Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2023 E. 2022/1255 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/06/2022
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 30/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkillerine ait Denizli ilinde Orman Ürünleri Satış mağazaları bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan satın almış olduğu 183×366 18 mm Buz Beyazı geldiğini, Wax Lam -1K ile 183×366 18 mm Kar Beyazı Wax Lam-1K mdf- lamları paletler halinde geldiğini, paletler açıldığında gelen mdf-lamlarda gizli ayıplar olduğunun görüldüğünü, müvekkilinin palet halinde gelip de açılmadan satmış olduğu mdf-lamları, satın alan mobilyacılar tarafından da mdf-lamların ayıplı olarak müvekkillerine iade edildiğini, davalı şirketle yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyasıyla tespit yaptırıldığını, daha sonrasında da Denizli 3. Noterliği 02/07/2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarnameyle davalı şirkete ihtarname çekildiğini, müvekkilleri olan şirket tarafından , şirketlerden satın almış olduğu 290 adet 183x366x18 mm Buz Beyaz Wax Lam-1k medefeler paletler halinde geldiğini, paletlerin açıldığında gelen 126 adet medefelerde gizli ayıpların olduğunun görüldüğünü, tüm fatura bedeli üzerinden ayıplı malların bedelinin hesaplanmasını ve ayıp oranında bedelde indirim talep ettiklerini, konuyla ilgili olarak Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyasıyla delil tespiti yapıldığını, tespit dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda incelenen levhalardan 106 plakanın parlak yüzeylerinde dağınık halde ”kuşgözü kabarma”olarak tanımlanan yaklaşık 3 mm çaplarında yüzey deformasyonu tespit edildiğinin belirtildiğini, iskonto oranının ayıplı olarak satılan ürünlerde daha çok olacağının şüphesiz olduğunu, davalıya çekilen ihtarnamede ürünlerin iadesi talep edilmiş ise de davalı ürünlerde ne kadar iskonto yapılmasının gerektiğini, bu haliyle ayıplı olarak satılması durumunda piyasada ne kadara satılabileceği gibi hususlarda tespit raporu esas alınarak ayıp oranında bedelde indirim ve maddi zararlarının tazmin edilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle dava konu ayıplı mallarla ilgili olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla bilirkişi raporundan sonra arttırılmak üzere ayıp oranında indirim bedeli olarak şimdilik 100,00 TL alacaklarının tespit tarihi itibariyle işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini, Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı tespit dosyası masraf, vekalet ücreti gibi tüm tutarların ve Denizli 3. Noterliği 02/07/2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarname masraflarının işbu davada yargılama gideri olarak dikkate alınarak tespit tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davlı şirkete yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı yanın huzurdaki davaya dayanak gösterdiği Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edilmiş olup raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, kaldı ki tespit talepli dilekçede ”Wax Lam” ürünlerinde gizli ayıp olduğu iddia edildiği dosya kapsamında düzenlenen raporda ise ”MDF LAM” ürünleri ile ilgili haksız değerlendirmelere yer verildiğini, hatalı bilirkişi raporuna istinaden ikame edilen hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, satın alma tarihinin üzerinden son derece uzun bir süre geçtikten sonra ayıp iddiasında bulunduğunu, dürüstlük kuralına aykırı ve kötü niyetli bu iddiaların kabulü hiçbir anlamda mümkün olmadığını, kaldı ki davacı tarafın ayıplı olduğunu iddia ettiği bu ürünleri üçüncü kişilere satmış olup hiçbir anlamda zarara uğradığını, hiç bir şekilde ayıp iddiasının kabulü anlamına gelmemekle birlikte davacı firmanın ürünleri ayıplı halleriyle kullanılmasının söz konusu olmadığı iddiasının da dayanaktan yoksun olduğunu, hiçbir suretle kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı vekili müvekkilinin oluştuğunu iddia ettiği zarar tutarını bildirilmekte iken huzurdaki davanın kısmi dava olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının bildirdiği zarar tutarı üzerinden eksik harcın mahkememizce kesin sürede tamamlattırılması aksi takdirde davanın reddedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Zamanaşımı hukuksal niteliği itibariyle bir defi olup, yasal süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde mutlaka ileri sürülmesi gerekir. Somut dosyada davalı taraf süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile davanın zamanaşımına uğradığı hususundaki defiye dayanmıştır. Bu nedenle davalının zamanaşımı definin incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Taraflar tacir olup akdi ilişki ticari niteliktedir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanmalıdır. TTK’nun ticari satışlara ilişkin 23. maddesi ile 6098 sayılı TBK’nun 231. maddesinde ticari satışlarda ayıplı mal satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin 2 yıl olacağı düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davaya konu ürünler, davalı şirketten 07/09/2018 tarihinde satın alınmıştır. Eldeki davanın ise 19/04/2021 tarihinde açıldığı gözetildiğinde ürünlerde olduğu iddia olunan ayıpların gizli ayıp olduğu kabul edilse bile TTK’nın 23/1.maddesinin yollamasıyla uyuşmazlıkta uygulanması gereken TBK’nın 231. maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Bu nedenle eldeki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TBK’nun 231. Maddesinin devamında, ”Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, 2 yıllık zamanaşımı süresinden faydalanamaz.” hükmünün düzenlendiğini, davalı firmanın ayıplı ürünlerin devrinde ağır kusurlu davrandığını, bu nedenle 2 yıllık zamanaşımı definden yararlanamayacağını, ayrıca Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş dosyasıyla davalı aleyhine yaptırılan delil tespitinin ayıp ihbarı niteliğinde olduğunu ve bunun zamanaşımını keseceği veya durduracağını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, satılandaki gizli ayıp nedeniyle ayıp oranında satış bedelinde indirim istemine ilişkin alacak davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Zamanaşımı def’i olup, süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.
6100 Sayılı HMK’nın 317/2 maddesinde “Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava dilekçesinin davalıya 17/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 27/05/2021 tarihinde süre uzatım talebinde bulunması üzerine ilk derece mahkemesince 27/05/2021 tarihli ara kararıyla davalı vekiline cevap süresinin bitiminden itibaren iki haftalık ek süre verildiği, bu durumda davalının cevap verme süresinin 14/06/2021 tarihinde son bulduğu gözetilmeden 15/06/2021 tarihinde süresinden sonra verilen zamanaşımı def’i talebini içerir cevap dilekçesine itibar edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2022 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.30/09/2022