Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2243 E. 2022/1361 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … Şirketi ile müvekkili arasında derdest olan Denizli 4. İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında dosyadaki taraf teşkilinin sağlanabilmesi için şirketin terkinden önceki imza yetkilisi ve terkini gerçekleştiren ticaret sicil müdürlüğü aleyhine şirketin ihyası talepli dava açılması için süre ve yetki verildiğini, Denizli 4. İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında yapılan yazışmalar neticesinde ilgili şirketin Sarayköy Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı iken 03/02/2014 tarihinde resen terk edildiğinin anlaşıldığını, yine ilgili yazıda şirket ortaklarının … ve … olduğunu, yetkilisinin ise … olduğunun belirtildiğini, Denizli 4. İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında dosyadaki taraf teşkilinin sağlanabilmesi için … Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili 17/06/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; dava konusu şirketin 18 yıl önce kapandığını, dolayısıyla 18 yıl geçmekle davadaki taleplere yönelik hak düşürücü sürenin dolduğunu, TTK’da belirtilen ihya şartları oluşmamakla birlikte şirketin hali hazırda herhangi bir malvarlığının da bulunmadığını, bu nedenlerle davanın esastan ve usulden reddedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sarayköy Ticaret Sicil Müdürlüğü, davaya cevap vermedikleri gibi duruşmaya da katılmamışlardır.
Mahkemece, “…tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak … Şirketi’nin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Dava konusu olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu, açılıp devam eden Denizli4. İş Mahkemesindeki dosyanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi … E.) TTK 547 maddesi kapsamında açılan davada ise zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. Bu nedenlerle davacının davasının Sarayköy Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden kabulüne ,şirketin ticaret sicilinden kaydının resen terkin edilmesi nedeniyle şirket temsilcisi olan davalı aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararı istinaf ettiklerini, her ne kadar pasif husumet yokluğundan bahsedilmiş ise de taraflarına bu davanın açılması için Denizli 4. İş Mahkemesince yetki ve süre verildiğini, mahkemenin bu ara kararı doğrultusunda davanın açıldığını, bu nedenle taraflarına bir kusur yüklenemeyeceğini, sorumlu tutulmalarında mümkün olmadığını, bu nedenle davalı … lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılarak lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK geçici 7.madde uyarınca davanın 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, ihyası istenen şirketin 03/02/2014 tarihinde resen ticaret sicilden terkin edildiğini, terkin işleminden 8 yıl geçtikten sonra eldeki davanın açılması sebebiyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesinden dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay içtihatlarında bu yönde olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, TTK 547 maddesi gereğince geçici ihya istemi ile açılan davada kanunda açıkça belirtildiği üzere ihyası istenen şirket hakkında dava bulunması durumunda ihya kararı verilebileceğinden (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/04/2022 Tarih … Esas, … Karar sayılı kararı) davalı gerçek kişi vekilinin istinaf isteminin yerinde olmadığı, bu davanın yasal hasım olarak Ticaret Sicil Müdürlüğüne açılması gerektiği, davalı gerçek kişi yönünden pasif husumet nedeniyle usulden ret kararı verilmesinin doğru olduğu, davacı taraf yetki ve süre verilmesine dair İş mahkemesi ara kararının hatalı olması sebebiyle gerçek kişiye dava açtıklarını, bu nedenle aleyhlerine vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de kanunu bilmemenin mazeret olarak sayılamayacağı, davacının vekille de temsil edildiği, netice itibariyle davalı gerçek kişiye karşı açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle davalı gerçek kişi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin ve davalı gerçek kişi vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin ve davalı gerçek kişi vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve Davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-92 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı …’dan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden taraflarca istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgililerine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, tarafların yokluğundan 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oybirliğiyle HMK’nun 361/1 maddesi gereğince dairemiz kararının tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.14/10/2022