Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1496 E. 2022/1394 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 19/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin, … Sitesinde bulunan … Sanayi ve Ltd. Şti’de finans müdürü olarak çalışmakta olduğunu, şirketin işlerinin iyi gitmemesi sebebiyle 28.09.2021 tarihinde konkordato ilan ettiğini, davalı tarafın baskısı ile davaya konu senedin müvekkili tarafından baskı ve korku altında imzalandığını, müvekkilinin davalı yana kişisel olarak böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında devam eden soruşturma dosyasında, davalının da ifadesinde belirttiği gibi taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, bedelsiz olan söz konusu senedin karşı tarafça takibe konması konusunda haklı endişelerinin olduğunu, bu nedenle, müvekkili hakkında herhangi bir takip açılmadan önce menfi tespit davasını açmak zorunluluğu doğduğunu, müvekkilinin, alacaklısı …, borçlusu …, 01.08.2021 düzenleme tarihli, 01.09.2021 ödeme tarihli, 1.145.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin borçlu olmadığının tespitini, müvekkili aleyhine icra takibi başlatılması halinde teminatsız olarak menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, söz konusu senedin zorla alındığına ilişkin davacının beyanının gerçeğe aykırı olduğunu, iddiada bulunan tarafın bunu yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacının bu beyanının, müvekkiline olan borcunu ödemekten kaçınmaya yönelik olup kendi hür iradesi ile müvekkile imzalayıp verdiği senede konu borcu ödememek için izlediği bir yol olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından;” taraflar arasında dava icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olup, davalı tarafından süresinde yetki ilk itirazında bulunulduğunu, davalının adresinin Diyarbakır olduğu, davaya bakmaya yetkili mahkemenin Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilin davalı tarafa bir borcu olmayıp müvekkile baskı altında imzalatılan senet hakkında yerel mahkemece verilen davanın usulden reddi kararı hatalı olduğunu, sözleşmenin fiilen Antalya’da imzalandığından Antalya Mahkemelerinin de yetkili olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava İİk 72/2 uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır.
İİK72. Son maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesi yapan yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.
Davalının ikametgahı Diyarbakır olup, davalı tarafından süresinde yetkisiz itirazda bulunduğundan İlk Derece Mahkemesince verilen karar isabetlidir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.19/10/2022