Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1217 E. 2022/867 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali ve Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/05/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili tarafından dava dışı borçlu … aleyhine Antalya 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, dava dışı borçlu …’ın taahhüt ettiği icra dosya borcunu ödemeyince hakkında şikayette bulunulduğunu ve Antalya 1. İcra Ceza Mahkemesi … Esas ve … karar sayılı dosyasından mahkumiyetine karar verildiğini, daha sonra davalı … Şirketinin dava dışı …’ın borcunu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ve müvekkili ile davalı aralarında 04/01/2021 tarihli protokol başlıklı sözleşmeyi imza altına aldıklarını, bu protokole göre; 275.000,00.-TL olarak belirlenen borcun, belirtilen tarihlerde ve bedellerde ödeneceğini, taksitlerden birisinin vadesinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde diğer aylara ait borçların muaccel hale geleceğini ve borçlu ile borcu ödemeyi taahhüt eden şirketin temerrüt durumuna düşeceğini, temerrüt durumunda, aylık %5 gecikme cezası ile aylık %2 faiz işletileceğini, dava dışı borçlunun borcunu ödemeyi kabul ve taahhüt eden davalı … Şirketinin, vadesinde olmayan bir kısım eksik ödemelerde bulunduğunu, toplam 110.000,00.-TL ödemede bulunulduğunu, yapılan bu ödemelerin, sözleşmede belirtilen vadesinde yapılmadığını, ödemesi yapılanların da eksik ödeme olduğunu, davalının temerrüde düşmüş olması sebebiyle aleyhine Antalya Genel İcra Dairesi … Easas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının temerrüt durumu olduğu için, icra takibi yapılırken aylık %5 gecikme cezası ile aylık %2 faiz uygulandığını, davalının aleyhine yapılan icra takibine itirazda bulunduğunu ve itiraz sebebiyle icra takibinin durduğunu, bu nedenlerle davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetine karar verilmesini ayrıca davalı sözleşme hükümlerini yerine getirmediğinden müvekkil alacağın tahsili için icra takibi yapmak ve icra dosyasından yazılan yazılan yazı gereği vergi dairesine 3.745,50TL damga vergisi ödemek zorunda kalındığını, müvekkilin ödemek zorunda kaldığı iş bu damga vergisinin 1/2′ sine tekabül eden ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.872,75.-TL paranın ödeme tarihi olan 09/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini, haricen edinilen bilgilere göre davalının, malvarlığını eksiltme hazırlıklara girdiğini, bu sebeple davalının menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin mermer ithalat ihracatı konusunda faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirket yetkilisi …’nin dava dışı …’ı işe aldığını, kısa bir zaman sonra dava dışı …’ın müvekkiline Antalya 5. İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile ödeme taahhüdünde bulunduğunu, ancak bu taahhüde uymadığından Antalya 1. İcra Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ceza aldığını, müvekkilinden yardım istediğini, müvekkilinin davacı alacaklı … ile iletişime geçtiğini, icra dosyasında bulunan protokolü imza ederek alacaklının şikayetten vazgeçmesini sağladıklarını, bu protokolde dava dışı …’ın müvekkili şirkette daimi olarak çalışacağının şart koşulduğunu, çalıştığı süre boyunca müvekkilinin …’ın ödemesini yaptığını, protokolden bir süre sonra dava dışı …’ın işi bıraktığını, müvekkilin ödeme sorumluluğu bulunmadığından herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine davacı tarafından müvekkili aleyhinde Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini, takibin durduğunu, her iki tarafı da şahıs olan taraflar arasında vuku bulan adi nitelikteki ödünç sözleşmesinden kaynaklanan davaların Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili şirketin muamele merkezinin İstanbul’da olduğunu ve İİK’nın 265. maddesi gereğince dosyada bulunan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davacı, davalı ve asıl borçlu arasında 04/01/2021 tarihli protokolün imzalandığı, bu sözleşmeye göre davalı şirketin, davacının dava dışı borçlu …’tan Antalya 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından kaynaklanan alacağını taksitler halinde ödeyeceğini taahhüt ettiği, davalı şirketin ve dava dışı borçlunun edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacı tarafından davalı ve dava dışı borçlu aleyhine icra takibi başlattığı, davalı borçlunun itirazı üzerine eldeki itirazın iptali ve alacak davasının açıldığı, borca katılma sözleşmesinin bağımsız mahiyette bir sözleşme olduğu ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade ettiği, davacı anılan sözleşmeye dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı şirket aleyhine iş bu davayı açtığı, davacının borca katılma sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki …’ın bu davada taraf olmadığı, eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmadığı, bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğu, (benzer mahiyette alacağın temliki sözleşmesinin bağımsız mahiyette bir sözleşme olduğu ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade edeceği, alacağın temliki sözleşmesinin temelindeki ilişkinin görevli mahkemenin tayininde dikkate alınmayacağına ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 esas , 2019/328 karar sayılı ilamı), dava şartlarından olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz ve davayı bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, icra takibinden önceki itirazları ihtiyati haciz kararı veren mahkeme incelerken, icra takibinden sonraki ihtiyati hacizlere itirazları İcra Hukuk Mahkemesinin inceleyeceğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali ve alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ilamsız takip yoluyla davalı hakkında yapılan takibin bağımsız sözleşme niteliğinde olan 04/01/2021 tarihli protokole dayalı olmasına, davanın TTK’da sayılan ticari davalardan olmamasına, YHGK’nın 21/03/2019 gün ve 2017/11-2630 Esas 2019/328 Karar sayılı ilamına göre, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olmasına, kararın usul yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.27/05/2022