Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2194 E. 2022/1485 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/06/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; davalı adına … plakalı aracın müvekkili tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı araç ile … plakalı araç arasında 09/10/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu müvekkilinin karşı araç için 12.982,00-TL hasar ve 1.424,00-TL tazminat ödemesi yaptığını, kazanın sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu ve alkollü olmasına bağlı güvenli sürüş yeteneğini kaybetmesinden dolayı meydana geldiğini, müvekkilinin yaptığı ödemenin davalıdan tahsili için Antalya Genel İcra Müdürlü- ğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile girişilen takibe davalı- nın yaptığı itirazın iptali ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; müvekkilinin kazaya karışan bu aracı 15.03.2016 tarihinde dava dışı …’a kiraladığını, …’ın da aracı oğlu …’a kullan- dırdığını, kazanın bu aracın … tarafından kullanıldığı sırada meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde dava dışı karşı tarafın da kusurunun bulunduğunu, ayrıca dava- cı alacağının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme istinafa konu kararında özetle; davanın sigortacının kendi sigortalısına karşı açtığı rücu davası olduğu, davalının cevap dilekçesiyle zamanaşımı def’inde bulunduğu, TTK 1420 uyarınca sigorta sözleşmesinden doğan taleplerin 2 yıllık süre içinde zamana- şımına uğrayacağını, davacının 23.02.2017 tarihinde yaptığı ödemeden dolayı 2 yıllık süre geçtikten sonra 17.02.2022 tarihinde dava açtığı, iş bu davanın trafik kazasından değil sigorta sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle uzumış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmaya- cağını belirterek davanın davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası olması sebebiyle zamanaşımı süresinin 8 yıl yıl olduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenen tazminatın tahsili için 25.05.2017 tarihinde davalıya iadeli taahhütlü mektup gönderildiğini ancak bu mektubun iade edildiğini, davalı aleyhine 24.06.2021 tari- hinde takibe girişilmekle zamanaşımı süresinin kesildiğini, rücuen tazminat istemlerinde davacının haklarına halef olan sigorta şirketlerinin uzamış ceza zaman aşımından faydalana- caklarını belirterek; kararın kaldırılması, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedil- mesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava sigorta sözleşmesine dayalı sigortacının zarar görene yaptığı ödeme sonrası, kendi sigortalısının sorumluluğu sebebiyle giriştiği takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davalı yasal süresi içinde hakkında yapılan takip üzerine zamanaşımı def’i nde bulunduğu gibi yine yasal süresi içinde verdiği cevap dilekçesi ile de zamanaşımı def’i nde bulunmuştur.
Rücuen tahsile ilişkin taleplerde müteselsil sorumluların iç ilişkileri itibarıyla arala- rında uygulanacak zamanaşımı süresi TBK’nun 73. Maddesinde “tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yıl” olarak belirtil- miştir. Sigortacının rücuen kendi sigortalısına karşı olan tazminat taleplerinde uygulanacak zamanaşımı süresinin TTK.’nun 1420. Maddesinde “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl” olduğu belirtilmektedir.
Ceza zamanaşımı süresi ise kanunlarımıza göre ancak o fiilden bizzat zarar görenin müteselsil sorumlulara karşı olan taleplerinde uygulanır. Bu, zarar verici eylemin aynı zamanda haksız fiil (suç) niteliğinde olması dolayısıyladır. Sigortalının sigorta şirketine karşı akte aykırılığı sebebine dayanan sorumluluğu ise bizzat akitten doğmakta olup zamanaşımı süresi TTK nun 1420. Maddesine göre zararın zarar görene tam olarak ödenmesinden itibaren 2 yıldır. Davacı zararı en son 30/03/2017 tarihinde yaptığı ödeme ile karşılamıştır. TBK nun 154. Maddesinde zamanaşımı süresini kesen sebepler sayılmış olup bu sebepler, borcun borç- lu tarafından ikrar edilmesi, kısmen dahi olsa ödenmesi, teminat verilmesi, alacaklı tarafından dava yoluna gidilmesi, takipte bulunulması, iflas masasına başvurulmasıdır. Davacının mek- tup göndermesi ise zamanaşımı süresini kesici nitelikte değildir. Davacının son ödemeyi yap- tığı 30/03/2017 tarihinden sonra 24/06/2021 tarihinde takibe girişmiş olması karşısında davacı tarafından zamanaşımı süresinin geçirildiği ortada olup mahkemenin bu yüzden verdiği dava- nın reddine ilişkin kararı yerindedir. Bu sebeple istinaf talebinin reddine karar vermek gerek- miştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.25/10/2022