Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1153 E. 2022/872 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/05/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı 01/05/2014 tanzim, 21/08/2014 vade tarihli ve 8.000,00-TL bedelli bonodan kaynaklanan alacak sebebiyle davacı kooperatife karşı Korkuteli icra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası kapsamında takip başlattığını, davacı kooperatifin takibe konu bono sebebiyle davalı/alacaklıya karşı herhangi bir borcunun olmadığı, davacı kooperatifin yöneticiliğine 23/08/2014 den sonra 3 yıllığına … , … ve … seçildiği, … ve … 23/08/2014 tarihinden önce, S.S. … Nolu … koop’un başkan ve başkan yardımcısı olduğu, davalı …’ın, kooperatifin önceki başkanı …’nin yanında çalışan işçisi olduğunu, Kooperatif başkanının yanında çalışan işçisini alacaklı göstererek kötü niyetli olarak kooperatifi açıkça zarara uğratmak amacında olduklarını, adı geçen eski başkanların döneminde oluşturulmuş bonolar sebebiyle yeni yönetimin iş başına geçişinden sonra başlayan icra takipleri dolayısıyla yapılan araştırma neticesinde, adı geçen eski başkanların yönetimleri döneminde bir takım sebepsiz bonolar oluşturulduğunun tespit edildiği, akabinde eski başkanlara karşı Korkuteli Savcılığına Suç duyurusunda bulunulduğu Savcılıkça yapılan yapılan soruşturma sonrası sunulan iddianame ile Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinde sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerinden ceza davası görülmeye başlandığı, Yine aynı konuya ilişkin bahsi geçen senetleri takibe koyan Korkuteli İcra müdürlüğünün … ve Korkuteli İcra Müdürlüğünün … e.sayılı takip dosyalarının alacaklılarının da şüphelilerden da eski koop.başkanı şüphelilerle birlikte hareket ettiği düşünüldüğünden haklarında Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve … sn.numaralı dosya kapsamında soruşturma başlatıldığı ve halen devam ettiği, Hal böyle olunca eski başkanlar döneminde düzenlenen ve düzenlenme sebebi tespit edilemeyen ve Korkuteli icra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası kapsamında kambiyo sebetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konan bonodan kaynaklanan herhangi bir borcun müvekkil kooperatif yönünden söz konusu olamayacağının tespiti amacıyla talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, bu yönde herhangi bir yasal düzenlemeninde olmadığı, ayrıca, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların devretme/gönderme kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında ve Samsun BAM 3. HD’nin ve Ankara BAM 23. HD’nin emsal kararlarında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırı olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Korkuteli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmeyip, bu husus Mahkemenin gerekçesinde de açıkça devrin “…görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı anlaşılmakla iş bu kararın kesinleşmesi beklenmeksizin Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine devrine ve gönderilmesine” şeklinde devretme/gönderme kararı verilmesi nedeniyle mahkemeye karşı görevsizlik değil, ilk defa görevsizlik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oluşan vicdani kanaat ile mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava yönünden davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arabuluculuğun zorunlu olmadığını, dosya kapsamında yeterli inceleme yapılmadan yanlış ve haksız şekilde hüküm kurulduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakan Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında bir görev uyuşmazlığı bulunmadığı; zira Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının teknik anlamda ve HMK daki dava şartı olarak düzenlenmiş görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, karar niteliğinin “ devir” “ gönderme” niteliğinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır.
Açıklanan nedenlerle istinafa konu ilk derece mahkemesi kararı yerindedir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.27/05/2022