Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1997 E. 2022/1262 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz talep eden vekili, Antalya merkezli olarak, hizmet sektöründe ticari faaliyet gösteren müvekkilinin karşı taraf şirket ile bir süre ticari ilişki içerisinde bulunduğunu ve son döneme kadar da alacakları konusunda bir sorun yaşamadığını, ancak müvekkilin karşı taraf- borçlu şirkete vermiş olduğu son hizmetlere istinaden düzenleyerek gönderdiği ve borçlu tarafın itirazının da söz konusu olmadığı 12/05/2020 tarih 62.068,000 TL tutarlı ve 30/05/2020 tarihli 200.000,00 TL tutarlı e-faturaları karşı taraf şirketçe ödenmediğini, ayrıca 23/06/2020 tarihinde karşı tarafça müvekkiline mutabakat formu gönderilerek, söz konusu iki faturadan kaynaklı 222.091,00 TL borçlu oldukları hususunda mutabık olup olunmadığının sorulduğunu, müvekkili tarafından iş bu mutabakat formunun kabul edilip, imzalanarak 24/06/2020 tarihinde karşı tarafa gönderildiğini, karşı tarafın toplam 262.068,01 TL tutarındaki borcunu ödemekten kaçındığını ve mal kaçırma girişiminde olduğundan, müvekkilin alacağının tahsilini imkansız hale gelmemesi açısından, karşı tarafın menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Mahkemece %20 teminat ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İhtiyati haciz kararına karşı taraf/borçlu vekili, ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemeden alındığını, borçlunun adresinin … Mah. … Sk. No: … … /İstanbul olduğunu, bu nedenle yetkiye itiraz etiklerini, İstanbul Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu, huzurdaki dosyada ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığını, ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için alacağın vadesinin gelmiş olmasının gerektiğini, huzurdaki dosyada, ihtiyati hacze konu edilen sözde alacağın muaccel olduğuna ilişkin hukuken muteber bir tek belge dahi dosyaya sunulmadığını, ihtiyati haciz kararında belirtilen haciz isteğine dayanak yapılan e- fatura ve cari hesap mutabakatını kabul etmediklerini, nitekim e- faturanın ihtiyati haciz isteyen sözde alacaklının tek başına düzenlediği bir evrak olup, müvekkilince kabul edilmiş veya teyit edilmiş bir belge olmadığını, bu faturalara dayalı mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının hakkaniyete ve yasaya aykırı olduğunu, huzurdaki dosyadan verilen haksız ihtiyati haczin icrası sebebiyle müvekkilinin araçları, gayrimenkullerinin haczedildiğini ve müvekkil şirkete ait 20 adet banka hesabına ihtiyati haciz konularak müvekkili şirketin maddi ve manevi olarak mağdur edildiğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince duruşmalı yapılan inceleme sonunda; borçlunun itirazının Mahkemenin yetkisine ve ihtiyati haczin dayandığı sebeplere ilişkin olduğu, ihtiyati haciz talebinin, e-fatura ve cari hesap mutabakatına dayalı olduğu, para alacağına ilişkin iş bu davada TBK 89 ve İİK 50.maddeleri uyarınca davacı alacaklının ikametgahı Mahkemesi olan Antalya Mahkemeleri’nin yetkili olduğu, alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliğinin aranmadığı, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulmasının yeterli olduğunun kabul edildiği, maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğunun İİK’nın 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tespit, itirazın iptâli ya da istirdat davasında araştırılacağı ve değerlendirileceği, itiraz dilekçesinde açıkça taraflar arasındaki akdi ilişkinin de inkar edilmediği, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde; ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemeden alındığını, borçlunun adresinin … Mah. … Sk. No: … … /İstanbul olduğunu, bu nedenle İstanbul Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ihtiyati hacze dayanak yapılan e- fatura ve cari hesap mutabakatını kabul etmediklerini, nitekim e- faturanın ihtiyati haciz isteyen sözde alacaklının tek başına düzenlediği bir evrak olup, müvekkilince kabul edilmiş veya teyit edilmiş bir belge olmadığını, ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, istinafa konu karar ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek karardır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.
İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasındaki akdi ilişkinin açıkça inkar edilmediği, TBK 89. ve İİK 50. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz talep eden alacaklının ikametgahı Mahkemesi olan Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğu, alacaklı vekilinin talep dilekçesine etkilediği belgelerin alacağın varlığı, muaccel olduğu ve rehinle temin edilmediği hususunda mahkemede kanaat uyandıracak nitelikte olduğu anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesinin de bu gerekçelerle ihtiyati haciz talebini kabul etmesi ve karşı tarafın itirazını reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, ihtiyati haciz kararına itiraz eden karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden karşı taraf vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz kararına itiraz eden karşı tarafa İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından ihtiyati haciz talep eden alacaklı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.03/10/2022