Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1963 E. 2022/1060 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 06/06/2022
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 09/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, temlik eden ile imzalanan sözleşme hükümlerine uyulmaması üzerine Antalya Genel İcra Dairesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile borçlular ….. , …… Gıda Mad. Tur. İnş. Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti., ….. ve ….. aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu kredi alacağının müvekkili ….. Yönetimi A.Ş.’ye temlik edildiğini, borçluların krediyi kullandıkları tarihtin bu yana birinci dereceden akrabalık bağı bulunan borçlu ….ın kardeşi adına kurdukları ticari işletme ile alacaklılardan mal kaçırdıklarını, perdeli şekilde grup işletmelerini aracı kullanarak kredilerden faydalandıklarını ve kurdukları iç ilişki ile borcun ödenmesi yollarını engellediklerinin tespit edildiğini, borçlu ….. ablası ….. tek hissedarı ve yetkilisi olduğu ve borçlu şirket ile faaliyet konuları aynı olan davalı ….. Ltd. Şti. Üzerinden ticari faaliyetini sürdürdüğünü, davalı şirket tarafından borçlu ……’a vekalet verildiğini ve şirketin işlerini bu borçlunun yönettiğini, Antalya Genel İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyasında davalı şirketin ticaret sicilde kayıtlı olan adresinde haciz gerçekleştirildiğini, istihkak iddiaları hususunda karar verilmek üzere dosyanın icra hukuk mahkemesine sevkine karar verildiğini, haciz mahallinde borçlu ……’ın ticari faaliyetlerini haciz adresinde sürdürdüğünü komşular tarafından beyan edildiğini, haciz zaptında borçlu ……’a ait evrakların haciz mahallinde bulunduğunun ifade edildiğini belirterek, davalıların mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak davaya konu edilen alacağın tahsili amacıyla teminatsız olarak ihtiyaten haciz kararı verilmesine mahkeme teminat hususunda aksi kanaate ise teminat oranının ölçülülük ilkesine uygun olarak belirlenmesine, 300.000,00.-TL alacağın davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, talep eden şirketin Antalya Genel İcra dairesi’nin ….. esas sayılı dosyasınındaki alacağı temlik aldığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesine ekli, haciz tutanaklarının, vergi levhalarının, sicil gazetesi örneklerinin bulunduğu, ancak davacının alacaklılığının borçlu haricinde muvazaa iddiası ile davalı gösterilen şirketlerin borçluluğunun, borcun muacceliyetinin yaklaşık olarak ispatının bu aşamada ortaya konulmadığı kanaatine varıldığı, öte yandan ihtiyati haciz isteyen davacının, ihtiyati haciz talebi asıl takip borçlusu haricinde davalı gösterilen şirketlere yöneliktir. Aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğunu iddia ettiği şirketler/davalılar yönünden ise tüzel kişilik perdesinin aralanması, organik bağa ilişkin yasal koşulların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre söz konusu şirketin borçtan sorumlu olup olmadığının ancak yapılacak yargılama ile ortaya çıkabileceği, şirketlerin adresinin aynı olması ile talep dilekçesi ekinde sunulan MERSİS kayıtlarına göre bu şirketler arasında organik bağ olduğunun dolayısıyla tüzel kişilik perdesinin aralanması ve aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi yönünden yaklaşık ispat şartlarının oluşmasına yeterli ve elverişli olmadığı, dava konusu talebin yargılamayı gerektirdiği görülmekle aleyhine ihtiyati haciz talep edilen davalılar yönünden alacağın varlığı ve muacceliyeti konusunda İİK’nın 258. maddesi çerçevesinde mahkememizde yeterli kanaat uyandıracak belge ve delil dosyada mevcut olmadığından, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçluların alacaklılardan mal kaçırma saikiyle hareket ettiklerini, nam-ı müstear aracılığıyla ticari faaliyet esnasındaki işlerinin semerelerini başka bir kişiye / şirkete / işletmeye yaptırılmasını sağladığını, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirketin faaliyet konularının aynı olduğunu, borçlu …… borcun doğumundan sonra alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile haciz adresinde kardeşi/ablası üzerine kurulu olan ve borçlu şirket ile faaliyet konusu aynı olan davalı şirket üzerinden faaliyetine muvazaalı olarak devam ettiğini, davalı adına olan davalı şirketin borçludan ayr bir kişiliğe sahip olmadığını, davalılar ve borçlunun organik bağlantılarının olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, alacak ve ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.
İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğu İİK’nın 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tesbit, itirazın iptâli ya da istirdat davasında araştırılacak ve değerlendirilecektir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davalılar ile dava dışı asıl borçlular arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ile tüzel kişilik perdesinin aralanması şartlarının bulunup bulunmadığının yargılamayı gerektirmesine, İİK’nın 257 vd. maddelerindeki ihtiyati haciz koşullarının bu aşamada mevcut delil itibariyle bulunmamasına, kararın yerinde olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu İİK’nın 265/son. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/09/2022