Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2026 E. 2022/1257 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/05/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 30/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkil ile davalı şirket arasında müvekkil tarafa ait … plakalı 2011 model, … motor, … şasi nolu IVECO marka, kamyon (frigorik kasa) cinsindeki aracın kullanılarak … Dağıtım A.Ş.’nin tedarik işlerinin müvekkilce üstlenilmesini konu alan bir yük taşıma sözleşmesi akdedildiğini, yapılan sözleşme uyarınca müvekkilimizce davalıya taşıma hizmeti verilmiş, karşılığında faturaların keşide edildiğini, ancak davalı şirket, sözleşme uyarınca müvekkile ödemesi gereken borçlarını zamanında ifa etmemiş, eksik ödemelerde bulunmuş ve sözleşmenin son üç aylık döneme ilişkin bedeli müvekkil tarafa tamamen ödememek suretiyle sözleşmeyi ihlal etmiş ve temerrüde düştüğünü, pandemi şartları ve alacaklarını alamaması sebebi ile yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeni ile müvekkilinın aracını satmak zorunda kaldığından davalı ile olan sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını, fesih sonrası davalı şirketin müvekkile olan borçlarını takip tarihine kadar olan tüm şifai taleplere rağmen ödemediğinden, müvekkilcev davaya konu icra dosyasından icra takibine başlanmış, davalının haksız itirazı sebebi ile işbu takibin durdurulduğunu, her ne kadar taraflar arasında akdedilen sözleşmede ”İstanbul Çağlayan Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağını, müvekkilinin fesih tarihine kadar edimlerini yerine getirdiği, hakedişlerine ilişkin fatura düzenlediği ve bu faturalar uyarınca takip tarihi itibari ile cari hesap alacağının bulunduğunu davalının itiraz dilekçesindeki açıklamalarında davalı tarafın kabulünde olduğunu, ancak, davalı tarafın haksız olarak keşide ettiği ve müvekkilince iade edilen , 20.000 TL tutarlı fesih cezasına ilişkin 30/06/2021 tarihli fatura bedelini müvekkilimizin alacağından tek taraflı olarak mahsup ettiğini bildirerek borca kısmi itirazda bulunduğunu, müvekkilinin davalı tarafa cezai şart borcuıaı bulunmadığını müvekkilinin ilgili cezai şartı ödeme yükümlüğünün bulunmadığını, davalı şirketin müvekkiline olan borçlarını ödememek için süreci uzatmaya çalıştığını , mal kaçırma teşebbüsü içerisine girdiğini bu sebeplerle müvekkilinin haklarının korunmasını teminen borçlunun borca yeter tutarda , taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını , borçlunun borca yetecek tutarda taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasını, Denizli 9. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın, itiraz edilen asıl alacak 16.919,00 TL yönünden İPTALİ ile takibin ferileri ile devamını, davalıların dava konusu takip aleyhine haksız ve mesnetsiz itiraz etmeleri sebebiyle dava konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline dair karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının, müvekkil şirketle davacıya ait … plakalı araca ilişkin yük taşıma anlaşması yaptığını, müvekkile taşıma hizmeti verildiğini, sözleşmenin son 3 aylık döneme ilişkin bedelinin müvekkil tarafından tamamen ödenmediğini ve temerrüde düştüğünü, pandemi şartları ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle aracı satmak zorunda kalması nedeniyle müvekkille olan sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını iddia ederek davaya konu icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettiğini, huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerekmektedir, 6100 Sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Müvekkilin adresi dilekçede belirtildiği üzere “… Mah. … Cad. No:… Kat:… D:… – … … … İstanbul” olduğunu, yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğundan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin davaya bakma yetkisi bulunmadığını, müvekkil şirketin emtiaların bir noktadan diğerine kara, hava, deniz, demir veya bunların birleşik kullanımı yoluyla sevk edilmesini organize eden, lojistik hizmet sağlayan, taşıma işlemlerine aracılık eden bir firma olup, 25 yılı aşan sektör deneyimiyle Türkiye ticaretinin global piyasalarda entegre olmasında rol almakta olan Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesindeki en tanınmış ve güvenilir firmalardan biri olduğunu, müvekkilinin dava tarihi itibariyle davacıya borcu bulunmakta olup davanın reddinin gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya dair her türlü dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla yetki itirazlarının kabulü ile, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davacının alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 2019 ve 2020 yıllarında vergi dairesine bildirdiği vergi beyan miktarlarının ilgili sınırları aştığı, bu nedenle davacının tacir sayılması gerektiği, dolayısıyla tarafların tacir olduğu, HMK 17. Maddesine göre, taraflar arasındaki sözleşmede yer verilen yetki şartının geçerli olacağı ve tarafları bağlayacağı, uyuşmazlıkta İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağı, bu durumda yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davanın HMK 114/2 maddesi uyarınca dava şartı olduğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin esnaf odasına kayıtlı şoförlük mesleğini icra eden bir esnaf olduğunu, yetki sözleşmesinin içeriğinde boş kısımların olduğunu, tarihinin ve taraflarca kararlaştırılan yetkili mahkeme ve icra dairesinin dahi belirsiz matbu bir sözleşme olduğunu, Denizli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararı ile yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı bu nedenle karşı tarafın Denizli Arabuluculuk Bürosunun yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine karar verildiğini, davacının icra dosyasına yapmış olduğu kısmi ödemenin Denizli İcra Dairelerinin yetkisini kabul ettiğinin göstergesi olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle fesih edilen sözleşmede müvekkilinin aleyhine olacak şekilde yetki sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığının tespiti halinde usul ekonomisi gereğince taraflarına yetkili icra dairesinde icra takibi başlatmaları için süre verilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibi olmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının 2019 ve 2020 yıllarında vergi dairesine bildirdiği vergi beyan miktarlarının ilgili sınırları aşmasına göre davacının ve dolayısıyla tarafların tacir olmasına, taraflar arasında düzenlenen yük taşıma sözleşmesinin genel hükümler ve müeyyideler başlığı altındaki 5. maddesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda İstanbul Çağlayan Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağına ilişkin münhasır yetki sözleşmesinin yapılmasına, HMK’ nın 17. Maddesi uyarınca davanın ve icra takibinin sadece yetki sözleşmesi ile belirlenen bu mahkemelerde ve icra dairelerinde açılması gerektiğine, davalının icra dairesinde ödeme emrine itirazında yetkili icra dairesini belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz etmesine, Denizli İcra Dairesinin yetkisinin bulunmamasına göre yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 290,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 209,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.30/09/2022