Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/18 E. 2023/1820 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
DAVANIN KONUSU: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/11/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, ….. A.Ş nin enerji piyasasında faaliyet gösteren şirket olduğunu, faaliyet alanı itibariyle uzmanlık gerektiren önemli bir sektörde yatırımlar yapan bir şirket olduğunu, şirketinin cezalandırıldığını, haksızca hissedar olmayanların kumpasları ile şirkete yönetici kayyım atandığını, şirketin sektörü hiç tanımayan kayyımlar tarafından idare edilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki 2015 yılında lisansı iptal edilmiş olup, bizzat yoğun çabalar sonucu kurtarıldığını, …un’un iş bilmemezlik ve savsaklaması ile bu olayın yaşandığını, çok mal varlığını kaybettiğini, gelinen aşama itibariyle şirketin kayyımlar tarafından yönetilmesinin mümkün olmadığını, şirketin …..Projesinin çok önemli olduğunu, lisans yenilemenin en geç 20/10/2019 dan önce kayyımlığın kalktığına dair resmi yazının EPDK ya bildirilmesi ile şirketin 8,10 trilyonluk mal varlığının kurtarılacağını, yarım kalan …. in 2020 sonuna kadar tamamlanması gerektiğini, lisans yenileme süresi geçerse ve projeye çivi takılmadığı takdirde lisansın iptal edileceğini, özet olarak kendisinin ve ailesinin yitirildiği gibi şirketin böyle giderse zaten yok olacağını, bu süreç içerisinde tek karlı olan tarafın kayyım heyeti olacağını, kayyım heyetinin aylık maaşının 10.500,00 TL olduğunu, adeta şirketin üzerine çöreklendiklerini, bankaların kayyımlara teminat mektubu vermediğini, bu sebeplerle hiçbir yatırım yapılamadığını, bankaların kayyım tarafından idare edilen şirkete kredi vermediği gibi teminat mektubu dahi vermediğini, kayyım … mali müşavir olup, bürosunda çalıştırdığı yakın arkadaşını şirketinde çalışmadığı halde sigorta ettirdiğini, bununla ilgili şikayette bulunmasına rağmen birşey yapılmadığını, korunduğunu, ayrıca …’un … ve Av. … ile sıkı irtibat halinde olduğunu, açıkca … lehine hareket ettiğini, …’un şirkette yapmış olduğu iş ve işlemlerin tümünü muvazaalı ve kasıtlı, taraflı olduğunu, …. A.Ş nin içinin boşaltılması tüm mal varlığının ve lisanslarının sahibi olduğu projelerin kaybedilmesinin an meselesi olduğunu, kayyım atanması kararı geçici hukuki koruma tedbiri olduğunu, …. A.Ş nin ne kayımların ne de mahkemenin malı olduğunu, bu şirketin kendisi tarafından kurulduğunu, 2011 yılında …. ve vekilinin kurmuş olduuğ kumpaslar nedeniyle bugünlere gelindiğini, trilyonluk zararları nedeniyle hakimin hukuki sorumluluğu yoluna başvuracağını, her türlü hukuki sorumluluk yollarını tüketeceğini, …. pay defterine kayıt davası açmakla hissedar olmadığına dair çok net ikrarı bulunduğunu, paydaşlık pay defterinde kayıtlı üyelerle yapılır, şirketin genel kurul toplantısına katılıp paydaşlık haklarını kullanmaya yetkili kişiler pay defterine kayıtlı paydaşlar olduğunu, bu nedenlerle kayyım atanması kararının bir geçici hukuki koruma yani tedbir mahiyetinde olması nedeniyle ve ayrıca asli müdahillerin hissedar olmadığı, davada kayyım atanması şartlarınnı oluşmadığını, hissedar olmayanların davaya müdahilliklerinin dahi yasalara aykırı olduğunu, kayyım atanmasına dair kararın kaldırlmasını, 2002 tarihli pay defterinde kayıtlı ortakların ivedilikle toplanmasının kayyımca sağlanarak yeni yönetimin teşkil ettirilmesini, 2002 tarihli pay defterinde kayıtlı üyelerle acil toplantının sağlanmasını, yönetim kurulunun seçiminin sağlanmasını, mahkeme aksi kanaatteyse veya gerek görülmesi halinde bir SMMM denetim kayyımı şeklinde atama yapılmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde …..Projeleriyle ilgili işleri yapmak, şirketi temsil etmek , sözleşmeler imzalamak, kredi almak, teminat mektubu almak, ibare nezdinde girişimlerde bulunmak, revize etmek, işletmeye almak, her türlü sözleşmeyi akdetmek ve en geniş ölçüde şirketi temsil, imza ve ilzam etmek için kendisine yetki verilmesini, kayyımın teke düşürülmesini, amaç ve gayenin şirketin kurtarılması, mal varlıklarının yok edilmesinin önlemek ve zarar vermemek için asıl kayyımlığın tamamen kaldırılması birinci derece haklı gerekçeli talepleri olduğunu, kayyımların devamıyla tamamen ölmek ya da yok olmaktansa sakat kalmaya razı olurcasına tek kişilik denetim kayyımlığına razı olduklarını, bu haklı nedenlerle kayyımlığın acilen kaldırılmasını, ….. in kurtarılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, Mahkemenin …. Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile …. A.Ş nin yönetim kurulunun fiilen işlerini yerine getiremediğinden ortaklık ve yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki uyuşmazlıklar çözülüp genel kurul yapılmak ve yeni yönetim kurulu oluşuncaya kadar şirketi idare ve temsil etmek üzere kayyım heyeti tayin edildiğini, anılan kararın hukuk genel kurulundan geçerek kesinleştiğini, öncelikle şirketin pay yapısı ve paydaş durumundaki sıkıntıları dolayısıyla ve ortaklar arasındaki sorunlar nedeniyle şirketin organsız kalıp faaliyet için gerekli kararları alamamış olması nedeniyle yönetim kayyımı atandığını, ortakların aralarında anlaşarak yönetim kurulunu oluşturmaları halinde kayyımın görevinin sona ereceğini, yönetim kurulu olan sermaye şirketlerine denetim kayyımı atanabileceğini, oysa şirketin 2012 yılından beri yönetim kurulunun bulunmadığını, dolayısla yönetim kurulu olmayan bir şirkete yönetim kayyımı atanamayacağını, şirkete ait …. projesi ile ilgili kayyım heyetince düzenli olarak EPDK ya ilerleme raporları gönderildiğini, her seferinde süre uzatımı sağlanarak projenin ruhsatının iptalinin engellendiğini, raporlarda da belirtildiği üzere, …. Projesinin tamamlanması için öz kaynağa ihtiyaç duyulduğunu, halihazırda … in gelirleriyle bu projeyi yürütmenin mümkün olmadığını, yapılması gerekenin ortakların ortaklık yapısı ile ilgili sorunlarını çözüp her ortağın taahhüt ettiği szermaye borcunu ödemek ya da payı oranında ek sermaye koymak suretiyle …. Projesinin tamamlanmasının sağlanacağını, pay ve paydaş yapısı belli olmayan bir şirkete hiçbir finans kuruluşunun kredi veremeyeceğini, kayyım atanma nedenleri devam eden yani ortada yönetim kurulu dahi bulunmayan şirketin adına kimin hangi yetkiyle bu işleri üstleneceğini ortakların iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde mutabakata vararak şirketin yönetim kurulunu oluşturmalarının gerektiğini, şirkete yönetim kayyımı yerine denetim kayyımı atanmasının sorunu çözmeyeceğini, bu nedenlerle yerinde olmayan taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahale talebinde bulunanlar … ve … vekili, müvekkillerinin …. A.Ş nin … de dahil diğer ortaklarından iktisap ettikleri % 50 hisseye sahip ortakları olduğunu, davacı …’nin ….. ye karşı açtığı davada şirketin kayyımlarca yönetilemediğinden bahisle mahkemece atanmış olan yönetim kayyımlarının görevlerine son verilerek şirketin genel kurulunun 2002 tarihli pay defterindeki sahte ortaklık yapısı ile toplanmasının kayyım tarafından sağlanarak yeni yönetim kurulu oluşturulmasını veya atanmış yönetim kayyımlarının görevlerine son verilerek tek bir denetim kayyımı atanmasını ve kendisine şirketi temsil ve ilzam etmeye yönelik yetki verilmesini talep ettiğini, bu taleplerden herhangi birinin kabulu halinde şirketin % 50 hissesine sahip olan müvekkillerinin dışlanacak olup, gerek …. ve gerekse müvekkillerinni telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayacaklarını, bu sebeplerle davaya asli müdahil olarak katılmalarını, Mahkemenin …. Esas sayılı dosyasında yönetici kayyım heyeti atandığını ve kararın kesinleştiğini, ve bu kararın kesin hüküm teşkil ettiğini, bu nedenlerle asli müdahale taleplerinin kabulüne, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı şirketin, …. Projesindeki sorunların çözümü ancak şirket ortaklarının bir araya gelip, yeni yönetim kurulunu oluşturmaları, şirkete ek sermaye koymaları ya da finans desteği sağlamaları ile açıklığa kavuşacağı, kayyımlığın geçici tedbir olup, şirkete tedbiren yönetici kayyım atanmıştır. Ancak yargılama sürecinin uzun sürmesi hususları da göz önünde bulundurulduğunda kayyım ile idare edilen şirketin bu sorunları aşması oldukça sorun yaratmaktadır. Her ne kadar Mahkemenin …. Esas – …. Karar sayılı ilamı kesinleşmemiş ise de; ortaklık yapısı mahkeme ilamı ile somut olarak ortaya konulduğu gerekçesiyle; bu ilamdaki ortaklık pay ve paydaşlık durumu dikkate alınarak TTK nun 412 maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle gündemi belirlemek ve yeni yönetim kurulunu oluşturmak üzere kayyım heyetine yetki verilmesine, yeni yönetim kurulu oluşunca kayyım heyetinin görev ve yetkilerinin kaldırılmasına, davacının terditli diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunması üzerine Dairemizin 19/02/2021tarih, …. Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile, davacının aynı talepler ile açtığı, Dairemiz incelemesine konu olan birden fazla davasının bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince bu davalar dosya arasına celp edilmek suretiyle öncelikle derdestlik dava şartı ve davanın konusuz kalıp kalmadığı hususları da değerlendirilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş olup davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı vekilinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararından sonra İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davalı şirkete şirketin organ eksikliği nedeniyle mahkemenin …. esas sayılı dosyası ile yönetim kayyım heyetinin atandığı, şirkette karar tarihi itibari ile paydaşlık durumunun tespitine ilişkin …. esas sayılı dosyasının karar düzeltme talebi ile Yargıtay’a gönderildiği ve kesinleşmediği, davacının tarafı olduğu mahkeme dosyalarının incelenmesi neticesinde eldeki dosyaya kesin hüküm teşkil eden ya da derdestlik oluşturan dosyanın bulunmadığı ancak davacı tarafından taraf olduğu tüm dosyalarda sürekli olarak kayyım heyetinin görevinin kaldırılmasına ilişkin talep dilekçeleri sunulması üzerinde talebin değerlendirilmesine dair ara kararlar verildiği bu karalara karşı istinaf yoluna gidilmiş olabileceği, davalı şirkete kayyım tayinine ilişkin sebeplerin karar tarihi itibari ile ortadan kalkmadığı, bu sebeple davacının yönetim kayyımının kaldırılması talebinin reddine, davalı şirketin yönetim kurulu bulunmadığından ve davacı ile davalı şirkette paydaşlık durumu kesinleşmeyen asli müdahiller arasında menfaat çatışması bulunmakla davacının davalı şirkete denetim kayyımı atanması ve kendisine yetki verilmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı ve davacı vekili istinaf dilekçelerinde; taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık konusu olan pay defterine kayıt ve genel kurul kararının iptali dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, bekletici mesele yapılması talep edilen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı kararının temyiz incelenmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile bozulduğunu, somut olayda Anonim Şirkete kayyım atanması koşullarının oluşmadığını, şirketin hiçbir zaman organlarından yoksun kalmadığını, hiçbir zaman yönetimin sağlanamamış veya atıl duruma düşmediğini, şirketin kayyımların yönetiminde olması nedeniyle telafisi mümkün olmayan zarara ve mağduriyete sürüklendiğini, pay defterine kayıt davasının derdest olup kesinleşmediğinden şirkete kayyım atanması için dava açıp ve iş bu davada asli müdahil sıfatı ile yer alan tarafın TTK’nın 530. Maddesinde belirtilen dava açabilecek kişilerden biri olmadığını, Anonim şirketlerden yönetim kurulu üyelerinin görev sürülerinin bitmesiyle şirketin kendiliğinden organsız kalmayacağını, mahkemenin kesinleşmemiş davayı kesinleşmiş varsayarak asli müdahillerin davalı şirketin %50 hisse sahibi olduğunu ileri sürmesine dair ifadelerinin yanlış olduğunu, zira buna ilişkin kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, asli müdahillerin davalı şirketin %50 hissesine sahip olduklarını ileri sürdüklerini fakat anonim ortalıklarda paydaşlığın ancak pay defterine kayıt ile bir hüküm ifade edeceğini, kaldı ki asli müdahillerin bahse konu hisselere karşı olacak şekilde ödenmesi taahhüt edilen hiçbir miktarın davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve en büyük hisse sahibi müvekkiline ödenmediğini, bu işlemlerin teşebbüs aşamasında kaldığını, asli müdahillerin şirketin %50 ortağı olduklarına ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, yönetim kayyımı tedbirlerinin uygulanmasının davalı şirkete telafisi mümkün olmayan zararlar verdiğini, hukuki koruma tedbiri ile korunmak istenen menfaatin, menfaati korumakla görevli kayyım heyeti tarafından zarara uğratıldığını, davalı şirketin uzun yıllardır kayyım heyeti tarafından idare edilmesi nedeniyle iflasın eşiğine geldiğini, kayyım heyetinin, resmi görevli gerçek kişi özel mevduat hesabına şirketin paralarını aktardığını, milyon değerindeki makinelerin zarar gördüğünü, asli müdahillerin hesabına gönderdiği paraların …. a ilamsız takip sonucu basiretli bir tacir gibi davranmayarak itiraz süresi geçmeden itiraz etmeyerek haciz ve icra yapılmasına sebebiyet vererek şirketin mal varlığında eksilme meydana gelmesine sebebiyet verdiklerini, bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını, şirkete ait kayıtların incelenmesi halinde bunun ortaya çıkacağını ancak kayyım heyeti tarafından hazırlanıp mahkemeye sunulan raporlara itibar edildiğini, itirazlarına rağmen mahkemece bilirkişi görevlendirilmesi yapılarak şirkete ait defter ve kayıtların incelenmediğini, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyası ile kayyımlara karşı sorumluluk davası açıldığı mahkemeye bildirilmesine rağmen bu dosyaya ilişkin herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığını, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …..Esas sayılı dosyasında şirket yönetimine 3 kişilik kayyım heyeti atanmasına ilişkin kararda direnilmesi üzerine kayyım heyetinin menfaatleri tehlikeye düştüğü için yerel mahkemenin direnme kararını kasten ve isteyerek temyiz etmediklerini, müvekkilinin ise dosyada feri müdahil olması sebebiyle direnme kararını temyiz edemediğini, davalı şirkete kayyımı atanması kararının haksız bir şekilde kesinleştiğini, davalı şirketin organsız kalmadığını, kayyım tedbirinin kaldırılmasına ilişkin şartların gerçekleştiğini, kayyım heyeti tarafından uzun yıllardır şirketin iyi yönetilmediğini, şirketin sadece günü kurtarmak adına idare edildiğini, idare işlemlerinin bile gerektiği gibi yerine getirilmediğini bu nedenle şirketin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürüldüğünü ve şirketin iflasın eşiğine getirildiğini, mahkemece kayyım heyeti tarafından şirketin mali kayıplarına dair hangi işlemleri yapıp yapmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptığının hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüşlerdir.
Dava, Anonim şirkete atanan kayyım görevine son verilmesi veya kayyımın teke düşürülmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında davacılar … ve … tarafından davalı …Ş’ye kayyım atanması istemiyle açılan dava sonucunda Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile, şirketin hak ve menfaatlerinin korunması, şirkete işlerlik kazandırılması için tedbiren şirkete yeni yönetim kurulu oluşuncaya kadar şirketi idare ve temsil etmek üzere kayyım heyeti atanmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2014 tarih,…. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile, davalı … Şirketin organsız kalmasının söz konusu olmadığından davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/11/2015 tarih, …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile mahkemenin eski kararında direnilmesine, davalı … idare ve temsil etmek üzere: bilirkişi resmi listesine re’sen seçilen Av. …, Elektrik Mühendisi …, SMMM …’un şirkete kayyım olarak tayinlerine, şirkete birlikte atacakları imza ile temsil ve idare etmelerine karar verildiği, direnme kararını fer’i müdahil … ve “menfaati ihlal edilen şirket ortağı” sıfatıyla … in temyiz etmeleri üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15/11/2017 tarih, …. Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile temyiz isteminin reddine karar verildiği, ferî müdahil …’nin karar düzeltme talebinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarih, …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, kararın 25/04/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
UYAP sisteminden yapılan incelemede; Davacılar vekili asıl ve birleşen (Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı dosyası) davalarda, müvekkillerinin davalı şirketin senede bağlanmamış hisselerinin % 50’sine tekabül eden kısmını davalılardan … , … ve …. ten devralarak davalı şirkete ortak olduklarını ancak pay devrinin şirket pay defterine işlenmediğini ileri sürerek müvekkillerine yapılan hisse devirlerinin şirket pay defterine kayıt edilmesi, birleşen davada (Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı dosyası), davalı şirketin 02.04.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının şirketin % 50 oranında ortağı olan müvekkillerine hiçbir çağrı yapılmadan, gündem ve toplantı tarihi müvekkillerine tebliğ edilmeksizin yapıldığını ileri sürerek davalı şirketin 02.04.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davalarda mahkemece yapılan yargılama sonucunda Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2022 Tarih, …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile, davalı şirketin 02.04.2013 tarihli genel kurul ve genel kurulda alınan kararların gerçek pay defteri ve paydaşlar tarafından yapılan bir genel kurul olmayıp, genel kurulun ve genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen …. E. sayılı davanın kabulü ile, davacı …’nun 820 pay, davacı …’nun 180 pay olarak davalı şirket pay defterine kaydına, asli müdahiller … ve …. mirasçılarının davalarının reddine, birleşen Mahkemenin …. E. sayılı dosyasına konu 02.04.2013 tarihli genel kurulun ve genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/07/2023 Tarih, …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile, eksik inceleme nedeniyle kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesinde; şirket faaliyetinin kayyım heyeti tarafından idare edilebilmesinin mümkün olmadığı, kayyım heyetinde bulunan …’un iş bilmemezliği ve görevini savsaklaması nedeniyle lisansının iptal aşamasına geldiği, şirketin birçok mal varlığını kaybettiği, şirketin …. Projesi Lisans yenilemesi için kayyım kararının kaldırılması gerektiği, aksi takdirde lisansının iptal edileceği, şirketin yarım kalan …. ve revize edilmesi gereken …. yatırımlarını tamamlayabilmesi için teminat mektubuna ve kredilere ihtiyacı bulunduğu, ancak bankaların kayyım tarafından idare edilen şirkete kredi ve teminat mektubu vermediği, kayyım heyetinden …’un şirkete kayyım atanmadan önce bürosunda çalıştırdığı yakın arkadaşının şirkette çalışmadığı halde şirkette çalışmış gibi sigorta ettirdiği, bu şekilde 40 gün boyunca SGK’ya sahte bildirge verdiği, şirketi dolandırdığı, her ay vermesi gerektiği halde 6 yıldan bu yana gelir gider bilanço nizam veremediği, … tan şirketin … taki hesabına yatırılan elektrik gelirinin aynı gün internet bankacılığı ile …. Şubesindeki bireysel şahsi mevduat hesabına aktardığı, çekilen paranın akıbetinin belli olmadığı, …’un asli müdahil … ve vekili … …. ile sıkı irtibat halinde olduğu, bu kişilerle birlikte hareket ettiği, …’nu ortaklar hesabına işletmek istediği, muavin defter kayıtlarında şirketten 290.000,00 TL alacaklı olarak gösterdiği, şirketin içini boşalttığı, … tarafından yapılan işlemlerin muvazaalı kasıtlı ve taraflı olduğuna yönelik iddiaları ileri sürdüğü halde ilk derece mahkemesince davacının bu iddialarına ilişkin herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Buna göre mahkemece, davacının delilleri toplanarak ve şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak davacı ve davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına davacı vekilinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2021 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.17/11/2023