Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1361 E. 2022/909 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/02/2022
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/06/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…08/09/2006 tarihi ile … Tur.İnş.Ltd.Şti. nin pâydaşı ve kurucu ortağı olduğunu, şirketin sermayesinin 6102 sayılı Kanunfda öngörülen asgari tutara yükseltilmemesinden münfesih olup, tasfiye kararı aldığını, tasfiye:halinde … İnş.Ltd.Şti.’ne tasfiye memuru olarak “atanan Kişinin … olduğunu, şahsın bu konularda ehliyetsiz bilgiye ve niteliklere haiz olmayan vasıfları için yetersizliği ve özellikle şirket pay sahipleri ile husumetli, hilekar ve yetkilerini kötüye kullanma eğiliminde ve davranışlar içinde olmasının azil talebi için yeterli nedânler teşkil ettiğini, tasfiye işlemlerinde tarafsızlık ile bağdaşmayacak, özellikle çoğunluğun veya bazı pay sahibi grupların çıkarlarını koruyan davranışlar sergilediğini ve sergileyeceğinin açık olduğunu, mirasçılardan … ile menfaat ilişkisi kurduğunu, mirasçıların adına haksız şekilde terekeye kendisinin temsilci atanmasını sağladığını, …’nın mirasçı vekil iken, tereke temsilcisi, buradan sonuç alamayınca müdür ataması, buradan da kendini tasfiye memurluğuna taşıyarak süreci tamamladığını” belirterek, tasfiye memuru … ‘ nın görevinden azline, şirketin tasfiye sürecinin tamamlanması için tasfiye memurları atanmasına, Ticaret Sicilde, Alanya Vergi Dairesi ve Alanya Tapu Müdürlüğü işlemlerinde bekletici sebep olarak tedbiren kapatılmasına veya şerh konulmasına ilişkin müzekkere yazılmasına, şirkete tasfiye memuru atanıncaya kadar işlem şerhli (mahkemelfortaklarca) onaylı yetki için tedbiren kayyım atanmasına, öncelikli olarak mahkeme incelemesini, Alanya Ticaret Sicil … nolu dosya üzerinden yapılarak karara bağlanmasını ve yargılama giderlerini karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
Birleşen Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…müvekkilinin %99 ve davalı …’nin %1 payla … Ltd.Şti’de ortak olduğunu, davalının o dönemde TTK gereğince Ltd şirket tek kişi ile kurulamadığından saman adam olarak %1 payla şirkete alındığını, davalı aleyhine Alanya Asliye 3. Hukuk Mahkemesi … E … Karar numarası ile hüküm verildiğini, davacı şirketin kayıtlarında sahtekarlık yaptığını ve bu sebep ile kararların iptali kararı verildiğini, daha sonra Alanya Asliye 3. Hukuk Mahkemesi … E … Karar numaralı dosya ile …’in şirketteki tüm yetkilerini ortadan kaldırıldığını, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesi … Esas … Karar numaralı kararı ile davalı …’nin davacı şirkete karşı işlemiş olduğu suçlardan dolayı nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum olduğunu ve kararın kesinleştiğini ve cezasının infazına başlanıldığını, Alanya Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyada şirkete ait bütün gayrimenkulleri bir ikrazatçıya ipotek ettirdiğini ve hileli yolla şirkete ait geyrimenkulleri zimmetine geçirmeye çalıştığını, bu dosyada ipoteklerin bedelsiz olduğunu, mahkeme tarafından fek edildiğini, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar numaralı dosyasından da dolandırıcılıktan ceza aldığını, Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar numaralı dosyasından hileli işlemlerle davacı şirkete ait tapuyu devretmiş olması sebebine dayalı olarak tazminata mahkum olduğunu ve hakkında Alanya İcra Dairesi’nin … Esas numaralı dosyası üzerinden icra takibi açıldığını ve davacı şirkete 300.000.TL civarında borçlu olduğunu, İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar numaralı kararı ve İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyalarından da şirketin mallarını yağmalamasını engelleyen davacı şirket temsilcilerine ve avukatlarına karşı suçlar işlediğini, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar nolu kararında yetkili olduğu 2005-2006 dönemlerine eski tarihe imza atarak davacı şirketi avukat katiplerine borçlandırdığını, ancak menfi tespit kararı verildiğini ve kararın Yargıtay tarafından onandığını, davalı …’in, Adana, İzmir, İstanbul/Bakırköy, Gölbaşı/Adıyaman ve Alanya İlçesinde davacı şirketi dolandırmak saikli yaptığı girişimlerin ve sonuçlanmış daha birçok davası olduğunu, listenin uzatılabileceğini, davalı …’nin , davacı şirketin ortağı olarak kaldığı sürece davacıya daha fazla zararlar verdiğini, ortaklık haklarının olduğundan bahisle mağdur rolü oynadığını ve mahkemeleri yanıltmaya çalıştığını, davalı hakkında 25.06.2021 tarihinde yapılan genel kurulunda ortaklıktan çıkarma ve çıkarma davası açılması yönünde karar alındığını, davalının dolandırıcılık eylemlerinin davacı şirkete karşı zarar verici yönü olduğunu ve davacı şirket ortağı olarak şirkete sadakat , iyiniyet vs hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, davacı şirkette olan %1 payına karşılık gelen bedelden daha fazla miktarda davacı şirkete borcu olduğunu, bu nedenle davalı …’nin ortaklıktan çıkarılması koşulları oluştuğunu, davalının Alanya 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyasından şirketin tasfiyesini istediğini ve bu davanın sonucunun Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasını etkileyeceğini, bu nedenlerle davaların birleştirilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “…“öncelikle alacaklı gözüken davalı şirket yetkilisinin 2006, yılından bu yana davalı genel kurulun toplantı şirketin içini boşaltmaya çalıştığını, davacı aleyhine Alanya ilçesinde açılmış onlarca davaya rağmen dolandırıcılık hedefinden vazgeçmediğini, kanunları kendi” kötü niyeti çerçevesinde kullanma iradesinin hiç değişmediğini, davacının davalı şirket … Ltd.Şti.’ni dolandırmaya ahd etmiş bir kimse olduğunu, zaten tasfiye halinde olan şirketi tasfiyesini talep etmiş olmasının yasal olarak mümkün olmadığını, Alanya Ticaret ;Sicilinden şirket evrakları celp edildiğinde zaten davalı şirketin tasfiye halinde olduğu ve bu sebeple davacının bu süreci baltalamak adına işbu davayı kötü niyetle açtığının anlaşılacağını, yine şirket kayıtlarından anlaşılacağı üzere davacının şirketteki hissesinin 41 sembolik bir hisse olduğu, davacının bu şirkete verdiği büyük zararlar düşünüldüğünde zaten davacının bu şirketten çıkarılmayı hak eden birisi olduğunun anlaşılacağı, davacının 961 oranında bir payı olduğu düşünülecek olursa açtığı davanın da kötü niyetli ve mantığı olmayan bir dava olduğunun görüleceğini, sayın mahkeme tarafından Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi … E, … K nolu dosya, Alanya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi … E, … K nolu dosyası, Alanya 2.Asliye Hukuk Mahkemesi … E, … K, Alanya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi … E, … K nolu dosyaların gerekçeli Kararları incelendiğinde bu kişinin işbu davayı neden açtığının apaçık ortaya çıkacağını” belirterek, Alanya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi … E … K nolu dosyaların gerekçeli kararlarının öncelikle incelenmesi ve Alanya Ticaret Sicil kayıtlarından tespit edileceği üzere zaten davalı şirketin tasfiye halinde olduğu, dolayısıyla davacının işbu davayı açmakta hükuki yararı olmadığı, bu sebeple de ihtiyati tedbir talebinin reddine ve sonuçta davanın reddine karar verilmesini…” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “…Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince “görevsizlik” değil “gönderme” kararı verilmiştir. Başka bir ifade ile Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22. maddesinde belirtilen şekilde görev uyuşmazlığı doğmadığından merci tayini yolunda bir karar verilmeksizin dava dilekçesinin görev yönünden reddine mahkememizin görevsizliğine kararı verilmesi gerekmiştir. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine o mahkemece bakılacağından, bu konuda karar vermek görevli mahkemeye bırakılmıştır. Görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise; talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderini ödemeye mahkum edileceğinden davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine,…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Kararı davalı … ve … Ltd. Şti. İstinaf etmiş ve dilekçesinde yeni kurulan mahkemenin görevli olduğunu, davanın da ticari mahiyeti dikkate alındığında Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava, genel kurul kararının iptali ile ortaklıktan çıkma istemli bir davadır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan bu gerekçe ile davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile :
1-Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-İstinaf eden davalı taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞIA
3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/06/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.