Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1928 E. 2023/1145 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/06/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkil şirketin inşaat işi ile uğraştığını, müvekkil şirketin müvekkil … ile ihaleye girmek için adi ortaklık kurduklarını, şirket yetkilisinin … olduğunu, Burdur ili iin … adi ortaklığının, Mardin ilindeki ihale işi için … ile adi ortaklık kurulduğunu, müvekkil şirketin Burdur ilindeki ihale işini yapıp teslim ettiğini, … ile olan adi ortaklığı feshettiğini, müvekkil şirketin Mardin … Mah. 24 derslikli ilkokul yapım ihale işi için … ile kurdukları adi ortaklığın ihale işlerini de yürütebilmek için Mardin’deki ihale işi ile ilgili sınırlı olmak üzere azil tarihinden 3 ay sonra tekrar …’e Antalya 16. Noterliğinin 05/07/2019 tarihli, … yevmiye numaralı vekaleti ile vekil tayin ettiğini, dava dışı …’in bir süre sonra hukuk dışı yollara başvurduğunu, şirket içerisindeki usulsüzlüklerinin tespit edildiğini, …’in abisi …’in inşaatta çalıştığını, abisine yapılan ödemelerin belgesiz olarak yapıldığını, abisi tarafından müvekkil şirkete alacağı ödenmediğinden bahisle icra takibi yapıldığını, …’in azledildikten 5 gün sonra müvekkil şirketin yaptığı okul ile ilgili yaklaşık 406.040,77.-TL hakediş ödemesinin … ile olan ortaklığın hesabından karısının şahsi hesabına geçirdiğini, dava dışı …’in azledildikten sonra kötü niyetli olarak müvekkilin tanımadığı, mal almadığı ve müvekkil şirket ile ilgisi olmayan kişilere geçmiş tarihli senet vermeye başladığını, senetlerin üzerine malen veya nakden ibaresinin eklendiğini, senetlerdeki lehtarların müvekkil şirket ile ilgisi olmamasına rağmen ve dava dışı …’in yetkisiz olduğunun bildirilmesine rağmen senetleri icraya koyduğunu, …’e verilen vekaletnamede senet imzalamaya dair bir yetki bulunmadığını, imzaladığı senetleri tanıdığı 3.kişilere verdiğini, müvekkil şirketin Mardin’deki yaptığı ilkokul inşaatındaki malzemeleri çaldığını, piyasadaki esnaflara rayiç bedelin altında sattığını, bu olay hakkında Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, …’in azledildikten sonra geçmiş tarihli senet keşide etmesinden sonra müvekkil şirket hakkında ihtiyati hacizler, kambiyo senedin mahsus icra takiplerinin art arda geldiğini, müvekkil şirket hakkında Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip konusu 15/06/2021 tanzim, 15/09/2021 vade tarihli, 500.000,00.-TL’lik senet olduğunu, lehtarının … olduğunu, senedin sahte olduğunu, dava dışı …’in kötü niyetli olduğunu belirterek davanın kabulü ile, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu senetten dolayı müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, müvekkil aleyhine açılan iş bu davanın haksız bir dava olduğunu, zorunlu olan arabuluculuk başvurusunun yapılmadığını, davanın usulden reddininin gerektiğini, …’in hak edişlerini alamaması ve borçlarını ödeyememesi sebebi ile zor durumda kaldığını, müvekkilden borç para istediğini, müvekkilin gerekli araştırmaları yaparak temsil yetkisi belgesinin bir örneğini gördüğünü, nüshasını alarak 500.000,00.-TL borç verdiğini, bu borca karşılık dava konusu senedi aldığını, adi ortaklıkta ortakların ortaklık borçlarından birinci dereceden müteselsilen ve kendi malvarlıkları ile sorumlu olduğunu, menfi tespit davalarında borçlu olmadığını iddia eden tarafın yazılı olarak ispat etmek zorunda olduğunu, karşı tarafın soyut iddiaları ile mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, borcu ödememek ve sürüncemede bırakmak amacıyla iş bu davayı açtığını, davacı tarafın borçlu olmadıklarına ilişkin yazılı bir belge sunmadıklarını belirterek davanın usulden ve esastan reddine, davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… davalı tarafça senedi imzalayan …’ın adi ortaklığı temsile yetkili kişi olduğu, buna dair vekaletname ve imza sirkülerinin bulunduğu ve davalıya olan borca karşılık düzenlenip verildiği ileri sürülmüş ise de, senedi düzenleyen …’a verilen vekaletnamelerde kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmayıp, TBK 504/3 madde gereğince kambiyo senedi düzenleyebilmesi için özel vekaletname şart olmakla, adi ortaklık ve davacılar adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmamaktadır. … ve davacılar arasında açılmış ceza davaları ve bir çok Cumhuriyet Savcılığı soruşturması bulunup, yine davacı tarafça vekillikten noter aracılığı ile azledilmiş olup, senedi düzenleyen …’ın öz yeğeni olan davalının bunları bilmemesi hayatın olağan akışına ters olduğundan davalının senedin azilden sonra yetkisiz ve bedelsiz olarak düzenlendiğini bildiği halde kendi adına haksız ve kötü niyetle takibe koyduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile; davacıların Antalya Genel İcra Müdürlüğü … esas sayılı takibe konu 15/06/2021 tanzim, 15/09/2021 vade tarihli 500.000,00.-TL bedelli senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafça haksız ve kötü niyetli icra takibi yapıldığından İİK 72/5 madde gereğince takdiren %20 oranından hesaplanan 100.000,00.-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların kötü niyetli olduklarını, şirket yetkilileri ile temsilci arasındaki iç ilişkinin müvekkilini kanunen bağlamadığını, davanın haksız olarak açıldığını, karşı tarafın borçlu olmadıklarına ilişkin yazılı bir belge sunmadıklarını, eksik inceleme ile karar verildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, davacılar adına adi ortaklığın yetkilisi sıfatıyla dava dışı … tarafından düzenlenen 500.000,00 TL bedelli 15/06/2021 tanzim, 15/09/2021 vade tarihli Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu senet davalı lehtar konumundadır. Davalı tarafça davacılar hakkında kambiyo senedine mahsus yolla takibe geçilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verildiği ancak dava konusu senetten dolayı lehtar davalı … ile keşideci … hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dolayı Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda 20/03/2023 gün … karar sayılı karar ile mahkumiyetlerine karar verildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Ceza ve Hukuk Mahkemeleri kararları arasındaki ilişkiyi düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 74. (818 sayılı BK 53) maddesi hükmü hukuk hakimini, ceza mahkemesinin kesinleşen kararı karşısında maddi hukuk bakımından kural olarak bağımsız kılmaktadır. Ancak hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Her mahkumiyet kararı o eylemin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Ceza hakiminin saptadığı maddi olaylar ve özellikle fiilin hukuka aykırılığı ve davacı/davalı tarafından işlenmiş olup olmadığı hukuk hakimini bağlar.
Ceza davası, maddi vakıaların belirlenmesi ve sonucu itibariyle taraflar arasındaki borç ilişkisinin kesin hükümsüzlüğünün anlaşılabilmesi için önem taşımaktadır. Nitekim borç ilişkisinin kesin hükümsüzlüğü hâkim tarafından re’sen göz önünde tutulacak nedenlerdendir ve buna ilişkin deliller her zaman ibraz edilebilir. (YHGK’nın 2014/19-1119 Esas, 2016/627 Karar sayılı ilamı)
Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 2013/4-1008 esas ve 2014/490 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ,… Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını; öngörmesi esasına dayanmaktadır.818 Sayılı B.K.nun “Ceza Hukukuyla Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesinde: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi hükmü de paralel bir düzenlemeyi içermektedir.).
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusuyla hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (Yargıtay H.G.K.’nun 10.1.975 gün ve 1971/406 E., 1975/1 K.; H.G.K.’nun 23.1.1985 gün ve 1983/10-372 E., 1985/21 K.; H.G.K.’nun 27.4.2011 gün ve 2011/17-50 E., 2011/231 K. sayılı ilamları).
Davaya konu senet nedeniyle davalı lehtar ve dava dışı keşideci … hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dolayı açılan ceza davasının (Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı) henüz kesinleşmediği, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının ve maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayacağı bu nedenle ceza davasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan ve re’sen gözetilmesi gereken bu gerekçeyle kabulüne, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçeyle KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/06/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.12/06/2023