Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1223 E. 2022/1013 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
DAVANIN KONUSU: Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 07/07/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin inceleme raporu okundu.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 2015 yılı Aralık ayında yapılan genel kurul kararı ile davalıya kanuni organı oluşturmak üzere denetçi olarak seçildiğini, işbu görevi 26.06.2019 tarihinde yapılan genel kurul kararı ile sona erdiğini, davalının genel kurul kararı ile davacıya aylık ödemeli huzur hakkı (mali hak) belirlendiğini, yapılan kısmi ödemelerden sonra bakiye olarak davalının davacıya 9.250,00 TL borcu kaldığını, davacının değişik tarihlerde talebine rağmen işbu alacağı, davalı tarafından kendisine ödenmediğini, davalının Antalya 9. Aile Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına yazdığı 15/11/2019 tarihli cevabi yazı ile davacının, davalı kooperatiften 9.250,00 TL huzur hakkı alacağı olduğunu ikrar ettiğini, söz konusu alacağın davacıya ödenmesini dava etme zorunluluğu doğduğunu, davacının davalı kooperatiften alacaklı olduğu 9.250,00 TL’nin denetçilik görevinin sona erdiği 26/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği tutarın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin de diğer Ticaret Kanunu’nda sayılan şirketler gibi ticaret şirketi olup tacir sayıldığını, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinden alacağı olmadığı gibi tam aksine borçlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, Taraflar arasındaki davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a. Maddesi gereği ticari dava olduğu, Türk Ticaret Kanununun 5/A. maddesi gereğince 4. maddede ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davaları hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerektiği, davanın ticari dava olduğu halde ticaret mahkemesi yerine önce Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olmasının ve görevsizlik kararından sonra istinaf edilip İstinaf mahkemesi kararı uyarınca mahkememizin görevinin kesinleştiği ve davacının talebi ile mahkememize gönderildiği aşamada ve tensip zaptı hazırlanana dek arabuluculuğa başvuru yapılmamış olması, dava açılırken olması gereken arabuluculuk dava şartını sağlamadığı gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin usulden red kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, arabuluculuk sürecinin 07/01/2022 tarihinde tamamlandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından düzenlenen tashih kararının yargılamayı gerektirmesi şeklinde bir kanaatte bulunulması durumunda istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve başvurma süresinin geçmesi nedeniyle HMK madde 348 gereği katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunduklarını ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün 4. maddesinin kaldırılması ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf incelemesi yönünden;
Davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemedeki açılış tarihi olduğu, arabuluculuk dava şartının görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihte var olması gerektiği yasanın amir hükmü olarak belirlenmiştir. Mahkemece görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihten önce arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmayıp, davacı vekilinin görevli mahkemeye tevzi tarihinden önce arabuluculuk dava şartını yerine getirdiklerine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin istinaf incelemesi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesine göre davanın usulden reddedilmesi halinde maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekli olup, İlk Derece Mahkemesince takdir edilen vekalet ücreti yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcı her iki istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-Davacının ve davalının istinaf başvuruları nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.07/07/2022