Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1529 E. 2022/1389 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/03/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 19/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı ile … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan 26.04.2018 tarih, … numaralı Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca adı geçen şirkete kredi limiti açıldığını ve kullandırıldığını, … , … Tic. Ltd. Şti., … Tic ve San Ltd Şti nin iş bu genel kredi sözleşmelerini “müşterek borçlu, müteselsil kefil” sıfatı ile imzalayarak borcun tamamının sorumluluğunu üstlendiğini, kullandırılan kredinin ödeme süreleri içerisinde ödenmediğini, 31.08.2020 tarihi itibariyle kat edildiğini ve hesaplanan borç bakiyesinin ödenmeme nedeniyle borçlulara noter vasıtası (Beşiktaş 26. Noterliği 07.09.2020 tarih ve … yev.) ile ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borca ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmadığından 23.10.2020 tarihinde Alanya İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden 2.974.782,83 -TL bedelli (faiz, ücreti vekalet ve masraflar hariç) ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçluların takibe itiraz (borca) ettiğini, haksız itirazın iptalini sağlamak için Alanya Arabuluculuk Bürosunun … Sayılı dosyası üzerinden arabuluculuğa başvurulduğunu, Arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, davalı tarafın yapmış olduğu itirazın yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ile davalı asıl borçlu ve diğer davalılar arasında imzalanmış kredi genel sözleşmesi mevcut olduğunu, bu sözleşmeye istinaden kredi kullandırıldığını, … , … Tic. Ltd. Şti. … İt İhr Tic ve San Ltd Şti de kredi genel sözleşmesini müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcun sorumluluğunu üstlendiğini, imzalanan sözleşmeye ait kefil kabul beyanı da mevcut olduğunu, davalıların noter aracılığı ile gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapmadığını, ihtarnameye cevap vermediğini ve itiraz etmediğini belirterek yersiz, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalıların hesabın kat edildiğinden haberdar olamadığını, bu nedenle de davalıların temerrüde düşmemiş olmasına rağmen davacı banka tarafından icra takip dosyalarında ihtar tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu icra takip dosyalarında sadece ana para üzerinden faiz işletilmesi gerekirken faize faiz işletildiğini, yine usulüne uygun olarak hesap kat ihtarı tebliğ edilmediği halde takip tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerekirken ihtar tarihinden itibaren temerrüt faizi işletildiği ve temerrüt faiz oranının da yasal sınırların üzerinde olduğunu, ayrıca davacı banka tarafından aynı alacak için Alanya İcra Müdürlüğü’nün … E., … E. sayılı dosyalarından ilamsız icra takibi başlatıldığı gibi; Alanya İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından alacağın teminatı olarak verilen taşınmazlardaki ipoteğin paraya çevrilmesi için icra takipleri başlatıldığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın, 18/03/2021 tarihinde Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, anılan mahkemenin 24/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile Alanya ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesi açıldığından bahisle gönderme kararı verildiği, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın açıldığı tarihte ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığını, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakmaya görevli olduğunu, bu görevinin HSKGK’nun Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulmasına ilişkin kararı nedeniyle sona erdiğini, davanın açıldığı tarihte görevli olan ve sonradan görevi sona eren mahkemece verilen kararın, esasen devir kararı olduğunu, kararda aktarma, devretme, görevsizlik gibi farklı isimlendirmelerin sonucu değiştirmeyeceğinin aşikar olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle mahkemenin görevsizliği ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan nedenlerle istinafa konu ilk derece mahkemesi kararı yerindedir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.19/10/2022