Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1448 E. 2023/109 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/01/2023
İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davalı ile davacı arasında koruma ve özel güvenlik hizmetleri sözleşmesinin 18.12.2017 tarihinde akdedildiğini, 18 Aralık 2017 tarihli koruma ve güvenlik sözleşmesi ile iş bu sözleşmenin devamı ve ayrılmaz bir parçası niteliğinde aynı tarihte akdedilen ve aynı şartlarla sözleşmeyi 4 yıl daha uzatan Ek koruma ve güvenlik hizmetleri sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı firmanın … merkezinin işletmecisi olduğunu, güvenlik hizmetinin de 01.01.2018 tarihinden bu yana koruma ve güvenlik hizmetinin davalı şirkete verilmekte olduğunu, ancak davalı şirket ile sözleşmenin başından itibaren sorun yaşandığını ve personellerinin ciddi mağdur edildiğini, davacının sözleşmeden kaynaklı tüm yerine getirmişken davalı şirket tarafından en başından beri sözleşme, ek sözleşme, faturalar eksik Ödeme makbuzları ve sair diğer yazılı belgelere rağmen her defasında çekilen ihtarnamelere haksız ve kötü niyetli beyanlarla faturalar ve diğer eklerin iade edildiği, ödemelerin zamanında ve tam yapılmadığım yapılan takibe de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, sözleşmenin 8 nolu bendinde 18.12.2017 tarihi itibari ile aylık güvenlik hizmet bedelinin 24.456,51TL olduğu ve asgari ücrete gelecek zam oranının aynen sözleşmeye yansıtılacağının düzenlendiğini, asgari ücrete yapılan zam oranında yapılan güncellemeye istinaden 2018 yılı ocak ayı itibari ile bu rakam üzerinden hizmet verilmeye başlandığım, davanın konusunu teşkil eden icra takibine konu dayanak olan faturanın nisan ayı faturası olduğunu, nisan ayına ilişkin verilen hizmete istinaden 30.04.2018 tarihinde aynı tarihli ve … seri nolu 27.939,01TL tutarında Nisan 2018 ayı hizmet bedeli faturası ve eklerinin tanzim edilerek PTT ile iadeli taahhüdü gönderildiğini, davalının teslim aldığı Nisan 2018 ayı hizmet bedeli faturasının tebliğ tarihi olan 02.05.2018 tarihinden çok sonra 8 günlük itiraz süresinden sonra 16.05.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile eklerinin eksik olduğu ve 5S10 sayılı kanun ve 6661 sayılı kanundan kaynaklanan indirimlerin uygulanmadığı gerekçesi ile iade ettiğini, davalının iade gerekçesinin hiçbir yasal dayanağının olmadığını, esasen yasal süresinden sonra itiraz edildiğinden ispat külfetinin davalıda olduğunu, ödemelerin yapıldığına dair dekontların fatura ekinde olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, sözleşmenin 9. Nolu bendinde yüklenicinin her ayın sonunda tanzim edeceği aylık güvenlik hizmet bedeli faturasını işverene göndereceğini, işverenin fatura bedelinin 10 gün içerisinde yüklenicinin bildireceği banka hesabına havale edeceği, yüklenicinin hizmet bedeli tutarının işveren tarafından hesabına yatırılmasından 5 gün sonra personel maaşlarını ödemek zorunda olduğunu, yüklenici maaş ödemelerinin zamanında yapmaz ise bu durumun işveren açısından haklı fesih nedeni olacağının yazılı olduğunu, 6.7 nolu bentte ise yüklenicinin çalıştırdığı personelin maaş ödemelerini SGK primlerini her türlü vergi ve harçlarını zamanında ödediğine dair belgeleri her ay işverene ibraz edeceğinin yazılı olduğunu, davalının 6.7 maddesini kasten yanlış yorumlayarak ödeme yapmadığını, örneğin nisan ayına ilişkin hizmet verildikten soma tahakkuk edecek SGK ve sair yükümlülükleri müteakip ayın sonunda doğduğunu ve ödendiğini, dolayısıyla nisan ayına ait faturanın 02.05.2018 tarihinde tebliği ile sözleşmeye göre işverenini 10 günlük Ödeme süresinin 12.05.2018 tarihine tekabül ettiğini, bu tarih itibariyle SGK vsr ödemelerin yapılmasının mümkün olmadığını, bu düzenleme bir önceki ayın takibi ile ilgili olup sözleşmenin başından itibaren Ödeme yapmayan işverenin sözleşmenin 9. Nolu bendindeki düzenleme tahtında bu şekilde bir sorgulama yapmasının mümkün olmadığını, ocak ayı faturası ile ilgili davanın 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …sayılı dosyasında, şubat ve mart ayına ilişkin faturalarla ilgili davanın 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E dosyasında kayıtlı olduğunu, 5510 sayılı yasa ve 6661 saydı yasadan kaynaklı indirimlerin yapılmadığı iddiasının ise tamamen temelsiz ve muaraza çıkarmak için olduğunu, zira zaten 6661 sayılı yasanın uygulama koşullarının davalı ile davalının çalışma başlangıcı ve yasa koşullan itibariyle oluşmadığım, imkan varken yapılandırmamanın söz konusu olmadığını, zaten maliyet cetvelinde de bu durumun yazdı olduğunu, SGK ekranından alınan ekran görüntüsüne göre destek tutarı hak edilmediğinin açıkça yazılı olduğunu, keza 5510 sayılı yasadan kaynaklı %5’lik teşvikin zaten otomatik uygulandığını ve faturanın buna göre kesildiğini, asgari ücret artışı uygulandıktan sonra ortaya çıkan yeni rakama göre %5’lik indirim dahilinde faturalandırma yapıldığını, Nisan ayı maliyet cetveli ve ana maliyet cetveli karşılaştırıldığında bu durumun netlikle görüleceğini, davalı firma yetkilisi ve davacı şirket yetkilisinin arasında yaşanan sürtüşme sonrasında sözleşmenin davacı tarafından fesih edilmesini sağlamak adına davalı firma tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde davacıyı pes ettirmek amacıyla faturaların sebepsiz ve manasız şekilde iade edildiğini ödeme yapılmayarak davacının mali güçlük içerisine sokulduğunu, davacının davalı firmanın haksız ve hukuka aykırı davranışları karşısında personelini mağdur etmediğini, kredi çekmek suretiyle gerek tüm maaş ödemelerini gerekse sair yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, iddia ederek, itirazın iptaline, 28.247,79TL takip çıkışı ve takip talebindeki şart ve reeskont avans faizi ve takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Davacı ve davalı arasında 18.12.2017 tarihli Koruma ve Güvenlik Hizmet Sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşmenin şartlarının açık olarak belirlendiği buna rağmen davacı tarafından bu şartların ihlal edildiğini, taraflar arasındaki husumetin, anlaşma şartlarındaki makbuzların fatura ekinde davalıya gönderilmemesi ve fatura bedellerinin kasten yanlış hesaplaması olduğunu, sözleşmenin 6.7. Maddesi uyarınca; Yüklenicinin istihdam edeceği tüm personelin kıdem tazminatı dışındaki özlük haklarından tamamen kendisinin sorumlu olacağı, sözleşmeye göre; yüklenicinin bütün ödemeleri eksiksiz ve zamanında yapacağı, yüklenicinin istihdam edeceği personelin tüm özlük haklan ile iş kanunu ve ilgili mevzuat açısından sahip oldukları her türlü haklarını tamamen karşılamayı taahhüt ederek bu konulardaki sorumluluklarım hiçbir şekilde işveren rücu etmeyecek ve ettirilmesine imkan vermeyeceği, aynı maddenin devamında; Yüklenicinin çalıştırdığı personelin maaş ödemelerini, SGK primlerini, her türlü vergi ve harçlarım zamanında ve tam olarak yatırdığına dair belgeleri her ay işverene ibraz edeceğinin yazdı olduğunu, 30.04.2018 tarihli faturanın ekinde ödeme dekontlarının sunulmadığını, davalının yapmış olduğu inceleme sonucunda fazla bedelli faturalar kesildiğini tespit ettiğini, sözleşmenin 12.11. Maddesinde; 6661 saydı kanunla getirilen Asgari Ücret Teşvik Düzenlemesi, işbu sözleşme ile devamı niteliğinde akdedilecek sözleşme veya sözleşmeler süresince devam ettiği takdirde, bu teşviklerden işverenin faydalanacağı, bu kapsamda yüklenicinin söz konusu teşviklerin tamamım aylık hizmet bedelinden düşerek fatura tanzim edeceği ve tanzim ettiği faturaya eklediği maliyet analiz formunda söz konusu teşviklerin tamamım göstereceğinin yazdı olduğunu, mahkemenizce yapılacak bilirkişi incelemesi de davacı tarafından kesilen faturalara; bu teşvik ve indirimlerin yansıtılmadığı, fatura bedelinin fazla hesaplanarak keşide edildiğinin açıkça görüleceğini, davacı tarafından güvenlik hizmet bedeli için kesten hiçbir faturaya teşvik indiriminin yansıtılmadığını, davacıya OCAK 2018 fatura bedelinin ödendiğini, ancak yapılan hesaplama sonucunda davacının fatura bedeline indirim yansıtmadığının tespit edildiğini, bu sebeple ŞUBAT 2018 faturasının da incelendiğini, aynı hatalı hesaplamanın yapıldığının görüldüğünü, Ocak ayından sonra kesilen tüm faturaların noter aracılığı de davacıya iade edildiğini ve faturalara gerekli indirimlerin yansıtmasının talep edildiğini, ancak davacı tarafından hala gerçeğe uygun fatura tanzim edilmediğini, bu sebeple davalı lehine haklı fesih nedeni oluştuğunu, Savunarak, iş bu davanın reddi ile kötü niyetli takip başlatan davacı aleyhine tarafların tacir olması sebebiyle %40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Tüm dosya kapsamı, bilirkişi … tarafından hazırlanan ek ve kök rapordaki tespitler göz önüne alınarak; araflar arasında akdedilen sözleşme kapsamına göre Davacı tarafça takıp ve dava konusu faturada yer alan hizmetin davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafça Davalı adına sözleşme kapsamına göre düzenlenen takip ve dava konusu30.04.2018 tarih ve 30.04.2018 tarihli A seri … sıra numaralı Fatura ile 27.939,01 TL tutarlı Fatura içeriğinde ve tutarında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı, takip konusu düzenlenen faturada Davacı tarafça işveren payı üzerinden % 5 indirimin uygulandığı, davacının 6661 sayılı Yasa kapsamında teşvikten yararlanmadığı, Davacının SGK ya 2018/4 5-6 dönem borçlarının ödenmediği, 16.02.2018 takip tarihi itibariyle Davacının Davalıdan Asıl Alacağı 27.939,01 TL olduğu, bu asıl alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar İşlemiş Faiz (28.05.2018-12.06.2011 arası) 111,95 TL olduğu, davacı tarafça Davalıya keşide ihtardan dolayı 204,30 TL gider yapıldığı, 12.06.2018 takip tarihi itibariyle Davacının Davalıdan toplam alacağının 28.255,26 TL olduğu, davacı tarafça Davalıdan takip talebinde toplam 28.247,79 TL talep edildiği, davacı tarafça düzenlenen takip konusu alacağa ilişkin faturada sözleşmede yer alan % 5 lik indirimin aylık ücret hesaplamalarında dikkate alındığı ve faturanın buna göre düzenlendiği, davacının asgari ücret desteğinden kendi kusuru ile yararlanmadığına ilişkin bir bilgi ve belgenin, delilin, tespitin dosyada yer almaması, ayrıca 7103 sayılı Kanun’un 73.üncü maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici 75.inci madde eklenmesi ve özel sektör işverenlerine 2018 yılı Ocak ayı ile Eylül ayı arasında asgari ücret desteği verilmesine devam edilmesi yönünde düzenleme yapılması, söz konusu 7103 sayılı Kanun 27 Mart 2018 tarih ve 30373 sayılı (2.Mükerrer) Resmi Gazete’de yayınlanması, asgari ücret desteğinin devam etmesi yönünde yasal düzenleme yapılmasına müteakip Bakanlar Kurulu tarafından 09.04.2018 tarihinde 2018/11668 sayılı ‘’5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 75 inci Maddesi Uyarınca 2018 Yılında Sağlanacak Destek Tutarının Belirlenmesine İlişkin Karar’’ alınması, Bakanlar Kurulu kararının 20 Haziran 2018 tarih ve 30454 sayılı Resmi Gazete yayınlanması, bu tarih dikkate alındığında fatura tanzim tarihi itibarı ile nisan 2018 ayı faturasına asgari ücret desteğinin yansıtılmasının mümkün olmaması, dosyaya sunulan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD’nin … esas, … karar sayılı emsal ilamının da benzer nitelikte tespitler içermesi hususları, dosyadaki raporlar arasında esasa etkiler bir çelişki olmaması hususları göz önüne alınarak; Davanın kabulü ile; davalının, antalya 9. icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının taraflar arasındaki 18/12/2017 tarihli sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşme gereği zorunluluk olmasına rağmen davalının asgari ücret teşviklerinden yararlandırılmadığını, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, mahkemece aldırılan ilk raporda teşvik indiriminin uygulanabileceğinin belirtildiğini, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmemesi gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında sözleşmenin düzenlendiği, davacının takibin dayanağı 2018 yılı Nisan ayına ilişkin sözleşmede belirlenen hizmeti verdiği, sözleşmenin feshedildiği konularında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının faturaya karşılık ödeme yapmadığı, dosya kapsamındaki bilirkişi raporuna göre, faturanın sözleşmeye uygun şekilde maliyet analiz çizelgesi yapılarak ve %5 prim indirimi uygulanmak suretiyle düzenlendiği, davacının faturanın sözleşmeye uygun olmadığı, talep edilen tutarın fazla olduğu yönündeki istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime ve dosya kapsamına uygun olup, hüküm kurmaya elverişlidir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 13/06/2018 tarihinde sona ermesi karşısında faturanın düzenlendiği tarih itibariyle takip miktarının ve fatura içeriğinin yasal şartlara uygun olduğu, fatura düzenlendikten sonra geriye yönelik olarak 20/06/2018 tarihinde yayınlanan ve asgari ücret desteğinin 01/01/2018 tarihinden itibaren uygulanacağına ilişkin düzenlemenin eldeki davada uygulanamayacağından davalının takibe itirazı haksızdır. Takip, faturaya dayalı olup, alacağın likit olduğu, takibin davalının itirazı ile durduğu, davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edildiği, bu hali ile mahkemece icra inkar tazminatına karar verilmesi yerindedir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.929,60 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 397,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.532,49 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/01/2023

….