Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1163 E. 2022/930 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 06/06/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davalı müvekkilimin imzası taklit ederek sahte bir senet tanzim etmiş ve senedi ….A.Ş. … Şubesinde tahsile vermişlerdir. Vade tarihi olan 15/11/2020 tarihinde senedin ödenmemesi sebebiyle …… Şubesi müvekkilime ödememe protestosu çekmiş ve senet protesto olmuştur. Müvekkilim böylelikle bu senetten haberdar olmuştur. Müvekkilim böyle bir senet imza etmemiştir. Müvekkilim Lehdar … ile ticari bir satım işlemi yapmış ancak bu ticari satımdan kaynaklanan ilişki nedeniyle verdiği senetleri ödeyerek geri almıştır. Gerçekten de … ‘a ait ekteki ibranamede de senetlerin ödendiği ortadadır. Protesto edilen senet müvekkilime ait değildir. Sahte imza ile senet oluşturulduğu çıplak gözle dahi ilk bakışta görülebilmektedir. Gerek vekaletnamede yer alan imza örneğinde gerekse dilekçem ekinde ibraz etmiş olduğum gerçek ticari ilişkide müvekkilimin … ‘ a vermiş olduğu gerçek senetlerdeki imza karşılaştırıldığında imzaların gerçek olmadığı ortaya çıkacaktır. Müvekkilim söz konusu sahte senet nedeniyle Kumluca Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş ve bununla ilgili soruşturma, Kumluca Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası ile derdesttir. Müvekkilim Turizm sektöründe faaliyet gösterin otel ve restoran işletmecisidir. Senet protesto edilmekle bütün ticari itibarı sarsılmıştır. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 küresel pandemisi tüm dünya ekonomilerini ve paralel olarak Türkiye Ekonomisini ve Türk Turizmini vurmuştur. Ağır pandemi koşuları altında müvekkilim hükümet tarafından açıklanan Turizm teşvik kredisin kullanmak üzere ….Bankası … Şubesi’ne başvurmuş ve kredi talebinde bulunmuştur. ….Bankası … Şubesi protestolu senedi olduğunu göstererek kredi talebi reddedilmiştir. Senet hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmediği taktirde, kesinlikle borçlu olmadığı bir senetten dolayı, icra takip muamelelerine maruz kalacak ve telafisi imkansız zararlar doğacaktır. bu sebepten dolayı Senedin İcra Takibatına konu edilmemesi ve açılmış bulunan icra takibinin durdurulması konusunda karar kesinleşinceye kadar İhtiyati Tedbir Kararı verilmesini talep ediyoruz. ” şeklinde dava açmıştır.
Davalı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, “…Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/1511 esas, 2021/1353 Karar sayılı ilamı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2021/1939 esas, 2021/1732 Karar sayılı ilamında ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2021/1918 Esas- 2021/1558 Karar sayılı ilamında belirtilen ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, doktrin görüşleri, ulusal ve uluslararası mahkeme kararları, yargılamaya ilişkin temel ilkeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 sayılı kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaları da kapsar şekilde bir düzenleme yapılmadığı, kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren açılan davaları kapsadığı, bu nedenle Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen kararın yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla Mahkememizin görevsizliğine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iki mahkeme arasında görev hususunun tartışıldığını, hangi mahkemenin görevli olduğunun tespiti amacıyla mecburi olarak istinaf talep ettiklerini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya incelenmesinde, davanın Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 20/11/2020 tarihinde açıldığı, Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmekte iken Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararına istinaden dava dosyasının Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince de görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde davaya bakmakla görevli mahkemenin Kumluca 1.Asliye Hukuk(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.06/06/2022

….