Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1551 E. 2022/1392 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ
KARARIN YAZIM TARİHİ: 19/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, Kale İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine 9.000,00 TL’lik bono üzerinden icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin ve takibe dayanak bono suretinin borçluya tebliğ olduğunu, borçlu tarafından; hukuka aykırı bir şekilde takibi sürüncemede bırakmak gayesi ile kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, söz konusu bononun müvekkilinin davalıya vermiş olduğu nakit borçtan kaynaklı olduğunu, müvekkilinin temel ilişki ve bonodan kaynaklı 9.000,00 TL’lik alacağının kaldığını, bu nedenlerle davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı yan tarafından 13.01.2021 tarihinde Kale İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, borç sebebi olarak 9.000,00 TL miktarlı, 30.01.2017 tanzim tarihli, ödeme tarihli bono gösterildiğini, takip dayanağı belgenin ise senet aslının teslim edilemediğini, öncelikle bono olduğu iddia edilen belgenin zamanaşımına uğradığını ve üzerinde tahrifat yapıldığını senet vasfını dahi taşımayan adi bir belge olduğunu, dosyanın görev yönünden, zamanaşımı yönünden ve yasal süresi içerisinde açılmaması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, işin ticari nitelikte olmadığı, davanın da mutlak ya da nispi ticari dava sayılamayacağı, uyuşmazlığın kaynağının zamanaşımına uğramış bono olması, zamanaşımına uğrayan bonoların kambiyo senedi niteliğinde olmayıp, yazılı delil başlangıcı sayılması (HGK’nın 20.02.2008 gün ve 2008/3-159 E. – 2008/158 K. sayılı ilâmı), nedeniyle uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden (Antalya BAM 5.Hukuk Dairesinin 18/02/2021 Tarih, ….Esas – …. Karar sayılı ilamı, Antalya BAM 5.Hukuk Dairesinin …. Esas …. Karar sayılı ilamı, )(Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin … E.-…. K., 20.Hukuk Dairesinin …. E.-…. K., 20. Hukuk Dairesinin …. E. …. K. sayılı kararları da benzer mahiyettedir) mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından zamanaşımı itirazında bulunmadığını, bononun 3 yıllık sürenin geçmesiyle kendiliğinden zamanaşımına uğramayacağını, davalı tarafından usulüne uygun bir itirazın bulunmaması sebebiyle davanın açıldığı tarihte görevli olan mahkemenin asliye ticaret mahkemelerinin olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, mahkemenin görevsizliği ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı incelenmesinde: davacının takipte zaman aşımına uğramış bonoya dayandığı, zamanaşımına uğrayan bonoların kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, HGK’nın 20.02.2008 gün ve 2008/3-159 E. – 2008/158 K. sayılı ilâmında açıklandığı üzere yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacının iddiasına göre bononun tanzim nedeni davacının davalıya borç olarak verdiği paradır, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak taraflar arasındaki temel ilişki ticari nitelikte değilse görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Davacı ve davalı tacir olup taraflar arasındaki temel ilişki de ticari nitelikte bulunmadığından ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 19/10/2022