Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1740 E. 2023/123 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 25/06/2019
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 24/01/2023
İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK’nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davalı Kooperatifin Antalya 6 Noterliğinin 06/07/1993 tarih ve … nolu ana sözleşmesi 94. maddesine göre … ve davacılar …, …’ün davalı Tasfiye Halinde … Kooperatifinin kurucu üyeleri olduğunu, Tasfiye Memuru … tarafından genel kurulun toplantıya çağrıldığını, davalı kooperatifin 06/09/2016 tarihli Genel Kurul toplantısında, davacı …’u temsilen toplantıya katılan …’un 3,4,5,6,7,8,10 ve 12 numaralı gündem maddelerine, toplantıya bizzat katılan …’ün ise 7 ve 8 numaralı gündem maddelerine red oyu kullanarak muhalif kaldıklarını, keyfiyetin tutanağa geçirildiğini, söz konusu maddelerin oy çokluğu ile kabul edildiğini, Genel Kurul toplantısındaki 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10 ve 12 numaralı kararların kanuna, davalı kooperatifin ana sözleşme hükümlerine, dürüstlük esaslarına ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu, 3 nolu kararda 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yılı yönetim kurulu çalışma ve faaliyet raporunun okunduğu belirtilmiş ise de; okunmamış ve açıklanmamış olduğunu, yönetim kurulu çalışma ve faaliyet raporunun üyelere dağıtılmayarak gizli tutulduğunu, üyelere gösterilmediğini, raporların tebliğ ve ilam işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığını, 4 nolu ara kararda 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yılı denetim kurulu raporlarının görüşüldüğü belirtilmiş ise de; denetim kurulu raporlarının görüşülmediğini, raporların tebliğ ve ilam işlemelerinin usulüne uygun yapılmadığını, 5 nolu kararda 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yılı bilanço gelir ve gider tabloların okunduğu belirtilmiş ise de; bilanço gelir ve gider tablolarının okunmadığını, üyelere dağıtılmayarak gizli tutulduğunu, toplantı tutanağına eklenmediğini, tebliğ ve ilan işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığını, 6 nolu kararda yönetim ve denetim kurulu raporunun oylamaya sunulduğu ve ayrı ayrı ibra edildiği belirtilmiş ise de; yönetim ve denetim kurulu raporunun okunmadığını, üyelerine gösterilmediğini, yönetim ve denetim kurulu raporu olmadığını, yönetim kurulu üyelerinin yasak olmasına rağmen kendi ibra oylamalarına katıldıklarını, 7 nolu kararda Antalya ili Merkez ilçesi, … köyü … Mevkii 13341 ada 302 parselde bulunan tarla niteliğindeki gayrimenkulün toplantı tutanağında belirtilen hisseler oranında tapusunun üyeler adına tescil işlemleri için yönetim kuruluna yetki verilmesinin oy çokluğu ile kabul edildiğini, ancak davacı …’un hissesinin 3.926,17 m2 …’ün hissesinin 3.926,17 m2 olmasına rağmen toplantı tutanağında hisse oranlarının yanlış gösterildiğini, gerçek miktardan daha az gösterildiğini, 8 nolu kararda 7 nolu maddede belirtilen hisseler oranında tapuların verilmek üzere tapuda belediyede ve diğer kamu kurumlarında işlem yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesinin oy çokluğu ile kabul edildiğini, ancak davacıların hisse oranlarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak eksik gösterilmesi ve Antalya 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin tedbir kararları sebebi ile davacıların tapuların üyeler adına tescil işlemleri için yönetime yetki verilmesine ilişkin davalı kooperatif genel kurul toplantısının 8 nolu gündem maddesindeki karara muhalif kalarak keyfiyeti tutanağa geçirttiklerini ve karar aleyhine oy kullandıklarını, 10 nolu kararda; 2016 yılı tahmini bütçesine göre 200,00 TL aidat ödemesinin oy çokluğu ile kabul edildiğini, davacı …’un toplantıdaki temsilcisinin 10 numaralı gündem maddesindeki karara itiraz ederek keyfiyeti tutanağa geçirttiğini ve karar aleyhine oy kullandığını, 12 nolu kararda; kooperatif ortaklık aidatlarını ödemeyenlere % 3 gecikme cezası uygulanmasının oy çokluğu ile kabul edildiğini, davacı …’un toplantıdaki temsilcisinin karara itiraz ederek keyfiyeti tutanağa geçirtiğini ve karar aleyhine oy kullandığını, Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında kooperatif aleyhine açılmış kooperatif üyeliğinin tespiti davası bulunduğunu, davanın derdest olduğunu, mahkeme tarafından verilmiş tedbir kararları bulunduğunu, …’un kooperatif üyeliğine kabulü kanuna ve davalı kooperatifin ana sözleşmesine, Antalya 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin tedbir kararlarına aykırı olduğunu, kooperatifin kuruluşundan bu güne kadar kooperatif üyelerinin hisselerinde bir değişiklik olmadığını ileri sürerek, öncelikle davalı kooperatifin 06/09/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7,8,10 ve 12 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, dava dilekçesinde bildirildiğinin aksine genel kurul çağrı işleminden başlayarak genel kurulun yapılmasında ve alınan kararlarda hukuka aykırılık olmadığını, iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacıların dava açma yetkilerinin olmadığını, …’in ortak olmasının nedeninin davacı …’un …’ten para alması ve aldığı parayı geri ödeyememesinden kaynaklandığını, taşınmazın büyük çoğunluğunun üyelerin babalarının paraları ile alındığını, …’in …’in eşi olduğunu, aile arasında huzursuzluk çıkmaması için her bir kardeşin payının bir kısmından … yararına feragat ettiğini, …’e 2000 m2 yer verildiğini, …’un borcunu kardeşleri … ile eşi arasında huzursuzluk olmasın diye tüm kardeşlerinin üstlendiğini, bu nedenle her bir kardeşin payının 3250 m2 olduğunu, kardeşlerden …’un fazla olan miktarı ayrıca satın aldığını, fiili kullanım şeklinin bu şekilde olduğunu, tarafların eşit oranda paydaş oldukları iddiasının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, kooperatife ait kayıtların bulunmaması sebebiyle mahallinde kooperatif üyelerinin Antalya ili Aksu ilçesi … Mah. … Mevkiinde bulunan … ada … parselde kayıtlı taşınmazda fiilen kullandıkları bölümün tespiti için yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile mahkemece dinlenen tanık beyanlarından kooperatif üyelerinin kullandıkları kısımlar tespit edildiği, buna göre davacılardan …’un 3250 m2, …’ün de 3250 m2 taşınmazda fiili kullanım alanlarının bulunduğu, Yüksel Karazor’un da kendi satın aldığı belirtilen alan ile birlikte toplam 7307 m2. kullanım alanının bulunduğu, buna göre; kooperatif üyelerinin birbirine yakın miktarlarda hisse/paya sahip oldukları anlaşılmakla 7. nolu genel kurul kararı ve bu kararla bağlantılı olan 8 nolu genel kurul kararında kooperatif üyesi olan davacıların menfaatlerini etkileyen kanuna, hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırı bir husus söz konusu olmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığını, bu nedenle davalı savunmasının mahkemece dikkate alınmaması gerektiğini, iptali reddedilen kararlar yönünden davacıların muhalefet şerhinin bulunduğunu, mahkemedeki tanık ifadelerinin çelişkili olduğunu, davalı kooperatif başkanı …’un fiili olarak fazladan kullandığı yerin üçüncü kişilere ait olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hukuki dinlenme haklarının ellerinden alındığını, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yerel mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 28/01/2021 tarih, 2019/2679 esas 2021/90 karar sayılı ilamı ile; Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/06/2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı kooperatifin 16/09/2016 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 3,4,5,6,10 ve 12 nolu kararların iptaline ilişkin davacıların talebinin REDDİNE, Davalı kooperatifin 16/09/2016 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 7,8 ve 12 nolu kararlarının iptaline ilişkin davacıların talebinin KABULÜ ile 16/09/2016 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 7,8 ve 12 nolu kararlarının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 30/05/2022 Tarih … Esas … Karar Sayılı ilamı ile; ” bölge adliye mahkemesince kararın hüküm fıkrasında davacı tarafça iptali istenilen genel kurulun 12. gündem maddesine ilişkin hem davanın reddine hem de kabulü ile iptaline karar verilerek 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesine aykırı şekilde infazı kabil olmayan hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 304/1. maddesi gereğince hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Somut olayda, davacılar vekilince iptali istenilen kararlarının genel kurul tarihi 06/09/2016 olmasına rağmen bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasında 16/09/2016 olarak yanlış yazıldığı, bunun her zaman düzeltilebilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğu anlaşıldığından bozma sebebi yapılmayarak, sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili bozma ilamına bir diyeceği olmadığını, takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiş, davalı vekili ise, mazeret dilekçesi vererek yokluğunda karar verilmesini talep etmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı … 14/05/2022 tarihinde vefat etmiş olup, davacı vekilince mirasçılık belgesi ve mirasçıların vekaletnamesi sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre; dava genel kurul kararının iptaline ilişkin olmakla, 06/09/2016 tarihli genel kurul tutanağının incelenmesinden, 3. maddenin faaliyet raporunun okunup kabul edilmesine ilişkin olduğu, 4. maddenin denetim kurulu raporunun okunup kabulüne ilişkin olduğu, 5. maddenin bilanço ve gelir gider tablolarının okunup kabul edilmesine ilişkin olduğu, 6. maddenin yönetim ve denetim kurulu raporunun okunup kabul edilmesine ilişkin olduğu, 7. maddenin kooperatif arsasının hisseler oranında üyeler adına tesciline ilişkin olduğu, 8. maddenin tescil işlemlerine ilişkin yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olduğu, 10. maddenin yıllık aidat ücretinin belirlenmesine ilişkin olduğu, 12. maddenin ise aidatlarını ödemeyen üyelere aylık %3 gecikme faizi uygulanmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde “Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri;
2. Yönetim Kurulu;
3. Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri;
Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur.
Birinci fıkrada yazılı bir aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanılamaz. Birden fazla bozma davası açıldığı takdirde, davalar birleştirilerek görülür.
Mahkeme, kooperatifin isteği üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın mahiyet ve miktarını belirtmek mahkemeye aittir.
Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/12/2015 tarihli 2014/8212 Esas – 2015/8073 Karar sayılı içtihadında da açıklandığı üzere; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca genel kurulda alınan kararların ortakların şahsi haklarını ilgilendirmesi, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmaması, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantı ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddialarına, toplantıya gelmeyen ortaklar dayanabileceklerinden red oyu ve muhalefet şerhi koşulu o kişiler için aranmaz ise de, davanın toplantıyı izleyen bir ayın içerisinde açılması gereklidir. Bu iddialara dayanmayan üyelerin kararların yasa, ana sözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık hallerini ileri sürerek iptal isteminde bulunabilmesi için ortağın toplantıya katılması, red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın toplantıyı izleyen 1 ay içerisinde açılması gerekmektedir. Diğer anlatımla toplantıya katılan ortaklar red oyu kullanıp alınan kararlara muhalif kalarak keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılık iddiasıyla iptali için toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere 1 ay içinde dava açabilir.
İptali istenen kararlardan 3,4,5,6 ve 10 nolu kararlar ortakların şahsi haklarına ilişkin olmayıp bu kararlar yönünden iptal davası açılabilmesi için ortakların karara karşı red oyu kullanması ve muhalefet şerhlerini tutanağa geçirtmeleri gereklidir.
Genel Kurul tutanağının incelenmesinden, ortakların kararlara karşı red oyu kullandığı ancak muhalefet şerhlerinin bulunmadığı anlaşıldığından, 3,4,5,6 ve 10 nolu kararların iptaline ilişkin talebin reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Genel Kurulda alınan 7,8 ve 12 nolu kararlar ise ortakların şahsi haklarına ilişkin olduğundan bu maddeler yönünden ortağın muhalefet şerhi gerekmemektedir.
12. madde gecikme aidatlarına ilişkin olup, TBK’nın 88. maddesinde “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz” hükmü düzenlenmiştir.
Genel kurulda alınan 12 nolu karar TBK’nın 88. maddesine aykırı olduğu gibi ortakların şahsi haklarını ilgilendirmektedir.
7. ve 8. maddeler yönünden ise Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye göre ortakların hak ve yükümlülükleri eşittir. Eşitlik ilkesi kooperatif hukukunun ana ilkelerinden birisidir. Sadece fiili taksime göre karar verilemeyecektir. Yapılan tescil kararına uygun şekilde kooperatif kaydı bulunmadığından 7 ve 8 nolu kararların da iptali gerekir.
Bu durumda, 06/09/2016 tarihli genel kurulda alınan 7,8 ve 12. maddedeki kararlar ortakların şahsi haklarını ilgilendirdiğinden, emredici nitelikteki TBK’nın 88. maddesine ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan bu maddeler yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalı kooperatifin 06/09/2016 tarihli genel kurulunda alınan 7 – 8 ve 12 numaralı kararların iptaline,
3-4-5-6 ve 10 numaralı maddelere ilişkin iptal isteminin reddine,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 150,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
c-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 58,40 TL harcın davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
d-Davacılar tarafından yapılan davetiye gideri 211,50 TL, posta masrafı 70,80 TL, bilirkişi masrafı 2.900,00 TL, taksi gideri 250,00 TL olmak üzere toplam 3.432,30 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.287,11 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
g-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
h-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacılara iadesine,
ı-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacıların istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacılara İADESİNE,
b-Davacılar tarafından istinaf incelemesi için yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 57,50 TL posta masrafı, 5,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 184,30 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
c-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve istinaf duruşması birden fazla yapıldığından AAÜT uyarınca hesaplanan 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
d-Temyiz başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan 292,10 TL temyiz kanun yoluna başvurma harcı, 22,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 314,10 TL temyiz yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
e-Temyiz başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 292,10 TL temyiz kanun yoluna başvurma harcı, 43,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 335,70 TL’nin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
f-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 Sayılı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/01/2023

….