Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2190 E. 2022/1501 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının müvekkilinin sigortalısı olduğunu davalının kusuru ile karıştığı kaza nedeniyle üçüncü kişiye ödeme yapıldığını, davacının 66 yaşında olmakla taksi soförlüğü için gerekli yeterli bir ehliyete sahip olmadığını bu sebeple rücu şartlarının oluştuğunu öne sürmüş bedelin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, mevzuatta bu şekilde bir yaş sınırının olmadığını öne sürmüş davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Taşıma yönetmeliğinde 66 yaş sınırı belirlenmiş olmasına karşı Belediye Kanunu hükümleri saklı tutulmuş, yukarıda belirtilen ve Belediye Kanunu kapsamında çıkarılan yönetmeliğe göre de taksi şoförleri için bir yaş sınırı ön görülmemiştir. Bu halde davalının geçersiz bir ehliyete sahip olduğu söylenemeyecek olup rücu şartları oluşmadığından davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan aracın sürücüsünün ehliyetinin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, karayolu taşıma yönetmeliğinin 34/1-c maddesi uyarınca yönetmelik kapsamındaki taşıtları kullanan şoförlerin 66 yaşından gün almamış olmaları gerektiğini, sigortalı aracın ticari taksi olduğu göz önüne alındığında ilgili yönetmelik kapsamında olduğunu, araç sürücüsü olan davalının ise 1949 doğumlu olup 69 yaşında olması sebebiyle sigortalı aracın kullanmasının yasak olduğunu, böylece ehliyetinin yetersiz olması sebebiyle ödenen tazminatın rücuen tahsilini talep edebileceklerini, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, Antalya … Belediyesinin ticari taksilere ilişkin yönetmeliğinin yürürlüğe girme tarihinin 22/02/2016 olup karayolu taşıma yönetmeliğinin ise yürürlüğe girme tarihinin 08/01/2018 tarihi olduğunu, önceki düzenleme ve sonraki düzenleme ilişkilerine bakılmak suretiyle karayolu taşıma yönetmeliğinin uygulanması gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, davacının, davalının maliki ve sürücüsü olduğu aracı, 04/01/2018 tarihinde kullanım tarzı taksi olmak üzere davalı …’ın sigorta ettiren olarak isminin yazılı olduğu halde zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortaladığı, davalı …’ın 01/01/1949 doğumlu olup, sigorta poliçesinin düzenlendiği 04/01/2018 tarihi itibariyle de 63 ve 66 yaşından da büyük olduğu, 2009 tarihli Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde 63 yaş sınırı olmasına rağmen davacı tarafça sigortanın yapıldığı, 08/01/2018 tarihinde yürürlüğe giren karayolu taşıma yönetmeliğinden sonra da davacının sigorta sözleşmesini feshetmediği hususları da birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy çokluğulyla, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.26/10/2022

Muhalefet Şerhi

Kaza tarihinin 09/08/2018, dayanak poliçesi tarihinin 04/01/2018 olduğu, poliçenin imzalandığı tarihte 11/06/2009 tarihli, kaza tarihinde ise 08/01/2018 tarihli taşıma yönetmeliğinin geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Kamuya açık karayolunda motorlu taşıtlarla yapılan yolcu taşıma işlerinde çalışan sürücünün poliçe tarihinde geçerli 11/06/2009 tarihli kara yolu taşıma yönetmeliğinin 36/1-ç.maddesine göre 63; 04/01/2018 tarihli taşıma yönetmeliğinin 34/1-c maddesine göre 66 yaşından büyük olmaması gerektiği anlaşılmaktadır. Her iki taşıma yönetmeliğinin 2. Maddesinin 1. Fıkrasına 4. Fıkrası ile 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı … Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu hükümleri yönünden getirdiği istisna ise hem bu kanunlarda belirtilen hususlarla sınırlı olup hem de yönetmelik hükümlerine mahallin özel şartları dikkate alınarak ek sınırlamalar getirilmesi hali içindir. Aksi halde tüm Türkiye’de uygulanması için yapılan Taşıma yönetmeliği tüm belediye sınırları içinde etkisiz hale getirilecektir. Mahkemece belirtilen yönetmeliğin dayanağı olan kanun hükümlerinde de taşıma yönetmeliğince sürücülere ilişkin getirilen yaş sınırlamasını ortadan kaldıracak şekilde bir yönetmelik yapılmasına cevaz veren bir kanun hükmü yoktur.
Öte yandan davacı sigorta şirketinin davalının yaşını gözeterek onunla bir sigorta sözleşmesi yapmayabileceği de düşünülemez. Zira sigorta poliçesi işleten ile sigortacı arasında düzenlenen bir sözleşme olup sigortacının işletenin yaşından dolayı onunla sözleşme yapmamayı tercih etme yetkisi yoktur. Aracın karayolunda yolcu taşınmasında kullanılması halinde ise sürücünün bu yaş sınırına uygun bir kişi olması yeterli olup, sürücünün aynı zamanda sigorta sözleşmenin tarafı da olması gerekmez. İlki mülkiyet ve teşebbüs hürriyeti ile ikincisi çalışma yeterliliği ili ilgili bir durumdur. Bu yüzden davalının zarardan sorumlu olacağı kanaatinde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmadım.