Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1989 E. 2022/1076 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA / EK KARAR TARİHİ: 06/05/2022
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 13/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 15/04/2003 tarihinde kurulan …’nin 14/07/2009 tarihine kadar müdürlük görevini yürüttüğünü, bu tarihten sonra şirket müdürlüğüne diğer ortak …’nun seçildiğini, onun da 20/11/2014 tarihine kadar şirket müdürlüğü görevini yürüttüğünü, bu tarihten sonra ortaklar arasında yaşanan uyuşmazlık sebebiyle genel kurul toplantısı yapılıp davalı şirkete müdür tayin edilemediğini, müvekkili tarafından davalı …’nun müdürlükten azli talebi ile Alanya 3. Asliye Hukuk mah. … ve haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılması için Alanya 4. Asliye Hukuk mah. …. esasında davalar açıldığını,
14/09/2009 tarihinden sonra şirket işlerini yürüten diğer davalı … ’nun şirkete karşı olan özen ve bağlılık yükümlülüğü ihlal ederek şirketi ve müvekkilini ciddi zararlara uğrattığını, özellikle kendisi şirket müdürü seçildikten kısa bir zaman sonra şirket adına kayıtlı olan üzerinde akaryakıt istasyonu kurulu bulunan taşınmazı zeytinlik vasfındaki bir başka taşınmaz ile trampa ettiğini, şirket adına kayıtlı … plakalı Mercedes marka aracı ve yine şirket adına kayıtlı …. marka akaryakıt tankerini sattığını, müvekkilinin yasal yollara başvurması üzerine müvekili ile aralarında yapılan 05/03/2010 tarihli protokol uyarında bu mal varlıklarının tekrar şirket adına tescilini sağladığını;
Davalının şirketin 2010 – 2014 dönemine ilişkin emlak vergilerini şirket kasasından ödeyebilecek iken bunun yerine kendi hesabından ödemeler yapıp bilahare bu yaptığı ödemeleri şirketten tahsil etmek için şirket aleyhinde icra takibine giriştiği ve şirket adına kayıtlı Antalya ili … ilçesi …. Mahallesi …. ada …. parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz işlemi tesis ettirerek satışa çıkardığını, takip borcunun şirket adına müvekkili tarafından ödenmesi ile bu taşınmaz satışının önlendiğini;
… Encümeni’nin 24.05.2012 Tarih ve …. sayılı Encümen Kararı doğrul- tusunda 18. Madde uygulaması ile davalı şirket adına tapunun …. İlçesi …. Mah. …. Parsel de kayıtlı taşınmazın yeni imar parselleri olan …. Ada …. ve …. nolu parsellerle şuyu- ulandırılmasına itiraz etmediği gibi müvekkili tarafından belediye işleminin iptali istemiyle açılan davada da belediye işlemini savunduğunu, ancak Antalya 2. İdare Mah.nin 14/05/2015 tarihli kararı ile … ada …. parsele ilişkin şuyulandırma işlemin iptalinin sağlandığını, davalı …’nın bu iptal kararına da itiraz ettiğini, bilahare şuyulandırma sureti ile oluşan …. ada … parsel hakkında eşi …. tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında davacı eşi tarafından yatırılması gereken harcı da davalı şirket adına ve hesabına yatırarak bu taşınmazın satışını ve eşi ….’nin sahibi olduğu bir başka şirket tarafından satın alınmasını sağladığını;
Yine 2012 yılında şirketin hangi ihtiyacı için çekildiği anlaşılamayan bir sebeple …. bankasından şirket adına 1.250.000,00 TL kredi çekildiğini ve bu kredi borcunun bilerek ödenmediğini, bilahare alacaklı banka tarafından müvekkili, davalı … ve diğer davalı şirket hakkında girişilen takip sırasında da bankadan takibe konu alacağın eşinin sahibi ve yetkilisi olduğu … ltd.şti tarafından temlik alındığını, davalı …’nın üzerindeki malvarlığını devretmiş olması sebebiyle de kendisi yönünden takibin semeresiz kalmasını sağladığı, borcu bizzat ödemek zorunda kalan müvekkilinin yaptığı ödemenin davalı …’dan tahsili için açtığı davanın da Alanya ticaret mahkemesinde(….) görülmekte olduğunu belirterek;
Davalı …’nun …’ndeki temsil ve yönetim yetkilerinin kaldırılmasını, yargılama sonuçlanıncaya kadar …’ nin taraf olduğu ve olacağı dava ve icra dosyalarında temsil edilebilmesi ve şirketin uğramış olduğu zararların önlenerek tanzim edilebilmesi için HMK’ nun 389.maddesi ve devamı uyarınca gerekli ve yeterli bilgi, beceri ve tecrübeye sahip mahkemece tespit ve tayin edilecek alanında uzman hukukçu veya mali müşavirin şirketi temsil ve yönetmesi için yargılamanın sonuna kadar görevlendirilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın müvek- kilin diğer davalı şirketi zarara uğrattığına yönelik iddialarının doğru olmadığını, bir kere dava dilekçesinde belirtilen ve davalı şirket hakkında girişilen takiplere konu borçların müvekkilin müdürlük yaptığı dönemden kaynaklanan borçlar olmadığı gibi …’nin bir zararının da sözkonusu olmadığını, şirketin davacı yönetiminde iken borç batağına sürüklendiğini, müvekkilinin ise davalı şirketin zararına bir işleme girişmediğini,
Müvekkilinin, şirkete ait …. Kasabası …. Mevkiinde bulunan …. parselde kayıtlı taşınmazın bulunduğu yerde şuyulandırma yapılarak bu taşınmazın yeni oluşturulan parsellerde şirket payının küçültülmesi için Belediyeye başvuruda bulunduğu ve böylece oluşturulan yeni parsellerde davalı şirket payının %20’nin altına çekilmesini sağladığı yönündeki iddianın doğru olmadığını,
…. Mahallesi …. Ada …. parsel, …. ada …. parselde kayıtlı taşınmazda bulunan akaryakıt, otogaz LPG satış ve market nitelikli iş yerinin davacının da imzası ile …. A.Ş’ne devir edildiğini, buna ilişkin olarak da Alanya 2. Noterliği’nin 07.11.2014 tarih ve ….. yevmiye no.lu devir sözlemmesinin düzenlendiğini, …. A.Ş sadece davacının hissedarı bulunduğu taşınmazı değil müvekkilinin eşi …’na ait olan 980-m2 miktarlı taşınmazı da kiraladığını, davacıya da payına düşen 154.000-USD nin ödendiğini,
Dava dışı … Bankası A.Ş. nin davalı ….. şirketi hakkında giriştiği icra takibi üzerine satışını talep ettiği …. şirketi ile (bilahare müvekkilinin eşi … ortağı olduğu) …. İnş. Nak. Turz. Tic. Ltd. Şti.’nin şuyulandırma sebebi ile sahibi oldukları taşınmazdaki, …. Ltd. Şti.’nin hissesinin alacaklı … Bankası A.Ş tarafından icra yoluyla satılmak istenmesi üzerine … şirketinin hissedarı bulunduğu taşınmazın satışını önlemek amacıyla alacaklı bankadan alacağın devir ve temlik alındığını, ortada muvazalı bir durumun bulunmadığını, davalı … nın ortağı ve yetkilisi olmadığı eşine ait …. şirketi adına düzenlenen kartvizitlerden de müvek- kilin haberinin olmadığını, müvekkilinin rekabet yasağına aykırı hareket ettiğine ilişkin iddiaların da yersiz olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle: Mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, ihti- yati tedbir talep eden tarafın ihtiyati tedbir sebep ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, mahkemenin faal olan şirketin işleyişini etkileyecek tarzda bir tedbir kararı veremeyeceğini, mahkemece şirkete yönetim kayyımı atanması suretiyle temsil yetkisinin kısıtlanmasının şirket işleyişini etkileyeceğinden ancak zorunlu hallerde başvurulabileceğini, asıl uyuşmazlığı çözecek tarzda ve esas hakkında verilecek hükümle sağlanabilecek sonucu temin edecek biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini belirterek tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. Sayılı Dosyasından 06.05.2022 Tarihinde Verilen İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Kararın kaldırılarak Özen ve Bağlılık Yükümü ile Diğer Kanunlardan ve Şirket Sözleşmesinden Doğan Yükümlülüklerini Ağır Bir Şekilde İhlal Eden Davalı …’nun …’ndeki temsil ve yönetim yetkilerinin kaldırılmasına ve şirketi temsil ve yönetmesi için yargılamanın sonu- na kadar bir kayyım görevlendirilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Deliller: Davacı tarafça dosyaya delil olarak davalı … Limited Şirketinin ortaklık durumunu gösteren oda kaydı sunulduğu, incelendiğinde davalı … ve Davacı …’ın eşit paylı iki ortak olduğu, taraflar arasında düzenlenen 05/03/2010 tarihli anlaşma tutanağı incelendiğinde …. parselin şirket adına tescili için gereğinin yapılmasının kararlaştırıldığı ve davacının yetkili olduğu dönem ile davalının yetkili olduğu döneme ilişkin borçlanma ve kazancın ne şekilde paylaşılacağının kararlaştırıldığı ayrıca … tarafından 3. Asliye Hukuk Mah.nin … esas ve 4. Asliye Hukuk Mah.nin …. esas sayılı dosyalarından feragat edilmesi, savcılıktaki şikayet dosyasının ise çözüme kavuşturulmasının kararlaştırıldığı, yine sunulan … ve …. ada/parsel sayılı taşınmazların … ile … (… ) paylı mülkiyetlerine konu olduğunu gösteren tapu kayıtları örnekleri, davalılar …. ve ….’ın idare mahkemesindeki davaya müdahale dilekçesi veren …. ve …. (…. ) nun dilekçelerindeki “davaya konu işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatindeyiz” ifadesinin geçtiği müdahale dilekçesi ve davalı … … ’ın … limited Şirketi adına düzenleniş kartvizit örneğei ve bu şirket ile ilgsini göstermek için fotoğraf sunulduğu görül- müştür.
İstinafa konu ara karar: Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Özellikle taraflar arasındaki 05/03/2010 tarihli anlaşma metni incelendiğinde kendi kabullerinin bulunduğu görülmektedir. Ancak davanın açıldığı tarih ile bu anlaşmanın yapıldığı tarih arasında 10 yılı aşkın bir zaman vardır. Yine taraflar arasında davalı şirkete 20/11/2014 tarihinden sonra yetkili temsilci atanamadığı da açıktır ve ihtilaf konusu da değildir. Davalı …’nın bu tarihten sonra diğer davalı şirketi ortada bir genel kurulu kararı olmadan yönettiği ortadadır.
Davacı diğer davalının ortaklıktan çıkartılmasını değil temsil yetkisinin kaldırıl- masını istemekte olup genel kurul toplantısının yapılmasını sağlama veya ortaklıktan çıkarma talebinde bulunmamaktadır. Şirket için kayyım tayini yolu ile asıl uyuşmazlığı çözer nitelikte tedbir kararı verilmesinin istenildiğinin kabulü gerektiğinden mahkeme kararı yerinde bulunularak istinaf talebinin yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldı- ğından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/09/2022