Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1578 E. 2023/105 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 20/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafın Antalya halinde komisyoncu olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı arasında uzun yıllardır sebze-meyve alım satımına ilişkin ticari ilişkinin olduğu, bu nedenle satış işlemlerini sözlü olarak yapmakta ve karşılığında fatura almamakta olduğunu, müvekkilinin paraya sıkıştığı bir dönemde davalıdan borç istediğini, davalı tarafın senet karşılığı olarak müvekkiline borç verdiğini, vade günü gelmeden önce davalı tarafın müvekkilinden bir miktar ödeme yapmasını istemesi üzerine müvekkilinin 20.000,00.-TL’yi arkadaşı aracılığıyla davalının hesabına gönderdiğini, senet bedelinin kalan kısmına karşılık da müvekkilince boş plastik kasa ile bir miktar sebze meyve verildiğini, davalının ise senedi takibe koyarak Antalya Genel İcra Dairesinin …. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip başlattığını, müvekkilinin davalı tarafa bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin takibe konu 33.500,00.-TL bedelli senedin 20.000,00.-TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, takibin kısmen iptaline, davalının %20′ den az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı tarafın müvekkiline daha önce yaptığı ödeme ile davaya konu senet arasında bir ilişki bulunmadığını, davacının haksız olarak açtığı işbu dava ile borcun tahsilini geciktirmeye çalıştığını, iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesi ile davacının %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, makbuzda ödemenin avans ödemesinin iadesine ilişkin olduğuna dair davalı tarafça bir makbuz düzenlenmediği, davalı defter ibraz etmediği için ödemenin hangi alacaktan mahsup edildiğine dair bir kayıt tespit edilmediği, bu durumda TBK 102. Maddede düzenlenen yasal karinenin geçerli olacağı, davacı hakkında başlatılmış başka bir takip alacağı bulunduğuna dair iddia ve ispatın da olmadığı dikkate alındığında davacı adına yapılan ve davalının da kabulünde olan bu ödemenin takipe konu edilen senedin bir kısmına ilişkin olduğunun kabul edilmesi gerektiği ancak davacının buna rağmen bakiye borcunun bulunması ve davalının takipte kötü niyetli olduğu hususunda bir ispatın olmadığı anlaşılmakla davacının menfi tespit davasının kabulüne, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve borcun varlığının davacı borçlu tarafından inkar edilmediğini, davacının 04/09/2020 tarihli ödemenin takip konusu senede ilişkin olduğunu ileri sürerek ödeme iddiasında bulunduğuna göre iddiasını ispatla mükellef olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, Antalya Genel İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasında 20/03/2019 tanzim ve 20/10/2020 vade tarihli 3.500,00 TL bedelli bononun takibe konulduğunu beyanla takibin 20.000,00 TL’sinin vade tarihinden önce ödendiğinin tespitini talep etmiştir.
Davacı, dava dışı …. tarafından … Bankası vasıtasıyla 04/09/2020 tarihinde … adına ödeme açıklamasıyla davalıya gönderilen 20.000,00 TL tutarındaki banka EFT dekontuna dayanmıştır. Bu ödemenin bonoya mahsuben yapıldığı ileri sürülmüştür. Dekontta ödemenin takip konusu bonoya yapıldığına dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Ödeme bono vade tarihinden öncedir.
Davalı taraf ise, bu ödemenin ileride yapılacak mal teslimine ilişkin davacıya yapılan avans ödemesinin mal teslimi yapılmamış olması nedeniyle iadesi niteliğinde olduğunu beyan etmiştir.
Davalının bu savunması vasıflı ikrar yani gerekçeli inkar niteliğinde olup, vasıflı ikrarda ikrarın bölünemeyeceği, ispat yükünün vasıflı ikrarı yapan tarafta olmayıp ödeme iddiasını ileri süren davacıda olduğu kabul edilmektedir. (Y. 11 HD 2020/4344 Esas 2021/6862 Karar, 2020/4506 Esas 2021/6795 Karar, 2018/1846 Esas 2019/3509 Karar, 2021/1462 Esas 2022/4581 Karar sayılı ilamları)
20.000,00 TL’lik ödemenin, bonoya mahsuben yapıldığı konusunda dekontta açıklama bulunmaması, bono vade tarihinden önce ödeme yapılması, davalı tarafça bu ödemenin avans iadesi niteliğinde olduğunun ifade edilmesi, bu savunmanın vasıflı ikrar niteliğinde olması, ispat yükünün davacıda olması, uyuşmazlık miktarına göre açık muvafakat olmadığı sürece tanık dinlenemeyeceği, davacının iddiasını yazılı ve kesin delillerle ispatlaması gerekip yemin deliline dayandığı da gözetilerek, davacının delilleri toplanarak sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilip eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/03/2022 tarih ve …. Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcı ile 260,85 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.20/01/2023