Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1982 E. 2022/1133 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARARIN YAZIM TARİHİ: 16/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dilekçesinde özetle; Alanya 1. Noterliğinden gönderilen 07/01/2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile 04/01/2022 tarihi itibariyle 03/06/2019 tarihinde imza altına alınan “Şirket Garanti Sözleşmesi” başlıklı protokolün feshedildiğini, sonrasında Antalya Genel icra dairesinin …. E. Sayılı dosyası ile … Servis Havacılık Ve Tur. Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ ye karşı sözleşmeye aykırılıktan dolayı ödenmeyen bedeller için icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin, davalı borçlu tarafa 10/01/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlunun 11/01/2022 tarihli dilekçesiyle hem yetki itirazında bulunduğunu hem de ödeme emrinde belirtilen fatura ve cari hesap ekstresine itiraz ettiğini, taraflar arasında yürütülen arabuluculuk sürecinin anlaşamama şeklinde sona erdiğini, karşı tarafın itirazı üzerine iş bu dava dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, davalının halihazırda mal kaçırma olasılığının son derece yüksek olması dolayısıyla müvekkilinin hak ve alacaklarının güvence altına alınması için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, takip talebinde dayanak olarak da, 03.06.2019 tarihli Şirket Garanti Sözleşmesi, 01/05/2019-31/03/2020 tarihli cari hesap ekstresi ve fatura alacağı olduğunun belirtildiğini, şirket garanti sözleşmesi ve bu sözleşmeden kaynaklanan faturalar ile müvekkil şirketin ticari defterlerinden alınan cari hesap tablosu gözetildiğinde yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, Müvekkil şirketin, davalı borçlunun yükümlülüklerinden kurtulmak maksadı ile; mallarını gizlemesi, mallarını kaçırmaya hazırlanması, kaçmaya hazırlanması ve müvekkilinin haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunmasından ciddi şekilde endişe duyduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
Mahkemece 02/06/2022 tarihli ara karar ile; İİK’nun 257.Maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması, muaccel hale gelmeyen alacaklar yönünden ise malların gizlenmeye, kaçırılmaya çalışılması veya borçlunun kaçmaya hazırlanması veya borçlunun alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlere başvurması gerekir, somut olayda davacının talep ettiği alacağın varlığı ve tutarının yargılamayı gerektirdiği (sözleşme koşulları ile ödenmesi gereken alacak miktarı) anlaşılmaktadır. Öte yandan fatura tek taraflı bir belge olup, tek başına bir alacağın varlığını ve borcun ödenmediğini göstermez. Fatura ile birlikte faturaya konu mal veya hizmetin sunulduğunun da yaklaşık ispat kurallarına göre, ispatına ilişkin delil ve belgelerin sunulması gerekir. Dosya kapsamından davalının taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlandığı, yahut kaçtığı yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu hususunun ispatlanmadığı, davalı yönünden muaccel olmayan ve varlığı yargılamayı gerektiren alacak ile ilgili olarak İİK 257.maddesideki yasal şartların oluşmadığı belirtilerek davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçlu aleyhine sözleşme, cari hesap ekstresi ve faturalara istinaden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinde, ödeme emrinde borcun sebebi olarak gösterilen cari hesap ekstresini inkar ettiğini, taraflar arasında cari hesap bulunmadığını iddia ettiğini, ayrıca takibe dayanak faturalara da itiraz ettiğini, itirazın iptali dava dilekçesi ekinde; faturalar ve cari hesap ekstresinin sunulduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olarak hareket ettiğini, nitekim davalı şirketin, icra dosyasına sundukları borca itiraz dilekçesinde imzaya itiraz etmemelerine rağmen açılan itirazın iptali davasında, hukuken mümkün olmamasına rağmen sözleşmedeki imzayı, hukuki ilişkiyi, faturaları, cari hesap ekstresini borçtan kurtulmak amacıyla tümüyle inkar etmiş olduklarını, müvekkil şirketin sözleşme konusu hizmeti davalı borçluya verdiğine ilişkin dosyaya ibraz edilen yazılı belgelerin yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, sözleşmenin ifa aşamasına geçildiğini, hizmete ilişkin yiyeceklerin belgeli şekilde davalı şirket yetkililerine teslim edildiğini, teslim belgelerini istinaf dilekçesi ekinde sunduklarını, ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiğini, alacağın varlığının delillerle ortaya konulduğunu belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması ile öncelikle takdiren teminatsız ancak kabul edilmezse uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali ve ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.
İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğu İİK’nın 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tesbit, itirazın iptâli ya da istirdat davasında araştırılacak ve değerlendirilecektir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, istinaf dilekçesi ekinde hizmetin verildiğine ilişkin satış formlarının sunulduğu belirtilmişse de, HMK’nın 357/1 maddesi gereğince, ilk derece aşamasında sunulmayan. istinaf aşamasında yeni delillere dayanılması mümkün olmamasına, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesine, İİK’nın 257 vd. Maddelerindeki ihtiyati haciz koşullarının bu aşamada mevcut delil itibariyle bulunmamasına, kararın yerinde olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, İİK’nın 265/son. maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.16/09/2022