Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2128 E. 2022/1464 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 24/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili dava dışı, … vergi kimlik numaralı … Ltd. Şti.’nin kiracı olarak bulunduğu … Mah. … Evleri … Serik/ANTALYA adresinde bulunan soğuk hava deposu müvekkil şirket tarafından … numaralı, 30.01.2020-30.01.2021 vadeli …Poliçesi ile teminat altına alındığını, 29.06.2020 tarihinde, … Mah. … No: … … /ANTALYA adresinde yer alan sigortalı işletmenin kiracısı olduğu … Hava Deposunda meydana gelen alevli yangın neticesinde; bina metal konstrüksiyon ve kaplamaları ısı nedeniyle erimiş, sigortalı işletme ve diğer işletmelere ait dondurulmuş gıdalar yanmış ve depodaki ürünlerin gıda maddesi olması nedeniyle kurtarma ve sovtaj imkanı kalmamış olup aynı zamanda soğuk zincirin bozulması nedeniyle tam ziya hasarı gerçekleştiğini, hasar ihbarı akabinde müvekkil şirket tarafından poliçeye ilişkin sigortalı … numaralı hasar dosyası oluşturulmuş ve işletmede yaptırılan ekspertiz incelemesinde, … ( … Soğuk Hava Deposu)’a ait soğuk hava ve paketleme deposunda 40 ayrı depolama odası bulunduğu, bunların 12-13 firma tarafından kullanıldığı, depoda bulunan ürünlerin tamamının yanarak kullanılamaz hale geldiği, Gıda maddesi olması nedeni ile kurtarma ve sovtaj imkanı bulunmadığı, tüm ürünlerin yanarak zayii olduğu belirlenerek, gerçekleşen rizikonun teminat dahilinde değerlendirilmesi kanaati ile %10 enflasyon oranı (151 gün) ile teminat bedelinin 937.232,87-TL olduğu ve yangının elektrik panosundaki kısa devreden çıktığı tespit edildiği, sigortalı … Ltd. Şti.’nin 10.07.2020 tarihli ihtarnamesiyle müvekkil şirkete olaya ilişkin olarak başvuru yapılmış olup 21.07.2020 tarihinde müvekkil şirket tarafından sigortalıya TTK m. 1427/3 hükmü uyarınca 350.000,00-TL avans ödemesi gerçekleştirildiği, bağımsız sigorta eksperi tarafından yapılan tespitler uyarınca riziko adresinde bulunan sigortalı kıymetlerin tamamının tam ziya olması nedeniyle ve eksik evrakların müvekkilimiz şirkete iletilmesi neticesinde bakiye teminat limiti olan 587.232,87-TL daha tazminat ödemesi gerçekleştirilmiştir. Söz konusu olaya ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından sigortalı … Ltd. Şti.’ye toplamda 937.232,87-TL ödeme yapıldığı, Sigortalı … Ltd. Şti. 01.01.2020 tarihli kira sözleşmesi uyarınca bina maliki olan davalı … Ltd. Şti.’nin kiracısı olduğunu, yapı maliki davalı … Ltd. Şti’nin meydana gelen zarardan yapı maliki olarak sorumluluğu bulunmakta olup, diğer davalı …AŞ’nin ise … Hava Deposunu 02.09.2019-02.09.2020 vadeli … numaralı … Sigorta Poliçesi ile teminat altına aldığı tespit edildiğinden … Sigorta AŞ’nin de sigortacı olarak sorumluluğu bulunduğu, müvekkil şirketin davalı taraflara yönelttiği talepleri halefiyetten kaynaklı rücu hakkına dayanmakta olup, mahkeme huzurunda, davalının hasarın meydana gelmesindeki %100-Asli Kusuru nedeniyle müvekkil şirket tarafından ödenen 937.232,87-TL rücuen tazminat alacağının; 350.000,00-TL’sinin ödeme tarihi olan 21.07.2020 tarihinden itibaren, 587.232,87-TL’sinin ödeme tarihi olan 08.09.2020 tarihinden itibaren işlemiş ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı … A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 3.kişilere emtia zararı için tevdi mahalli tayini sonrası ödeme yaptığını, bu sebeple kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak; yangın mali mesuliyet sigortası teminatı konusunda sigortalının söz konusu yangında kusuru ve sorumluluğu olmaması sebebi ile poliçe kapsamında ödenmesi gereken bir alacak olmadığını, … numaralı poliçe kapsamında 7.570.079,00 TL yangın sigortası hasar tazminatının Serik İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yatırıldığını, 3.kişi emtia zararı için de tevdi mahalline 3.247.398,00 TL depo edildiğini, tüm başvurucuların proporsiyon hesabı yapıldıktan sonra garameten sigorta ödemesi alabileceğini, yangının meydana gelmesinde sigortalı işyerinin kusuru olmadığını, illiyet bağının 3.kişinin kusuru ile kesildiğini, kendilerinden talepte bulunulmasının söz konusu olmadığını, davacının taleplerinin … numaralı poliçe kapsamında olmadığını, davacının talep ettiği zarar ve faiz miktarının fahiş olup gerçek zararı yansıtmadığını, müvekkili şirketin temerrrüt hali mevcut olmadığından faiz talebinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesi olduğunu, saklama-vedia sözleşmesi olmadığını, kiralanan yerde herhangi bir ayıbın olmadığını, müvekkili şirketin yangında kusur veya kastının olmadığını, kusursuz sorumluluğunun da söz konusu olmadığını, yine haksız fiilden kaynaklı bir sorumluluğun da doğmadığını, yangının mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiğini, meydana gelen zarar ile müvekkili eylemi arasında uygun illiyet bağı olmadığını, davacının zararını ispatlaması gerektiğini, davanın öncelikle usulden aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih 608 karar sayılı kararı ile asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararı ile de Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihi itibari ile faaliyete geçirilmesine karar verilmiştir. Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında yargı çevresinin değişmesinden kaynaklanan bir ilişki bulunmaktadır. Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalar yönünden “Asliye Ticaret Mahkemesi” sıfatının kaldırıldığına dair bir karar bulunmamaktadır. Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında yargı çevresine ilişkin bu kararın açıkça “01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiş olması, yargılama devam ederken yargı çevrelerinin Hâkimler Savcılar Kurulu kararı ile değiştirilmesi halinde dahi “davanın açıldığı ilk mahkemenin yetkisinin devam etmesi”, yeni yargı çevresinin Hâkimler Savcılar Kurulu Kararından “sonra açılan davalar” için uygulanması gerekmesi, “derdest dosyaların devri ile ilgili herhangi bir ibare bulunmaması halinde ilk davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemenin yargı yetkisinin devam etmesi”; “tabii hâkim ilkesi”; “perpetuatio fori ilkesi”; “hukuki güvenlik ilkesi”; “idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi”; “hak arama özgürlüğü”; kıyasen uygulanması gerekli “yargı çevresinin değişmesi” başlıklı “5235 sayılı Kanun ek 1. maddesi hükmü” (yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez hükmü); anılan ilke ve esaslar doğrultusunda yüksek mahkemelerce, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ticari davalar yönünden ilk davanın açıldığı mahkemelerin görev ve yetkilerinin devam ettiğine işaret eden kararları uyarınca “hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik” ilkeleri ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki “mahkemeye erişim hakkı” nazara alındığında, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında yargı çevresine ilişkin bu kararın 01/09/2021 tarihinden sonra açılan davalara uygulanması gerekmektedir. İşbu dava ise “01/09/2021″ tarihinden önce açıldığından mahkememiz görevli değildir.” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … Limited Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … Limited Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya incelenmesinde, davanın Serik 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde 17/02/2021 tarihinde açıldığı, mahkemenin … Esas, … Karar sayılı kararı ile Serik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … Esas numarasını aldığı, Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmekte iken Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına istinaden dava dosyasının Alanya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Alanya Asliye Ticaret Mahkemesince de görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde davaya bakmakla görevli mahkemenin Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olduğu anlaşıldığından davalı …Limited Şirketi vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı … Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Limited Şirketi vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-c. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.24/10/2022