Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1883 E. 2022/1496 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 27/10/2022
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkili tarafından oğlu …’nun ortak olduğu … Ltd. Şti. adına Şekerbank … Şubesinden çekilen kredilere ipotek verdiğini, davalı …’in bu şirketin ortağı ve aynı zamanda yetkilisi olduğunu, davalının Şekerbank’tan çekilen kredileri zamanında ödemediğini ve şirket ortakları adına krediden kaynaklanan borçlar nedeni ile hesap kat ihtarları çekildiğini, banka ile yapılan görüşmeler sonucu ipotek veren sıfatı ile müvekkille ait olan taşınmazların satışı isteneceği söylenmesi üzerine müvekkilinin anılan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve ipotek kapsamında kalan tüm borçları yapılandırarak bankaya ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin bankaya toplam 601,615,00-TL ödeme yaptığını, daha sonrada ipotekten kaynaklı yaptığı ödemenin geri alınması amacıyla hem borçlu şirkete tamamı hakkında, hemde kredi kefillerine karşı kefaletleri oranında olmak üzere Marmaris 1. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalı tarafın takibe itiraz ettiğini belirtmiş, itirazın iptaline karar verilerek davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin adresinin Denizli olduğunu bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, HMK’ya göre davanın Denizli Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davanın ticari dava olmasından dolayı arabuluculuğa tabi olduğunu belirtmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…dava tarihinde zorunlu arabuluculuk dava şatının yerine getirilmediği, asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinden sonra davaya görevli mahkemede devam edildiği ve görevli mahkemede devam edilen davanın yeni bir dava olmadığı davanın ticari dava olduğu halde asliye ticaret mahkemesi yerine önce Asliye Hukuk mahkemesinde dava açılmış olmasının dava açılırken olması gereken arabuluculuk dava şartını ortadan kaldırmadığı ve arabuluculuk dava şartının giderilebilir dava şartlarından olmadığı anlaşıldığından, mahkememizce davanın 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki dava dosyasının öncelikle davacı tarafça Marmar,is 1. Aliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını, mahkemenin yetkisizlik kararı üzerine dosyanın Denizli 3. Asliye Hukuk mahkemesine gönderildiğini, Asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı ile de asliye ticaret mahkemesine gönderildiğini, bu nedenle dosyada bir adet yetkisizlik ve bir adet görevsizlik kararı bulunduğunu, yetkisizlik ve görevsizlik kararı için ayrı ayrı lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın yürürlük tarihinden sonra “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlığı altında düzenlenen HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrası ile yargılamanın tekliği esası benimsenmiş ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir.
Şöyle ki, görevsizlik ya da yetkisizlik hâlinde verilecek karar “usulden ret” kararıdır (HMK m.115/2). Diğer bir anlatımla görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20).
Ne var ki HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.02.2021 Tarih 2017/3-1008 Esas, 2021/153 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/02/2022 Tarih 2020/8033 Esas, 2022/1116 Karar sayılı Kararı).
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Hukuk Genel Kurulu’nun alıntı yapılan kararı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin Hukuk genel Kurulu kararı ile aynı doğrultudaki kararları dikkate alındığında görevsizlik ve yetkisizlik kararı nedeniyle ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davalı tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.26/10/2022

….