Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1348 E. 2022/948 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
ASIL DAVA-BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali -ALACAK
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 20/06/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Asıl davada davacı vekili, müvekkil firmanın Türkiye geneline çelik vb.ürünlerin döküm vb.işleri yapan köklü bir firma olduğunu, davalı şirketin müvekkilinden yapmış olduğu makinelerde kullanılmak üzere iki adet 670*1400 sfero asiküler merdanesi isimli ürünü sipariş ettiğini, müvekkili şirketin bu ürünlerin dökümünü yaptığını ve davalıya teslim ettiğini, davalı tarafın söz konusu merdanelerin yapılan anlaşmaya aykırı olduğu gerekçesi ile merdanelerin değiştirilmesini müvekkilinden talep ettiğini, davalının bu talebi doğrultusunda merdanelerin değiştirilmesi konusunda müvekkil ile davalı şirketin anlaşma yaptığını, bu anlaşma çerçevesinde davacı firmanın iki adet yeni merdaneyi davalıya teslim ettiğini ve davalının merdanaleri kullanmaya başladığını, davalı firmanın daha önce ayıplı olduğu için kabul edilmeyen ve halen davalı uhdesinde bulunan iki adet 670*1400 sfero asiküler merdaneyi davacıya iade ve teslim etmediğini, bu bağlamda davalıya Denizli 3. Noterliğinin 06.04.2015 tarih ….yevmiye nolu ihtarmanesinin gönderildiği, davalının yine ödeme yapmayınca davalı hakkında Denizli 3. İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının söz konusu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenle davalının yaptığı itirazın iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili,davacı tarafın hem ayıplı malı iade almadığını hem de bedelini iade etmediğini, yetki itirazında bulunduklarını, taraflar arasında 24.06.2014 tarihinde yapılan sözleşmenin 4.maddesinde ihtilafların çözümünde Kahramanmaraş mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağının belirlendiği, ayrıca davalının ikametgahının Kahramanmaraş olduğunu, satılan malın teslim yerinin de Kahramanmaraş olduğunu, fatura sözleşme olmadığından tek taraflı irade beyanı ile faturaya yazılacak yetkili mahkemenin karşı tarafı bağlamayacağını, yetki şartının taraflar arasında yapılacak sözleşme ile kararlaştırabildiğini, Denizli Mahkemelerinin yetkisiz olup, Kahramanmaraş Mahkemelerinin yetkili olduğunu, esas bakımından da dava konusu iki adet merdanenin davalı tarafça satın alındığını, satış bedelinin 20.000,00 TL ‘lik kısmının davalı şirket tarafından davacı şirkete ödendiğini, bakiye 50.210,00 TL’nin 210,00 TL’sinin banka kanalıyla, kalan 50.000,00 TL’nin çek ile ödendiğini, ürünlerin nakliye bedelinin de ödendiğini, teslim edilen ürünün ayıplı olması nedeniyle iade alınarak parasının iadesi için Kahramanmaraş 6. Noterliğinin 13/06/2014 tarih …. yevmiye nolu ihtarname çekildiğini, davacı tarafın ihtarname üzerine davalı şirkete 24/06/2014 tarihli yeni bir sözleşme yaparak standartlara ve proforma faturaya uygun iki merdane göndereceğini bildirdiğini, ancak gönderilen yeni merdanelerde de aynı sorunun çıktığını, halen davalı şirket adresindeki dört adet ayıplı merdanenin teslim alınması veya davacıya yapılan toplam 20.210,00 TL tutarındaki nakit ödeme ile 50.000,00 TL tutarındaki çek bedelinin KDV dahil 4.700,00 TL ile, KDV dahil 1.414,82 TL tutarındaki nakliye bedelinin davacıdan tahsili için 06/06/2016 tarihinde Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesine açtıkları …. esas sayılı davanın bekletici mesele yapılmasını ya da yapılan sözleşme kapsamında yetkili mahkeme Kahramanmaraş Mahkemeleri olduğundan ve dava tarihinin daha önce olması gözetilerek davacı tarafça açılan işbu davanın Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….esas sayılı dava dosyasında birleştirilmesine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın esastan reddi ile %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Birleşen davada davacı vekili; müvekkili ….San. Tic. Ltd. Şti. ‘nin davalı taraftan 16/04/2014 tarihli proforma fatura ile teklif edilen 2 adet asiküler finiş merdanesi sipariş ettiğini, davalı ile müvekkil şirketi arasında varılan anlaşma uyarınca, davalı tarafından düzenlenen 16/04/2014 tarih …. sayılı proforma faturada belirtilen şartlarla, KDV dahil toplam 70.210,00 TL bedelle 2 adet 670*1400 Asiküler (Sfero) Finiş Merdanesi satın alındığını,satış bedelinin 20.000,00 TL’lik kısmının müvekkiş şirketi adına, … Mah. …. Sitesi … . Çarşı D:….K.Maraş adresine mukim …. Sanayi (…. 25/04/2014 tarihli dekont ile bir kısım başka ödemesi ile birlikte) aracılığı ile davalıya ödenmiş olduğunu, davalı tarafından müvekkil şirket adına (kayıtlara alınmadan iade edilen) 28/05/2014 tarih ve Seri …. sayılı KDV dahil 50.210,00 TL tutarında fatura tanzim edildiğini, fatura muhteviyatı itibariyle de hatalı olduğunu, 1 Adet Asiküler (Sfero) Finiş Merdanesi satın alınmasına rağmen 1 Adet Sfero Finiş Merdanesi için tanzim edildiğini, 28/05/2014 tarih ve …. sayılı KDV dahil 50.210,00 TL tutarında fatura asıl nüshası ile eki aynı tarihli sevk irsaliyesi ve ambar tesellüm fişinin dosyada mevcut olduğunu, söz konusu alım satım sözleşmesi uyarınca müvekkil şirket tarafından satın alınan 2 adet 670*1400 Asiküler Finiş Merdanelerinin 16/04/2016 tarihli proforma faturada da belirtildiği üzere sertlik derecesinin 75-80 SHC aralığında olması gerekmekte iken teslim sonrasında müvekkil şirketçe merdaneler kullanılmaya başlandığında, proforma faturada belirtilen 75-80 SHC sertlikte olmadığından çıkartılan alüminyum plakanın yüzeyinde büyük benekler oluştuğunu ve bu şekilde çıkan levhaların kullanılmasının mümkün olmadığını, bu haliyle gönderilen merdanelerin ayıplı olduğunu, bu ayıptan dolayı kullanılmaları halinde üretim kaybıne yol açmalarının yanı sıra merdanelerden beklenen azami ömür süresinin fazlasıyla kısalacağını, bu merdanelerin kullanılmasının mümkün olmayacağını, davalıya yapılan toplam 20.210,00 TL tutarındaki nakit ödeme ile …. Bankası …. Şubesinin …. numaralı çek hesabından ödenmek üzere keşide edilen 30/07/2014 keşide tarihli …. çek numaralı 50.000,00 TL tutarındaki çekin bedelinin ve 2 adet 670*1400 Asiküler (Sfero) Finiş Merdaneleri için teslim öncesinde, … San. Tic. Ltd. Şti’ne Merdane – Silindir Rektefiye (Yüzey Taşlama) işlemi için ödenen KDV dahil 4.720,00 TL ile KDV dahil 1.414,82 TL tutarındaki nakliye bedelinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi ile davalıya toplam 76.344,82 TL’nin 13/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, yetkisilik kararı verilmesini, esas yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Asıl davada, icra dairesi yetkisine itiraz değerlendirildiğinde ; İcra İflas Kanununun 50. Maddesi gereğince takip hususunda yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirlenmiştir. Bu hale göre yetkili icra dairesi davalıların ikametgahının bulunduğu, HMK 6. Md gereği davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olacağı dolayısı ile Kahramanmaraş icra dairelerinin yetkili olacağı, Yetki sözleşmesi dikkate alınacak olursa Kahramanmaraş icra dairelerinin yetkili olacağı, Birleşen davada mahkemenin yetkisi değerlendirildiğinde; TBK 89. Md gereği para borcu götürülecek borç olmakla Kahramanmaraş Mahkemelerinin yetkili olacağı görüldü. Asıl dava yönünden yetkisiz icra dairesinde takip yapılmış olması ile dava şartı yokluğundan usulden red, birleşen dava yönünden ise Kahramanmaraş Asliye Hukuk Mahkemeleri (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile ) yetkili olacağından mahkememizin yetkisizliğine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki sözleşmesinin 24/06/2014 tarihli sözleşme ile yapılan merdane satışlarına ilişkin olduğunu, bu nedenle sadece bu merdanelerin satışından doğan uyuşmazlıklara uygulanabileceğini, sözleşmeni, yapıldığı tarihten önce 28/05/2014 tarihinde gerçekleştirilen dava konusu satışa uygulanmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin alacağının fatura alacağı olup davalının ticariyi ilişkiyi de kabul ettiği dikkate alınarak yetkili icra müdürlükleri ve mahkemelerin Denizli Mahkemeleri olduğunu, kaldı ki müvekkili tarafından düzenlenen faturalarda faturadan kaynaklı ihtilaflardan Denizli Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun açıkça yazılı olduğunu, Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu, birleşen dosya açısından ise müvekkilinin ikinci dökülen merdaneyi 2014 yılı Ağustos ayında teslim etmiş olmasına rağmen karşı tarafın aradan geçen yaklaşık 1,5 sene süre içerisinde ayıptan dolayı ihbar ve ihtarda bulunmadığını, ilk teslim edilen ürünü de ihtarlarına rağmen iade etmediğini, müvekkilinin ihtarı ve icra takibinden sonra karşı tarafın ürünlerin ayıplı olduğunu dair tespit yaptırıp dava açtığını, ayıp ihbarının süresinde olmadığını, müvekkilinin adresinin ve davaya konu ürünlerin üretim ve teslim yerinin Denizli oluşu gözönüne alındığında yetkili mahkemelerinin Denizli mahkemeleri olduğunu, karşı tarafın Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, davalı tarafın bu kararı istinaf etmemiş olduğunu, bu sebeple yetkisizlik kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmayan davalının tekrar yetki itirazında bulunmak hakkı bulunmadığını, mahkemenin de yetki hususunu resen inceleme yetkisi bulunmaması sebebiyle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin bu davayı usulden reddetmesine rağmen davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Asıl dava, itirazın iptali, birleşen dava ise alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, asıl davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, birleşen davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 17. maddesi gereğince, tarafların tacir olması sebebiyle yetki sözleşmesi yapılmış olması halinde, dava sadece sözleşme ile belirlenen yerde açılabilecektir.
Somut olayda, asıl dava yönünden davacı vekili, dava konusu icra takibinin dayanağı fatura içeriğinin yetki sözleşmesi öncesindeki davalıya merdane satışına ilişkin olduğunu, bu nedenle yetki sözleşmesinin bu dava açısından geçerli olmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, tarafların kabulünde olan 24/06/2014 tarihli satın alma sözleşmesi başlıklı, içtihatların ihtilafların çözümünde Kahramanmaraş Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı ibaresi bulunan sözleşmenin asıl davaya konu merdanelerin ayıplı çıkması üzerine davacının davalı için ayıpsız yeni merdaneler üreteceğine dair yaptığı sözleşme olduğu gözetildiğinde dava konusu icra takibine dayanak fatura alacağının da bu sözleşmeden doğan bir ihtilaf olduğu ve sözleşme içeriğinde de yetki anlaşmasının bulunduğu gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince yetkili icra dairesinde takip yapılmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen dava yönünden ise, asıl davanın davalısı şirketin ayıplı çıkan merdaneler nedeniyle asıl davanın davacısı şirketten alacak isteminde bulunduğu Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan bu davada dava tarihide gözetilmeksizin HMK166.maddesi hükmüne aykırı olarak birleştirme kararı verildiği, dava konusu uyuşmazlığında asıl dava gibi 24/06/2014 tarihli sözleşme içeriğinde belirtilen ihtilafa dahil olduğu, böylece bu ihtilafın çözümü açısından da Kahramanmaraş Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağına dair taraflar arasında yetki anlaşmasının bulunduğu gözetildiğinde Kahramanmaraş 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu, mahkemenin bu hususu resen gözetmesi gerektiği, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı, ancak İlk Derece Mahkemesince birleşen davada mahkemenin yetkisi değerlendirildiğinde TBK 89.madde gereği Kahramanmaraş Mahkemelerinin yetkili olacağı gerekçesinin hatalı olduğu, gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği görülmüştür.
Öte yandan, asıl dava yönünden dava şartı yokluğu sebebiyle usulden ret kararı verilmesine rağmen davalı lehine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuş olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 18/02/2022 tarih ve …. Esas, ….Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Asıl dava yönünden yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddine,
b-Birleşen dava yönünden yetkisiz mahkemede dava birleştirilmiş olmakla mahkememizin yetkisizliğine, Kahramanmaraş Asliye Hukuk mahkemeleri (Asliye Ticaret Sıfatıyla) olduğunun tespitine, HMK.20 madde gereği süresi içinde kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ve taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının yetkili Kahramanmaraş Asliye Hukuk mahkemelerine (Asliye Ticaret Sıfatıyla) gönderilmesine, aksi halde mahkemece davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (davacı vekiline ihtar edildi),
c-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından kalan 392,90 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 312,20 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde asıl davanın davacısına iadesine,
d-Asıl davanın davacısı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e-Asıl davanın davacı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra istek halinde iadesine,
f-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin asıl davanın davacısından alınarak asıl davanın davalısına verilmesine,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu harcın istek halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 88,60 TL posta masrafı, 3,00 TL dosya kapak temini gideri olmak üzere toplam 312,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/06/2022