Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/234 E. 2022/313 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/11/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…müvekkili bankadan çekilen kredi borcunu ödememesi neticesinde borcun icra takibine konulduğunu, takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, itiraz neticesinde takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle “…davanın haksız yere tarafına açıldığını, krediyi babasının çektiğini, babasına kefil olduğunu, tarafına yapılan icra takibinin haksız yere yapıldığını, bu sebeple itiraz ettiğini, davanın reddini karar verilmesini…” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “…iş bu davanın açıldığı tarihinin 01/09/2021 tarihinden önceki bir tarih olan 29/07/2020 tarihi olduğu da göz önüne alınarak HSK’nın yukarıda anılan kararı nedeniyle istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik yada devir kararı ile derdest dosyaların Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine olanak bulunmadığı, yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında uyuşmazlığın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin uyuşmazlığı çözmesi gerektiği yönündeki ara kural doğrultusunda mahkememizin görevsizliğine görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin usulden REDDİNE, HMK. 20. madde gereği süresi içerisinde kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ve taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli Çivril Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….. Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. Sayılı dosyası üzerinden yapılan inceleme de ise Ticaret Mahkemesinin görevsizliğine karar verilmesi HSK nın 07.07.2021 tarihli kararına aykırılık teşkil etmekte olup dosyanın yargılamasının uzamasına sebebiyet vermektedir. Kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına , yargılamanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince yürütülmesine karar verilmesini talep zorunluluğumuz doğmuştur. ..” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava; itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davacı vekilin istinaf başvurusun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davacı vekilin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-İstinaf eden davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınıp HAZİNEYE GELİR KAYDINA, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/02/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.