte olunması halinde davacı tarafından haczedilen mallara bakıldığında teminatın yetersiz kaldığını belirterek itirazlarının kabulü ile mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince duruşmalı yapılan inceleme sonunda; her ne kadar davalı tarafça alacağın zaman aşımına uğradığı, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı, alacaklı sıfatına haiz olmadığı, bilirkişi raporunun yetersiz incelemeye dayalı olup, yanlış olduğu, davacının daha fazla sayıda pos cihazı kullandığı halde sadece 2 pos cihazı üzerinde hesaplama yapıldığı, ibraz ettiği ödeme dekontları toplamının 213.848,00.-TL olup, bundan 71.409,00.-TL’lik yapılan işlemin düşülmesi halinde bile talep edilebileceği alacak toplamının 142.439,00.-TL olduğu, davacının davalı gibi alt bayi sıfatı ile iş yaptığı, ödemelerin kontör yüklemesi mukabili direk nihai tüketici tarafından yapıldığı, tüketiciler tarafından herhangi bir talepte bulunulmadığı, davacı taraf aciz halinde bulunup dava çok uzun sürdüğü için istinaf etmekten vazgeçtiklerini, ihtiyati haciz uygulamasının kötü niyetli yapıldığı ileri sürülmüş ise de, ileri sürülen itiraz sebepleri İİK’nun 265.maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden olmayıp, ancak esasa ilişkin davada yargılama konusu yapılabilecek itirazlar olup Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyasında alınan ve hükme de esas alınan bilirkişi raporu karşısında ihtiyati haciz kararı vermeye yeterli yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, buna göre bilirkişi raporuna göre talep konusu döneme ilişkin hizmet verilmeyen 849.475,69.-TL’den hizmet verilen miktar olan 71.409,00.-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 778.066,69.-TL alacak için teminat mukabili ihtiyati haciz kararı verilebileceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz dilekçesini tekrarla davacının alacağının bulunmadığını, davacının avans ödemesi iddiasını kabul etmediklerini, yapılan ödemenin alınan hizmetin karşılığı olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, ihtiyati hacze dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda davacının alacaklı olduğuna yönelik herhangi bir tespitin bulunmadığını, raporu kabul etmediklerini, davacının icra takip tutarı bakımından taraf sıfatının bulunmadığını, alacaklı sıfatına haiz olmadığını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, istinafa konu karar ihtiyati hacze itirazın reddine dair 12/08/2022 tarihli ara karardır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.
2004 sayılı İİK.’nun ihtiyati haciz şartlarını düzenleyen 257 nci maddesinde vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını, alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiştir.İhtiyati haczin bir para alacağının ödenmesini güvence altına alan tedbir niteliğinde bir kurum olması nedeniyle mahkemece bu yöndeki istem değerlendirilirken yaklaşık ispat kurulanına göre hareket edilmelidir.
Dosya kapsamı incelenmesinde Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında aldırılan ve hükme esas alınan11/05/2021 tarihli bilirkişi raporu ile yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 265/1. hükmüne göre, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” Bu hüküm uyarınca ihtiyati hacze itiraz nedenleri, ihtiyati haczin dayandığı sebepler, mahkemenin yetkisi ve teminat ile sınırlandırılmış olup, bunların dışındaki hususlardan dolayı ihtiyati hacze itiraz edilemez. Bu nedenle İİK.’nun 265. maddesi kapsamında olmayan ancak esasa ilişkin davada dinlenebilecek nedenlerden dolayı ihtiyati hacze itiraz edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.04/11/2022