Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1327 E. 2022/1613 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 01/03/2017
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 09/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin dava dosyası istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, istinaf incelemesi HMK’nın 356. vd. maddelerince duruşmalı olarak yapılan açık yargılama sonucunda dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ticari işletmesi … Market firması adına 23/09/2014 tarihinde merkezi İstanbul’da bulunan … Ltd. Şti’nden 88.591,57 TL bedelle ….. marka …. model profesyonel baskı makinesi satın aldığını, makinenin daha 1 aylık süre dolmadan baskı makinesi için en önemli unsur olan siyah boya basmamaya başladığını, durumun karşı tarafa ihbar edildiğini, firma yetkililerinin uçak biletleri ve diğer tüm konaklama giderlerinin müvekkili tarafından karşılanmak koşulu ile servis göndereceğini bildirdiğinden müvekkilinin tüm bu giderleri karşılaması ile 27/11/2014 tarihinde servis yetkilisi gönderildiğini, servis yetkilisinin baskı kafasında elektronik arıza olduğunu tespit ettiğini ve yeni bir baskı kafası gerektiğini belirterek baskı kafası siparişi verdiğini, servisin 27/11/2014 tarihinde gelmesine rağmen baskı kafası değişiminin ancak 20 gün sonrasında 15/12/2014 tarihinde yapılabildiğini, bu değişim ücretinin de sigorta kapsamı dışında olduğundan bahisle müvekkilinden talep edildiğini ve kendisine toplam 3.304,00 TL miktarlı senet imzalatılmak suretiyle yeni baskı kafası takıldığını, servis tarafından baskı kafası değişiminden sadece 1 hafta sonra magenta renginde bozukluk, kayma ve çizikler oluştuğunu, müvekkilinin tüm bu sorunları bildirmek için firmayı defalarca aradığını, müvekkilinin yetkili kimse ile görüşme taleplerinin çeşitli bahanelerle geri çevrildiğini, telefonla ihbarına cevap alamayınca bozukluklara ilişkin evrakları firma çalışanı …’e mail olarak göndererek yardım talep ettiğini, ancak bu talebe ilişkin olarak da servis gönderilmediğini, müvekkilinin bu işi profesyonel şekilde yapmakta olduğunu ve bu makineyi 12 saate kadar durmaksızın çalışabilme, servis garantisi vs özellikleri nedeniyle tercih ettiğini, ancak müvekkilinin bu makineden beklentisi karşılanmadığı gibi teknik servise ulaşamadığını, ulaştığında ise servisin gelmesinin haftaları bulduğunu, tüm bu nedenlerle işlerinin durma noktasına geldiğini belirterek sonuç olarak; davalı tarafından müvekkiline satışı yapılan ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshine, dava konusu makinenin davalıya iadesi ile müvekkilinin bu makine için ödediği 88.591,57 TL’nin makinenin satış tarihi olan 23/09/2014 tarihinden itibaren işletilecek TC Merkez Bankası avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, servisin geliş gidişi ile ilgili olarak müvekkili tarafından ödenen 216,00 TL yol gideri, 150,00 TL konaklama gideri olmak üzere toplam 366,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, baskı kafası değişiminin garanti kapsamında olduğunun ve bu senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, İstanbul mahkemelerinin yetkili olup, Antalya mahkemeleri yetkisiz olduğundan davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da 27.09.2014 tarihli servis fişinden anlaşılacağı üzere, satışa konu makinenin kurulumu yapılıp eğitimi de verildikten sonra baskı testi yapıldığını ve sorunsuz ve makine çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, nitekim davacının bahse konu servis fişini de imzası ile tasdik ettiğini, davacının malı teslim aldığı tarihten itibaren 8 günlük süre zarfında herhangi bir ayıp ihbarı gerçekleşmediğini, bu sebep ile tacir vasfını haiz davacının ayıplı ifa hükümlerinden yararlanma koşulları oluşmadığı gibi, davacıya satılan malın ayıpsız olduğu davacı tarafından zımnen kabul edildiğini, satışa konu makine davacıya teslim edildikten sonra, davacının talebi ile 27.11.2014 tarihinde makinenin kontrol edildiğini ve 27.11.2014 tarihli tamir servis fişinden de anlaşılacağı üzere “Makinenin bağlı olduğu güç kaynağındaki sorun sebebi ile baskı kafasında elektrik arızasının meydana geldiği” tespit edildiğini ve davacının da bahse konu servis fişini imzalayarak, arızanın makineden değil, makineyi bağladığı güç kaynağına bağlı elektrik arızasından kaynaklandığını kendi imzası ile kabul ettiğini, yine 15.12.2014 tarihinde makinenin kontrol edildiğini ve 15.12.2014 tarihli servis fişinden anlaşılacağı üzere, davacının hatalı kullanımı ve makine bakımını yapmamasından kaynaklı yavaşlama olduğu tespit edildiğini, bu yavaşlamanın makinenin bakımının yapılmamasından kaynaklandığının davacı tarafa bildirildiğini ve bakımdan kaynaklı yavaşlama sorunu giderilerek sorunsuz ve çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, davacı da yine servis fişini imzalayarak arızanın bakım eksikliğinden kaynaklandığını tasdik ettiğini, davacının bu sebeplerle servis fişleri haricinde makinenin çalışmadığına dair hiçbir ihbar ve talebi müvekkili şirkete ulaşmadığı gibi, hiç bir şekilde ayıp ihbarı da müvekkil şirkete ulaşmadığını, nitekim taraflarca imzalanan sözleşme gereği makine arızalarının müvekkili şirkete yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğunu, davacının bir tacir olup, ticari işi için bahse konu makineyi satın aldığını, tacirler arasında ayıp ihbarının noter aracılığı ile, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılmasının şart olduğunu, bir tacir olan davacının ticari işinde kullanacağı makinenin çalışmıyor olmasına ve bu ayıbı bildirmek için defalarca satış yapan firmayı aramasına ve firma yetkilisi ile görüşme talebinin çeşitli bahaneler ile engellenmesine rağmen (kendi deyimi ile ve kabul manasına gelmemek kaydı ile) bu duruma ilişkin noter aracılığı ile ayıp ihbarında bulunmak için 2,5 ay beklemesi ve iddia ettiği ayıbı 09.03.2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihbar etmesinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, davacının belirttiğinin aksine yazılı arıza bildirimi halinde teknik servis müdahalesinin sağlanacağının sözleşmede belirtildiğini, davacının ise yazılı bir bildirimi müvekkiline ulaşmadığını, bu sebep ile davacının iddiasının aksine müvekkilin teknik servis müdahalesinde her hangi bir kusurlu davranışı olmadığını, davacının müvekkil şirkete borcu bulunmakta olduğunu ve bu borcu ödemekten kurtulmak adına huzurdaki davayı kötü niyetli olarak açtığını, belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davaya konu edilen ayıplı baskı makinesinin davacı tarafından davalıya geri verilmesi şartıyla 88.591,57.-TL’nin temerrüt tarihi olan 19.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davacı tarafça davalıya verilen İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının dayanağını teşkil eden her biri 825,00.-TL bedelli toplam 3.300,00.-TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin yol ve konaklama ücretlerine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; makinanın ayıplı olmadığı, makinadaki arızanın oluşumununun davacının hatalı kullanımından kaynaklandığının davacının imzasını taşıyan servis fişi ile sabit olduğunu, ayıp ihbarının yapılmadığı, yapılan bildirimin ihbar sayılamayacağını, bilirkişi raporunda hata tespiti yapılırken davacının eylemlerinin değerlendirilmediğini, bilirkişilerin yeterli uzmanlığa sahip olmadığını, davacının baskı kafası ile ilgili sözleşmenin feshini talep ettiğini, sözleşmenin tamamının feshini talep etmediği istinaf sebepleri olarak belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava ”Ticari Satımdan Kaynaklanan Ayıplı Mal Nedeniyle Sözleşmenin Feshi, Malın İadesi, Maddi Tazminat ve Menfi Tespit ” talebine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin … Esas … Karar sayılı 22/09/2020 tarihli karar ile; “taraflar arasındaki satıma konu baskı kafasının hatalı bir imalat olduğu, çözünürlük bakımından makineye uyumsuz olduğu, belirli bir çalışma saatinden sonra elektronik bir yazılım hatasından dolayı hızının azaldığı, bu arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, baskı kafasının değiştirilerek arızanın giderilmeyeceği, mevcut makinenin yuvasına oturacak ve uyumlu çalışacak başkaca bir baskı kafasının olmadığı, makinedeki arızanın davacının kullanımından kaynaklanmadığı, ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğu, gizli ayıp ihbarının usulüne uygun yapıldığı, dosya içerisinde bulunan her üç bilirkişi raporununda birbiriyle uyumlu olduğu, baskı kafasının makinenin mütemmim cüz’ü olup değiştirilmek suretiyle arızanın giderilmeyeceği ve mevcut makinenin yuvasına oturacak ve uyumlu çalışacak başkaca bir baskı kafasının olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı tarafından 1 yıl ücretsiz servis garantisi verilmesine rağmen arıza nedeni ile davacıdan davaya konu 3 adet bono alınıp haksız icra takibi yapıldığı, sonuç olarak ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda her ne kadar uyma kararı verilen bozma ilamında HMK’nın 353-1-b/3. Maddesi uyarınca yargılamada bulunan eksikliklerin duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte olması halinde bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmaksızın karar verileceğine ilişkin düzenleme nedeni ile yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmiş olması halinde ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilmiş ise de 28/07/2020 tarihinde yayınlanan ve yürürlüğe giren 7251 Sayılı Kanunun 36. maddesi ile değişik HMK’nın 356/2. maddesi uyarınca duruşmalı istinaf incelemesi yapılan dosyalarda duruşma sonunda istinafı reddetmek veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurmak dahil gerekli kararların verilebileceğinin düzenlenmiş olması karşısında davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı 19/01/2022 tarihli karar ile; “6100 sayılı HMK’nın karar tarihinde yürürlükte olan 353/1-b-1 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmadığının ve kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediğinin anlaşılması karşısında istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekir. Başka bir anlatımla, yapılan inceleme sonucunda, İlk Derece Mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması halinde ve bu hale münhasır olarak başvurunun esastan reddine karar verilmesi gereklidir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince yukarda da açıklandığı üzere yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık üzerinde inceleme yapılması durumunda HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince esastan yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Hükümden sonra 7251 sayılı Kanun ile HMK’nın 356.maddesine eklenen ve yayım tarihinde yürürlüğe giren 2.fıkra, yukarıda belirtilen hallerde, farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektirir nitelikte değildir. Nitekim, bilindiği ve HMK’nın 357.maddesinde ve özellikle bu maddenin gerekçesinde değinildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemelerince yapılacak incelemenin biri denetim açısından, diğeri ise dava konusu uyuşmazlık bakımından olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Ayrıntıya girilmeden ifade edilecek olursa, Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu uyuşmazlık üzerinde bir inceleme yapılması halinde, 356/2. maddede değinilen ve verilmesi öngörülen gerekli karar, “yeniden esas hakkında bir karar” olmak durumundadır.
Tüm bu nedenlerle, HMK m. 353/1-b-1 kapsamında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle ve HMK’nın 369/1 ve 371.maddeleri uyarınca bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bozma ilamı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiş, dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacının davalıdan 05/09/2014 tarihli satış sözleşmesi kapsamında, 23/09/2014 tarihli fatura karşılığında, 88.591,57 TL bedelli 2014 model, Direct Color System marka baskı makinesi satın aldığı, 23/09/2014 tarihinde makinanın davacıya teslim edildiği, kurulumdan yaklaşık bir ay sonra makinanın siyah boya basmamaya başlaması üzerine arızanın davacı tarafından davalıya hemen bildirildiği ve sözleşme gereğince 24 saat içinde makineye teknik servis müdahalesi satıcı tarafından yapılacağı bildirilmesine rağmen davacıdan dava konusu bonolar alındıktan sonra 27/11/2014 tarihinde davalı servis yetkililerinin gelerek makina üzerinde yaptıkları inceleme sonucunda baskı kafasında arıza meydana geldiğini ve değişimin yapılması gerektiğini tespit ettikleri, ancak davalı şirket servis elemanlarınca 15/12/2014 tarihinde baskı kafasının değişiminin sağlandığı, her ne kadar servis fişinde arızanın nedeninin davalı tarafından makinanın bağlı olduğu güç kaynağından kaynaklı sorun olduğu belirtilmiş ise de; makine kurulumunun davacı satıcı tarafından yapıldığı ve çalışılabilir durumunda davacıya teslim edildiği, güç kaynağı ile ilgili her hangi bir sorun yada tespitinin yapılmadığı, davacılar murisinin imzasının servis fişinde yer almasının sadece servis hizmeti verildiği ile ilgili olup, davalı şirket servis elemanlarınca arızanın kaynağı ile ilgili yaptığı tespitin davacı tarafından doğrulandığı şeklinde yorumlanamayacağı, kaldı ki tüm aşamalarda alınan bilirkişi raporları anlaşıldığı üzere arızanın güç kaynaklı olduğuna dair her hangi bir tespitin yapılamadığı ve baskı kafasının imalat hatasının olduğunun belirtildiği, davalı tarafından 15/12/2014 tarihinde kafa değişimi yapıldıktan sonra makinadaki yavaşlama sorununun bakımdan kaynaklı olduğu servis fişinde yazılı ise de bu yönde mahkemece alınan bilirkişi raporlarında her hangi bir tespit yapılmadığı, davacının bu yöndeki tespit ve iddiaları ile ilgili her hangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, 15/122014 tarihinden yaklaşık bir hafta sonra 23/12/2014 tarihinde, bu sefer makinanın magenta renginde bozukluk, kayma ve çizikler oluştuğu, Dairemizce alınan 19/01/2018 havale tarihli bilirkişi ek raporundan da anlaşılacağı üzere; baskı kafasının hatalı bir imalat olduğu, çözünürlük bakımından makinaya uyumsuz olduğu, belirli bir çalışma saatinden sonra elektronik bir yazılım hatasından dolayı hızının azaldığı, bu arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, baskı kafasının değiştirilerek arızanın giderilmeyeceği, mevcut makinenin yuvasına oturacak ve uyumlu çalışacak başkaca bir baskı kafasının olmadığı, makinadaki arızanın davacının kullanımından kaynaklanmadığı, ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğu, dosyaya sunulan e-mail çıktısından da anlaşıldığı üzere davacı tarafından davalı çalışanı …’e e-mail yolu ile 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince aynı gün 23/12/2014 tarihinde saat 23:45 de davalı firma çalışanının e-mail adresi olan … @… .com adresine 6102 sayılı TTK’nın 18/3 maddesi gereğince gizli ayıp ihbarının usulüne uygun yapıldığı, (Hukuk Genel Kurulunun 25/05/2015 tarih ve 2014/19-861 Esas, 2016/632 Karar) davalının da e-mail gönderilmediği şeklinde her hangi bir savunmasının da bulunmadığı, dosya içerisinde bulunan tespit raporu ve bilirkişi …’in raporunun birbiri ile uyumlu olduğu, mahkemece ilk alınan bilirkişi …’ın raporunda sadece ikaz buton lambasının yandığı şeklindeki tespiti dışında yine makinanın arızalı olduğunun tespit edildiği, mahkemece bilirkişi …’den alınan bilirkişi raporunda sadece bu ikaz butonunun yanmasının arıza olmayıp yazıcı kartuşunun tanıtılması ile ilgili olduğunun tespit edildiği, her üç bilirkişi raporunda da makinanın baskı kafasının arızalı olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davalı vekilinin bilirkişilerin yeterince ehil olmadıkları, bilirkişi raporlarının eksik olduğu ve mahkemece tek bilirkişi raporuna göre karar verildiği iddiasının doğru olmadığı, sözleşmenin bir bütün olup ihtilafın sadece baskı kafası ile ilgili olmadığı, baskı kafasının makinanın mütemmim cüz’ü olup değiştirilmek suretiyle arızanın giderilmeyeceğinin ve mevcut makinenin yuvasına oturacak ve uyumlu çalışacak başkaca bir baskı kafasının olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, ayrıca taraflar arasında düzenlenen 05/09/2014 tarihli sözleşmenin hükümlerine göre; davalı tarafından 1 yıl ücretsiz servis garantisinin verilmesine rağmen arıza nedeniyle davacıdan davaya konu 3 adet bono alındığı ve tahsili için haksız olarak icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının yol ve konaklama masraflarına ilişkin taleplerini ispatlayamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkemece davaya ve takibe konu bonolar yönünden menfi tespit yönünde hüküm kurulmuş ise de; dosya içerisinde mevcut ve İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibin taliki ve iptali ile açılan dava sonucunda İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ilamın gerekçesinde davacının haciz tehdidi altında borcun ödendiği şekilde bir tespit yapılmış ve yasa gereği menfi tespit talebi ile açılan davada ödenen miktarın iadesine karar verilmesi gerekir ise de davacılar tarafından bu konuda istinaf yoluna başvurulmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
Davaya konu edilen DSCUV1024HS Model ayıplı baskı makinesinin davacı tarafından davalıya geri verilmesi şartıyla 88.591,57.-TL’nin temerrüt tarihi olan 19/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ÖDENMESİNE,
Davacı tarafça davalıya verilen İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının dayanağını teşkil eden her biri 825,00.-TL bedelli toplam 3.300,00.-TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının TESPİTİNE,
Davacının fazlaya ilişkin yol ve konaklama ücretlerine ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 6.277,11.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.519,18.-TL ve tamamlama ile alınan 57,00.-TL olmak üzere toplam 1.576,18.-TL, harcın mahsubu ile bakiye 4.700,93.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.519,18.-TL peşin harç, 27,70.-TL başvuru harcı ve 57,00.-TL tamamlama harcının toplamı 1.603,88.-TL’nin davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, keşif ve bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 679,90.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 673,00.-TL giderin davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan keşif ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 706,30.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 6,50.-TL’nin davacıdan alınarak, davalıya ÖDENMESİNE,
Fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 14.702,65.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi uyarınca ve davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 366,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE
8-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı ve davalı tarafa İADESİNE,
9-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 1.570,00 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı gideri, 122,00 TL tebligat gideri, 66,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 274,45 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davalı tarafından temyiz incelemesi için yapılan 267,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 40,00 TL posta gideri, 5,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 313,30 TL temyiz yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Dairemiz kararının Yargıtayca bozulması üzerine 6100 Sayılı HMK’nın 373/4. maddesi gereği duruşma açıldığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
e-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
10-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yüzüne karşı HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince karar tarihi itibariyle dava değerinin kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.09/11/2022