Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1351 E. 2022/910 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/01/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/06/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Başkanın inceleme raporu okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…Müvekkili … Sigorta A.Ş. ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. Arasında … numaralı İşyerim Garantide Sigorta Poliçesi 02.09.2019-02.09.2020 tarihleri arasında poliçe kapsamında meydana gelebilecek rizikolar için düzenlendiğini, söz konusu poliçenin devamı sırasında sigortalı riziko adresi “… Mah. … No:… … / Antalya” adresinde 29.06.2020 tarihinde yangın meydana geldiğini ve işyerine ait depoların tamamının yandığını, yangın sonrasında mahallinde yapılan incelemelerde; kamera görüntüleri, görgü sahibi açıklamaları, soruşturma dosyası ve yangın uzmanlarının bilimsel açıklamaları neticesinde yangına sebebiyet veren tarafın, sigortalının deposunda kiracı olarak bulunan … A.Ş. ve sigortacısının da davalı … Sigorta A.Ş. Olduğunun tespit edildiğini, davalı … şirketinin, meydana gelen yangında kusurlu olduğunu, 03.09.2020 tarihli Bilirkişi/ Genel ve Sınai Yangın Uzmanı … tarafından düzenlen raporda, kamera görüntülerinde, dosyada mübrez bilirkişi raporlarında ve branşında uzman yangın eksperler tarafından düzenlenen raporlarda tespit edildiğini, davalı tarafın ödemekle yükümlüğü olduğu tazminatın hukuki sebebi TTK m. 1472 yani müvekkil şirketin sigortalının haklarına halef olması ve sigortalı tarafından tüm rücu alacaklarının müvekkil şirkete devredilmesi olduğunu, sigortalının zararına ilişkin hesap da yine uzman ekperler tarafından yapıldığını, hesaba ilişkin eksper raporunda da belirtildiği gibi sigortalı … firmasının poliçe kapsamındaki zararı 7.570.079-TL olduğunu, davalının, müvekkilin alacağını kavuşmasını engellemek için mal kaçırma ihtimali bulunduğundan, dava lehlerine sonuçlansa dahi müvekkilin alacağına kavuşması neredeyse imkansız hale geleceğinden borca yeter miktarda davalı … A.Ş.’nin menkul ve gayrimenkul mallarının ve haklarının ihtiyaten haczine teminatsız ya da mahkemeniz tarafından uygun görülecek teminat ile karar verilmesini talep ettiklerini, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile TTK m. 1472’ye göre halefiyet ilkesi uyarınca sigortalı dava dışı … Tic. Ltd. Şti. için yapılan poliçe ödemesi 7.570.079-TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan birlikte ve müteselsilen rücuen tahsiline; davalı sigorta şirketine olan taleplerinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasını…” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle “…müvekkili şirket nezdinde tanzim olunan sigorta poliçesi Yangın Sigortası Genel Şartları mucibince akdedildiğini, görülmekte olan işbu dava ise kiraya veren sıfatına haiz dava dışı sigortalının sigortacısının rücu talebi ile birlikte ikame edildiğini, müvekkilleri şirket’in ödeme yapacağı düşünülse dahi işbu ödeme yalnızca müvekkilleri şirket nezdinde sigortalıya veyahut meydana gelen doğrudan hasarlar sebebiyle mümkün olabileceğini, işbu sebeple davacının, Müvekkil Şirket’e karşı dava açmakta herhangi bir hukuki yararı bulunmamakla birlikte işbu haksız ve hukuka aykırı davanın Müvekkil Şirket açısından reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilleri şirket nezdinde tanzim edilen sigorta poliçesinde belirtilen riziko adresinden farklı bir riziko adresinde meydana gelen hasar tutarının tahsili amacıyla ikame edilen işbu haksız ve hukuka aykırı dava kapsamında müvekkilleri şirket’in herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı belirterek; haksız ve hukuka aykırı davanın usulden reddine, somut olayın poliçe teminat kapsamına girmediğinin tespiti açısından sigorta hukukçusu bilirkişiden rapor alınmasına, müvekkilleri Şirket aleyhine hesaplama yapılacak olması halinde ise dosyanın Uzman Bilirkişi Heyeti’ne tevdi edilmesine, Uzman Bilirkişi Heyeti’nce poliçe sigorta bedelleri/teminat limitleri, poliçe genel ve özel şartları, teminat kapsamı, çifte/eksik/aşkın sigorta hükümleri, müşterek sigorta, eskime tenzili, muafiyet tenzili, sovtaj tenzili gibi durumların gözetilmesine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca tazminat miktarından indirim yapılmasına, davanın açılmasına sebep olunmadığından aleyhe faiz, ilgili kalemlerin davacı tarafa yükletilmesine, aleyhe hüküm kurulması halinde faiz ve feriler açısından açıklanan nedenlerle müvekkilleri şirket’in sorumlu tutulmamasına, karar verilmesini…” talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; “…davacının kendi ekspertizine hazırlattığı uzman raporu taraflıdır ve mahkemelerce oluşturulan bilirkişi heyet raporlarıyla çeliştiğini, meydana gelen yangında müvekkili şirketin ve çalışanlarının hiçbir kusuru bulunmadığını, yangın başlama sebebinden bağımsız olarak, yangının yayılma ve zararların sorumluluğu dava dışı depo malikinde olduğunu, müvekkiline atfedilen kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini…” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “…Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesince “görevsizlik” değil “gönderme” kararı verilmiştir. Başka bir ifade ile Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22. maddesinde belirtilen şekilde görev uyuşmazlığı doğmadığından merci tayini yolunda bir karar verilmeksizin dava dilekçesinin görev yönünden reddine mahkememizin görevsizliğine kararı verilmesi gerekmiştir. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine o mahkemece bakılacağından, bu konuda karar vermek görevli mahkemeye bırakılmıştır. Görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise; talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderini ödemeye mahkum edileceğinden davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine,…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Kararı davalı … A.Ş. ve davacı … Sigorta A.Ş. İstinaf etmiştir. Her iki taraf da istinaf gerekçesi olarak davanın ticari niteliği dikkate alındığında yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu nedenle davaya Alanya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan bu gerekçe ile davalı ve davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile :
1-Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
3-İstinaf eden davalı taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA
4-İstinaf eden davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA
5-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
6-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
7-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
8-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/06/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.