Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1211 E. 2022/1379 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/11/2021
DAVANIN KONUSU: Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 18/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davacıların davalı ile … Otelde bulunan ve tekstil üzerine çalışan iş yerinin devri amacıyla sözleşme yaptıklarını ve kendilerine düşen ödeme yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, bir süre sonra davacıların muhatapları olmadığı gerekçesiyle otel yönetimi tarafından otelden çıkarıldıklarını, bunun üzerine davacılar tarafından yapılan araştırmada otelin kiracısı olan davalının kiralanan dükkanı devretme ve alt kiraya verme yetkisine sahip olmadığını öğrendiklerini, davalının yetkili kimliğe sahip olmadan iş yerinin sahibiymiş gibi davacılara iş yerini devretmek istediğini ve haksız olarak bir takım ödemeler aldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile ; 200.023 Euro ve 21.292 USD alacağın (harca esas değeri olan 580.000,00-TL) dava tarihi itibariyle dövize uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların sonradan mağdur olmaması açısından davalının … ilçesi … Beldesi … ada … parselde bulunan … nolu bağımsız bölümü üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davalı …’in 2008 yılından itibaren …-…- … Otel’in kiracısı olup otel içinde butik mağazası işlettiğini, 25.9.2013 tarihli sözleşme ile işyerinin 97.000.00 Euro devir bedeli ve 42.000.00 Euro stok mal bedeli ile birlikte toplam 139.000.00 Euro’ya …’a devri konusunda sözleşme yapıldığını, sözleşme hükümlerine göre de: otelin kira bedeli, SGK primleri, elektrik, su, internet, yemek bedelleri vs. giderlerin devir alan tarafından karşılanacağı, devir ve stok mallar için belirlenen bedelin hangi tarihlerde ödeneceği ve sözleşme ihlali halinde 100.000,00 Euro cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, … Otel’in kiracı konusundaki hassasiyeti ve müvekkiline olan güven ve sorunsuz kiracılık ilişkisi nedeni ile kira aktinin ve işletmenin doğrudan devri mümkün olmadığından … tarafından 30.4.2014 tarihinde şirket kuruluşu gerçekleştirilip cüzi oran da davalının hissesi bulunacak şirket ile Otel’in yeni bir kira akdi düzenlenmesi konularında tarafların anlaştıklarını, …’ın 25.9.2013 tarihinde butik mağazasının işletmesine başladığını, davalının işletmeyi terk ettiğini, ancak işletmenin … tarafından sözleşmeye konu borçların ödenmesi ve yeni şirket kuruluş tarihine kadar resmi kayıtlarda müvekkili adına görüneceğini, otel yönetimi açısından sorun yaşanmaması için …’ın işletmede sigortalı işçi olarak gösterildiğini, 25.9.2013 tarihli sözleşmeye ek yapılan sözleşmelerde … tarafından 25.9.2013 tarihli sözleşmeye konu edimlerin zamanında yerine getirilmediğini, kira bedellerinin zamanında ödenmediği ve sürekli borcun ödenmesi için yeni süreler verildiğini, 30.4.2014 tarihinde … tarafından şirket kuruluşu yapılmadığı için işletmenin masrafları, yeni mal alımları gerçekleştirilmek zorunda kalındığı, elektrik, su, internet, muhasebe ücretleri, kira bedeli, işçi SGK. primleri vs. işletme giderlerinin de düzenli olarak ödenmesi gereğinin doğduğunu, işletmenin resmi olarak müvekkili adına kayıtlı olduğu için bu bedeller için de kısmen müvekkiline ödemeler yapıldığını, davacı tarafın 25.9.2013 tarihinden 11.11.2014 tarihine kadar işletmeyi kendi nam ve hesabına işlettiğini, müvekkilinin bu dönemde işletme de dahi bulunmadığını, davacı …’ın işletmeyi 14 ay boyunca işlettiği ve 11.11.2014 tarihinde de kendi isteği ile işletmeyi terk ettiğini, 14 aylık SGK pirimleri, kira bedelleri, yemek bedelleri, internet, elektrik bedelleri ,muhasebe ücreti vs. işletme giderlerinin oluştuğunu, bu giderlerin davalıya olan borç ödemesi olarak gösterilmesinin ve iadesinin talep edilmesinin hatalı olduğunu, … ’in 25.9.2013 tarihli sözleşmenin tarafı olduğunu, …’in T.B.K.201. maddesine göre borca katılmadığı gibi, T.B.K. 162 ve 581. maddelerine göre de sorumlu olmadığını, bu durumda da kendisini borçlu zannederek ödeme yapmadığını, … ile iç ilişkisine bağlı ödeme yaptığını, ödemeleri kendi insiyatifi ile yapması nedeniyle hatasından söz edilemeyeceği gerekçeleri ile ödenen fazla bedellerin istirdatını isteyemeyeceğini, 17.6.2014 tarihli sözleşmede davalı tarafından davacı tarafa 3 yıllık kira süresi garantisi verildiği, yeni kira sözleşmesinin de 30.5.2015 tarihinde yeni kurulacak şirket ile yapılacağının belirtildiğini, davacılar tarafından sözleşmeye göre ödemeler yapıldığı, ancak kandırıldıkları, otelden çıkarıldıkları ve bu sebeple de ödenmiş olan bedelin iadesinin istendiğini, davalıya atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, davacı tarafın şirketi kurmadığı gibi yeni kira sözleşmesi yapılacak olan 30.05.2015 tarihi gelmeden 11.11.2014 tarihinde işletmeyi kendi isteği ile terk ettiğini, T.B.K.106.maddesine göre davacının temerrüdüne bağlı olarak borçlu edimlerinin ifa edilmediğini, davacı tarafın edimlerini ifa etmemesi sebebine bağlı olarak davalının 25.9.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 20.034.00 Euro alacak bakiyesi, 14 aylık davacı işletme döneminde yeni mal alımından kaynaklanan 30.000.00 Euro alacağı ile davacı tarafından ek sözleşmeler ile kabul edilmiş olan 100.000.00 Euro cezai şart alacağı ve ticari itibarının zedelenmesinden doğan manevi zararları söz konusu olduğunu, dava haklarını saklı tutarak … ’in 25.9.2013 tarihli sözleşmede taraf olmadığı, kendisi ile TBK.26.maddesine göre bir sözleşme akdedilmediği, müteselsil sorumlu, kefil, borca katılan sıfatı olmadığından husumet yönünden dava açmakta hukuki yararın olmadığını, H.M.K.5.,17.19/2.maddesi gereği davada yetkili mahkemenin Antalya mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, T.T.K.3. ve 4/1-c maddesi ile HMK.1.maddesi gereği davaya bakmakla görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin alacaklarına dair dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın öncelikle usulden reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılara tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasındaki ticari işletmenin devri sözleşmesi geçerli olup, devir sözleşmesinin sonradan geçersiz hale gelmesinin söz konusu olmadığı, bu sebeple geçerli olmayan bir sebebe dayalı zenginleşmeden söz edilemeyeceği, davacılar devir sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren devre konu işletmenin resmi işlemlerinin davalı üzerinden yürütülmesine razı olmakla ki bu kapsama kira sözleşmesinin davalı adına devam etmesi ve kira bedelinin davalı adına ödenmesi de dahil olup, taraflar kira sözleşmesinin davacılara doğrudan devri hususunda değil, yeni kurulacak olan şirket üzerinden devam edeceği hususunda anlaşmış olmakla davacıların kira sözleşmesinden haberdar olmadıkları gerekçesiyle devir sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmediği iddiasının dava dışı otel yönünden gerçekçi olmadığı, devir sözleşmesinin eki niteliğindeki 17/06/2014 tarihli sözleşmenin 8. Maddesine göre taraflar 30/04/2015 tarihinde yapılacak olan kira sözleşmesini, hisselerini aralarında paylaştırdıkları şirket adına yapmak hususunda anlaşmışlarken davacıların bu tarihi beklemeden 27/01/2015 tarihinde Serik Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sırasındaki eldeki davayı açmaları sözleşme kapsamına uygun düşmediği, devir sözleşmesinin iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu, tarafların sözleşmeyi sona erdirdiğine dair bir belge ibraz edilmediği, davacıların TBK’nun 125. Madde uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmeleri ve temerrüde düşmesi halinde talep edebilecekleri bir alacağında TBK 125/3. kapsamında sebepsiz zenginleşme olarak talep edilemeyeceği, davacının ticari işletmenin devrine ilişkin olarak edimlerini eksiksiz olarak yerine getirilmiş olması halinde talep edebileceği alacak miktarının bulunduğu, ancak devre ilişkin olarak edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmediği, talep edebileceği alacağın bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı butiğin devri için sözleşme yapıldığını, ancak sözleşmeye göre butiğin devrinin yapılmadığını, davacıların oteldeki kiralama sözleşmesinin bittiği iddiasıyla otel yönetiminin muhatap bulamadığı gerekçesiyle otelden çıkartıldığını, davalının ya kiracısı olduğu otel ile muvazaalı olarak davacıları güvenlik kapısından içeri aldırmamış ya da otel ile olan sözleşmede devir etkisi bulunmaması nedeniyle davacıların kandırılarak geçersiz olan bu anlaşmayı yapmaya zorlandığını, davalının kendi sözleşmesinin olmadığını, şirket kurmaya yanaşmadığını, bütün işlemlerin davalı üzerinden yapıldığını, fiilen uygulanmaya konmayan sözleşme nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, işletme devrine ilişkin sözleşme nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı … ile davalı arasında, davalının dava dışı otelde işlettiği butiğin davacıya devri konusunda 25/09/2013 tarihli sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmeden sonra taraflar arasında ek protokoller yapılmış ise de, nihai yapılan 17/06/2014 tarihli protokol ile önceden yapılan protokollerin geçerliliğini yitirdiği kabul edilmiştir. Bu protokolden sonra da zamanında ödeme yapılmadığı gerekçesiyle 05/10/2014 tarihli ek protokol düzenlenmiştir. Dolayısıyla uyuşmazlığın 25/09/2013 tarihli sözleşme, 17/06/2014 tarihli ve 05/10/2014 tarihli protokol hükümleri ile birlikte davalının dava dışı otel ile yaptığı kira sözleşmesi hükümleri ve yapılan ödemeler de değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekir. Davalı ile dava dışı otel arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 16. Maddesinde “kiracı dükkanı kesinlikle bir üçüncü şahsa kiracılık hakkını devredemez, yanına ortak alamaz, aksi halde kiralayan işbu kira sözleşmesini tek taraflı olarak derhal fesih hakkına sahiptir.” düzenlemesi yer almıştır. Davacı taraf dilekçesinde özetle, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen otel yönetimi otelden çıkartıldığını, devir için ödemeler yapıldığını, haksız olarak ödenen bedellerin iadesi için dava açıldığını beyan ettiğine ve hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olmasına göre; talebin sözleşmenin feshinden kaynaklı tazminat istemi olarak kabul edilip TBK’nın 125/3. maddesi çerçevesinde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, 25/09/2013 tarihli sözleşme, 17/06/2014 tarih ile 05/10/2014 tarihli ek protokoller ve davalının dava dışı otelle yapmış olduğu kira sözleşmesinin hükümleri irdelenip, işletmenin bir süre davacı tarafça işletildikten sonra davacıların otel yönetimi tarafından çıkartıldığı iddia edilmekle bu husus üzerinde de durularak,sonucuna göre davacı yönünden haklı ya da haksız fesih olup olmadığı tespit edilip, konusunda uzman bir başka üç kişilik bilirkişi kurulundan ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun rapor da alınarak dosyadaki deliller bir bütün olarak değerlendirildikten sonra yargılamaya devamla talep konusunda karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/11/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının istemi halinde ilk derece mahkemesince davacılara İADESİNE,
5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacılar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.18/10/2022