Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2193 E. 2022/1472 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 24/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin akaryakıt istasyon işletmeciliği yaptığını, Davalı şirket ile yapılan anlaşmaya göre davalı şirket çalışanlarına Veresiye fişi karşılığında akaryakıt verdiklerini, alınan akaryakıt bedellerinin bir kısmının ödenmediğini, davalı şirket aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı borçlunun 09.02.2021 tarihli dilekçesi ile “ borcun tamamına itiraz ediyorum” şeklinde itirazda bulunduğunu, davalı borçlunun yalnızca borca itiraz edip , takip dayanağı fatura ve veresiye fişlerine itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul ettiğini, bu durumda davalının fatura borçlarını ödediğini ispat etmesi gerektiğini, bu nedenle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalının 3.kişilerdeki alacak ve hakları ile taşınır taşınmaz malları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, yargılama ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile müvekkil arasında yakıt alımı hususunda bir takım ticari ilişki gerçekleşmiştir. Bu ticarette müvekkile ait araçlar davacıya ait yakıt istasyonundan yakıt almakta ve alınan yakıtlara dair fiş düzenlenerek fişte yakıt miktarı, plaka numarası ve şirket kaşe ve imzası alınmakta sonrasında ise bu fişler faturalandırılarak müvekkilce ödenmekte idi. İlgili icra dosyası incelendiğinde davacı yan çeşitli dönemlere ait toplam 30.454,19 TL asıl alacaktan ibaret faturalara dayalı olarak icra takibi başlatmıştır. Bu faturalara dayanak olarak ise müvekkile satılan yakıt bedelleri gösterildiğini, müvekkil takibe itiraz ettikten sonra davacıdan 2020 yılı öncesinde yakıt alımı yapılan faturaları tespit etmiş ve gerçek mal alımına dayalı kısma dair 9.035,03 TL asıl alacak ile takip harç ve masraflarına karşılık davacı yana toplam 10.605,00 TL ‘yi 14.07.2021 tarihinde banka havalesi ile gönderdiğini, müvekkilce kabul edilmeyen borç ise esasen davacının takibe dayanak yaptığı 29.04.2020 Tarih … Numaralı 21.419,16 TL bedelli faturaya ilişkindir. Davacı bu faturaya dayanak olarak ise “Veresiye Fişi” adı altında … numaralı 4.642 Litre Motorin Alımı yapıldığını gösteren bir belgeye dayanmaktadır. Ancak bu belge ve dayanak faturaya konu motorin satışı gerçekleşmemiştir. Müvekkil böyle yüksek miktarda bir yakıt alımı da yapmadığını, davacı fatura konusu malın müvekkile verildiğini ispatla mükelleftir. Davacının ispat vasıtası olarak sunduğu veresiye fişi ise yukarıda detaylı olarak anlatıldığı üzere geçersizdir ve müvekkile böyle bir mal verilmemiştir. İlgili fişte ürün teslimine dair müvekkil şirket yetkilisince herhangi bir onay yada imza da söz konusu olamayacağını, bu nedenle ihtiyati haczin kaldırılmasını, davanın reddi ile %20 den az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında tahsil nedeniyle dosyanın infazen kapatıldığının icra müdürlüğünce bildirildiği, böylelikle davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı, tarafların beyanlarında haciz tehdidi altında ödeme yapıldığı, esasen uyuşmazlığın devam ettiği anlaşılmakla yargılama konusuz kalsa da yargılama giderleri yönünden yargılamaya devam edildiği, davalı takibe yapmış olduğu itirazda tüm borca itiraz etmiş olduğundan, itirazın faiz ve ferileri de kapsadığı kabulüne göre değerlendirilecek olursa, öncelikle ilamsız takibe itiraz, ihtiyati haczin uygulanmasını engellemeyecekse dahi (Yargıtay HGK 2013/12-1614 esas 2015/1126 karar) takip durduğundan borçlunun muvafakati bulunmaksızın alacaklıya ödeme yapılmadığı, davalı borçlunun icra müdürlüğünce yapılan ödemeye karşı 7 günlük süre içerisinde yapılmış şikayet başvurusu olmadığı gibi İİK 265 uyarınca ihtiyati haciz kararına karşı itirazı da bulunmamaktadır. Yine davalı borçlu alacağı ödemek yerine İİK 265 uyarınca hacizlerin kaldırılmasını isteyebilecekken bu yola gitmemiş, tüm borcunu icra dosyasına yatırdığı, bu nedenle haciz tehdidi altında ödeme savunmasına itibar edilmediği, taraflara HMK 220 ve 222 şerhlerini içerir kesin süre verilmesine rağmen, davalı defterlerini sunmamış, böylelikle davacının kayıtlarını kabul etmiş sayıldığı, aldırılan bilirkişi raporu uyarınca davacının takip tarihi itibariyle 30.454,19 TL alacaklı olduğu kabul edildiği, bu alacak yönünden İİK 67 şartları oluşmuş ve alacak likit olmakla birlikte %20 icra inkar tazminatına hükmedildiği, tespit edilen bu tutar uyarınca davacının davanın açıldığı tarihte haklı olduğu kabulüne göre yapılan yargılama gideri hesabı hüküm altına alındığı, davacının kötü niyeti ispatlanmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan yargılama sonunda müvekkilinin dava açmakta haklı olduğuna, davalının itirazın haksız ve kötüniyetli olduğuna karar verilmiş olmasına rağmen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından yapılan ödemenin reddi gerekirken ilk derece mahkemesince bu hususun değerlendirilmediğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının davasını ispatlayamadığını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, faturanın tek başına akdi ilişkinin varlığını ispatlayamayacağını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bulunmasına, rapor ve dosya kapsamı dikkate alındığında, konusuz kalan dava hakkında dava açıldığı zamanki haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekmesine, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Tarafların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.24/10/2022