Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1764 E. 2022/1609 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK’nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davacıların … Tic.Ltd.Şti.’nin %50 payla hissedarı olduklarını, şirketin Antalya Ticaret Sicil müdürlüğüne kayıtlı iken, 26.08.2014 tarihinde re’sen ticaret sicilinden terkin edildiğini, Antalya 6.İcra Hukuk Mahkemesi E… sayılı dava sırasında öğrenildiğini, 2014 yılında yapılan sicilden re’sen terkin işleminin TTK’na aykırı olduğunu, … Ltd. Şti’nin usulüne uygun olarak tasfiyesinin yapılamadığını, bu nedenle şirketin tüzel kişiliğinin sona ermediğini, … Ltd.Şti.’nin devam eden davaları ve icra takipleri sebebiyle ticaret sicilinden usulsüz olarak terkini söz konusu olduğundan 5 yıllık zamanaşımının uygulanamayacağını beyanla davanın kabulü ile 26.08.2014 tarihinde re’sen terkin olunan … Tic.Ltd.Şti.’nin ihyasına ve ticaret siciline tesciline, davalı … Müdürlüğü dava açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin dosyasında yapılan tetkik neticesinde müdürlüklerince 26.03.1996 tarihinde kayıt olduğu, davanın kabul edilmesi halinde Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama masrafı ve vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini beyanla davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise yasal hasım olarak bulunması sebebiyle yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “.. terkin edilen ve ihyası istenilen Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin yeniden ihyası isteminde davacıların hukuki yararının bulunduğu ve istemlerinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulü ile ihyasına karar verilen şirkete davacıların tasfiye memuru olarak atanmasına..” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 26.08.2014 tarihinde re’sen terkin olunan … Tic.Ltd.Şti.’nin ihyasına ve ticaret siciline tesciline karar verilmesi istemi ile açıldığını, Şirketin ihyası taleplerinin şirketin tasfiye edilmesine değil, şirketin faaliyetine devam etmesine yönelik olduğunu, “re’sen terkin” işleminin yasaya aykırı olduğunu, … Ltd.şti.’nin usulüne uygun olarak tasfiyesi yapılmadığından şirket tüzel kişiliğinin sona erdiğini, bu nedenle irketin ihyası ile birlikte ticaret siciline tesciline karar verilmesi gerektiğini, … Ltd. Şti.’ne ihtar tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicili Gazetesine yapılan ilan ihtar yerine geçmesinin usule aykırı olduğunu, ek tasfiye hükümlerinin düzenlendiği TTK’nın 547/2. maddesinin, tasfiye hali bulunmayan … Ltd. Şti.’ne uygulanmasının mümkün olmadığını beyanla … Ltd. Şti.’nin ihyası ile birlikte ve yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava,TTK Geçici 7.maddesi gereğince re’sen sicilden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin … Esas … Karar sayılı 04/11/2021 tarihli karar ile; “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesi ile şirketin ihyasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına, 6102 Sayılı TTK’nın Geçici 7/4-a maddesi uyarınca, şirketin sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollanması gerekmesine, dava konusu olayda şirketin temsilcilerine tebligat çıkarılmamış olmasına, usulüne uygun yapılmayan terkin işleminde zamanaşımının uygulanamayacak olmasına göre, şirketin ihyasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Ancak;
Re’sen terkin edilen şirketin halen faal olduğu, terkin işlemininde yasal düzenlemeye aykırı yapıldığı anlaşıldığından davalı şirkete tasfiye memuru atanması doğru değildir. Öte yandan, yapılan re’sen terkin işleminin usul ve yasaya uygun olmaması nedeniyle davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur.
İhyasına karar verilen şirketin, tasfiyesine karar verilmesi ile usulüne uygun şekilde terkin işlemi yapmayan davalının, yargılama gideri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması doğru değildir. Ancak, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacıların istinaf isteminin kabulü ile HMK. 353/1-b-2.maddesi gereğince kararın kaldırılarak yeniden hüküm tesisine ” karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı 23/03/2022 tarihli karar ile; ” davacıların ihyası istenen şirketin hissedarları olduğu, işbu davaya dayanak yapılan şirketin İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında borçlu, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında alacaklı olduğu, Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında da şirketin ihyası için süre verildiği, eldeki ihya davasının da buna istinaden açıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca ihyası istenen şirketin 26.08.2014 tarihinde TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince, ihyası istenen şirketin sicilden terkinine yönelik işlemin usulüne uygun yapılmadığı ve davacıların işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan davanın kabulü ile anılan şirketin ihyasına ve davacıların tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş olması isabetlidir. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda ise; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kaldırılarak ihyası istenen şirketin hem faal olduğundan bahsedilip hem de ihyasına karar verilmiş olması gerekçe hüküm çelişkisi doğurmakta olup, ayrıca ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına ” karar verilmiştir.
Taraflara Yargıtay bozma ilamı tebliğ edilmiştir.
Davalı taraf cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
Davacı vekili, yazılı beyan sunmuş, kararda direnilmesini talep etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesince şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin ilk derece mahkemesi kararın yerinde olduğu, ancak kararda hem şirketin faal olduğundan bahsedilip hem de ihya kararı verilmesi nedeniyle gerekçe hüküm çelişkisi olduğu ve tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçesiyle dairemiz kararı oyçokluğuyla bozulmuştur.
Dosya kapsamına göre; ihyası istenen şirketin 26/08/2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği, terkin işlemi öncesinde davacı şirket yetkililerine usulüne uygun ihtar gönderilmediği, bu nedenle terkin işleminin usulüne uygun olmadığı ve şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, şirketin ihyasına dair karar bozma kapsamı dışında tutulmuştur. Uyuşmazlık bozma ilamı uyarınca, ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanıp atanmayacağı ile kararda gerekçe hüküm çelişkisi bulunup bulunmadığı noktasındadır. İhyası istenen şirketin sicilden terkin edildiği 26/08/2014 tarihinden önce İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar (yeni esas … Esas … Karar) sayılı dosyası ile terkinden sonra Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ve Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyaları bulunmaktadır.
TTK’nın geçici 7/2. maddesinde de “Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.
” düzenlemesi getirilmiştir.
Şirketin terkin edildiği 26/08/2014 tarihinden önce İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında derdest davasının bulunduğu, dolayısıyla terkinden önce şirketin faal olduğu, kararda şirketin faal olduğundan bahsedilmesi ve ihyasına karar verilmesinin gerekçe hüküm çelişkisi oluşturmadığı, bu belirlemenin aynı zamanda geçici 7/2. maddesi de gözetilerek terkin işleminin usulsüzlüğünü ortaya koyduğu, terkin işleminden önce derdest davanın olması ve faal olması nedeniyle terkin edilemeyeceğine işaret edilmiştir. Dolayısıyla gerekçe hüküm çelişkisi bulunmamaktadır.
Tasfiye memuru atanıp atanmayacağına ilişkin olarak;
“Somut olayda, mahkemece Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca yapılan ihtar ve tebliğe ilişkin belgelerin çıkartılarak gönderilmesi istenmiş, Ticaret Sicil Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazı ekindeki belgelerde sadece Ticaret Sicil Gazetesi ilanı bulunmakta olup TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a fıkrasında gösterildiği gibi ayrıca ilgililere ihtar gönderildiğine ilişkin bir belge sunulmamıştır. Bu durumda resen terkin işlemi yapılan şirketin temsil ve ilzam ile yetkilendirilmiş yöneticilerine ihtar gönderilmediği, şirketin sicil kaydının usulüne uyulmadan silindiği anlaşıldığından mahkemece, şirketin ihyası ile yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ihya edilen şirkete tasfiye memuru atanması yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” (Y. 11. HD 2020/1592 Esas 2020/2881 Karar sayılı ilamı ile aynı nitelikte ve gerekçeli kararımızda belirtilen Y. 11. HD 2020/1550 Esas 2020/32446 Karar sayılı ilamı)
“1- Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında ticaret sicilinden re’sen terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, … A.Ş.’nin Manavgat İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildikten sonra, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirket ortağı … ’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
TTK’nın geçici 7. maddesinin 2. fıkrası “davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz” düzenlemesini içermekte olup, davacının talebine dayanak yaptığı Manavgat İş Mahkemesinin … esas numaralı davanın 2006 tarihinde açıldığı ve davanın varlığına rağmen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 07.07.2014 tarihinde re’sen terkin edildiği, bu durumda terkin işleminin TTK’nın 7/2. maddesine aykırı olarak yapıldığı açık olup, terkin işlemi usulüne uygun yapılmadığından ihya davası açmak için kanunda öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanamayacaktır.
TTK’nın 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde tasfiye memurunun atanması gerekecektir. İhyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK’nın geçici 7/15. maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere hakkında açılmış dava varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7. maddesine aykırı olup, esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilerek, tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı halde (Emsal; Yargıtay 11.H.D.’nin 19/09/2018 tarih, 2018/3714 E.- 2018/5439 K. sayılı ilamı) mahkemece bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden kararın HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” ( Y. 11. HD 2022/2158 Esas 2022/3470 Karar sayılı ilamı)
Şirketin terkinden önce derdest davasının bulunması, davacı tarafça şirketin tasfiyesi yönünde herhangi bir talep ve iradenin bulunmaması, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince TTK’nın geçici 7. Maddesine göre terkin edilen şirketlerin ihyasına ilişkin davalarda tasfiye memuru atanmasının gerekmediği ve tasfiye memuru atanamayacağı yönündeki belirtilen kararları da gözetildiğinde, ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenlerle verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan Dairemiz kararında direnilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ( Usulüne uygun terkin işlemini yapmayan davalı yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuştur. )
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda tescilli iken 14/02/2014 tarihinde terkin edilmiş bulunan … LİMİTED ŞİRKETİ’nin İHYASINA,
2-Kararın Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce TESCİL ve İLANINA,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile 59,30 TL peşin harç toplamı 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 24,50 TL tebligat gideri, 0,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 25,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısımlarının HMK’nın 333. Maddesi gereğince davacılara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
8-Davacıların istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacılara iadesine,
9-Davacılar tarafından istinaf incelemesi için yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 93,50 TL tebligat gideri, 34,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 289,90 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Dairemiz kararının Yargıtayca bozulması üzerine 6100 Sayılı HMK’nın 373/4. maddesi gereği duruşma açıldığından davacılar ve davalı lehine vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
12-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
13-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 Sayılı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/11/2022