Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/131 E. 2022/315 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/02/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Başkanın inceleme raporu değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…Davalı yanca müvekkil aleyhine Kemer İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, İş bu takip dosyasına konu ise 10.000 TL bedelli 29.03.2019 tanzim tarihli 05.04.20019 vade tarihli bonodur. Müvekkilce yapılan incelemede takip konusu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı tespit edilmiştir. İş bu bono altındaki imza müvekkiline ait olmadığını, müvekkilin davalı yan ile herhangi bir ticari veya parasal ilişkisi olmadığını, bu nedenle de takip konusu bononun davalı yana verilmesi mümkün olmadığını, Belirlenecek teminat karşılığında icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile, Kemer İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı takip dosyası ve icra takibine konu 10.000 TL bedelli 29.03.2019 tanzim tarihli 05.04.20019 vade tarihli bono ( imzanın müvekkile ait olmadığının tespiti ile ) borçlu olmadığımızın tespitine, Davalı yan açıkça kötü niyetli olduğundan dolayı alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla davalı yan aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle “…eldeki dava zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı halde gereksiz yere zorunlu arabuluculuk müessesi çalıştırıldığını, Davacı taraf, uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurulduğunu, ….sayılı Arabuluculuk dosyası açıldığını ve anlaşma sağlanamadığını işbu dava kapsamında zorunlu arabuluculuğu gerektirir bir durum mevcut olmadığını, Yine Yargıtay’ın son verdiği kararlara göre de, menfi tespit davalarında zorunlu arabuluculuk müessesesi işletilemeyeceğinin bildirildiğini, yargılama giderleri ile arabulucu ücretinden davacı – borçlunun sorumlu tutulmasını önemle talep ettiklerini, Somut olayda menfi tespit davası açmak için İİK’nın 67. maddesi (kıyasen) ve 72. maddesinde düzenlenen 1 yıllık dava açma süresi geçmiş olduğundan, eldeki davanın ön inceleme aşamasında usulden reddini talep etmekteyiz., Bonodaki imza, bizzat müvekkil huzurunda atılmış olup borçluya ait olduğunu, İşbu davanın konusu olan icra takibi 19/04/2019 tarihinde açılmış olup ödeme emri borçluya 24/04/2019 günü tebliğ edildiğini, aradan bir yıldan fazla bir zaman geçtiğini, müvekkil ile davacının hukuki ilişkisi bulunmadığı iddiası doğru olmadığını, Davanın zamanaşımı ve hak düşümü nedeniyle usulden, olmadığı taktirde esastan reddi ile davalı tarafın kötüniyetinin sabit olması nedeniyle, İİK’nın 72/4. maddesi gereğince caydırıcı olması açısından takip çıkışı asıl alacağın %100’ünden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, eldeki dava zorunlu arabuluculuğa tabi olmayıp ihtiyati arabuluculuk için de gerekli şartlar sağlanmadığından, arabulucu giderleri dahil yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından “… HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların görevsizlik kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır. ,…” denilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasından verilen görevsizlik kararının nedeni HSK nın ilgili dairesinin kararı gereğidir. İş bu karar uyarınca mahkemece görevsizlik kararı düzenlenerek dosya Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine resen gönderilmesine karar verilmiştir. İş bu karar ayrıca kesin karar olarak verilmiştir. Dolaysıyla ilgili kararda tarafımıza talep hakkı veya görevi verilmemiştir. Bu durumda yerel mahkemenin tarafların talebinin bulunmadığı gerekçesi haksız ve yersizdir. Ayrıca HSK ilgili daire kararı bir görev kararıdır. Dava esası ile ilgisi de yoktur..” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava; menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan nedenlerle davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-İstinaf eden davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınıp HAZİNEYE GELİR KAYDINA, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4-İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5-İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/02/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.