Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1676 E. 2022/1393 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 07/03/2022
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 19/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının davacı hakkında Serik İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında takibe dayanak edilen muhatabı …. Antalya …. Şubesi, keşide tarihi 30/11/2019 olan …. seri nolu 30.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, toptancı halinde komisyonculuk yapan davacıya davalının yetiştirdiği domateslerin satıldığını, takibe dayanak dava konusu çekin de bu sebeple alındığını, Antalya Mahkemesinin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Serik Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, sunduğu müstahsil makbuzlarının da bu satışa ilişkin olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından çekteki imzanın inkar edilmeksizin menfi tespit davası açıldığı, kambiyo senedine karşı borçlu olmadığının ispat yükünün senet borçlusunda olduğu, davacının iddiasını senetle ispatlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı, davalının çek tazminatı talep ederken banka sorumluluk miktarını tahsil ettiği gerçeğini göz ardı ederek 2.797,00 TL çek tazminatı talep etmesi gerekirken 3.000 TL çek tazminatı talep ettiğini, yine her ne kadar davalı yetkili mahkemenin Serik Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirtmiş ise de çekin düzenleme yerinin Antalya olduğu, muhatap banka adresinin de Antalya olduğu, davalının yetki itirazı yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, menfi tespit davalarında alacağının varlığın ispat yükünün alacaklıda olduğunu, ilk derece mahkemesini ispat yükünü yanlış değerlendirdiğini, tarafların ticari defterleri incelemeden verilen kararın eksik inceleme ile verildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Menfi tespit davalarında alacağın varlığını ispat yükü kural olarak borçlu alacaklıdadır ancak alacağın kambiyo senedine dayanması halinde alacaklı alacağın varlığını ispat ile mükellef değildir. Kambiyo senetleri arkasındaki temel ilişkiden bağımsız, soyut borç ikrarı içeren ticari senetlerdir. Kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığını iddia eden ilgili kişi iddiasını ispatla mükelleftir. Davacı tarafça senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıran bir delil ileri sürülmediği gibi yemin deliline de dayanılmadığından ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.19/10/2022