Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1119 E. 2022/1005 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/10/2018
DAVA: İflas (İflasın Ertelenmesi)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 06/07/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, iflasın ertelenmesi hükümlerinin tüm koşulları oluştuğundan evrak üzerinde inceleme yapılarak müvekkili şirket hakkında iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesini, şirketin borca batık olmadığına karar verilmesi halinde ise davanın açılmamış sayılmasını, İİK’nın 179.maddesi ve TTK’nın 377 maddesinden beklenen amacın gerçekleşmesi için yasa kapsamındaki uygun tedbir taleplerinin tensip kararıyla kabulü ile; müvekkili şirket aleyhine 6183 sayılı konuna göre yapılan icra takipleri de dahil olmak üzere İİK 206 maddesinde yer alan alacaklar hariç olmak üzere hangi sebebe dayanırsa dayansın tedbir tarihinden önce müvekkili şirket aleyhine açılan icra takiplerinin durdurulmasını, tedbir tarihinden sonra müvekkili şirket aleyhine icra takibi açılmamasını, açılan takiplerin durdurulmasını, tedbir tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tüm ihtiyati haciz haciz ve iş bu dava dışında başka mahkemelere ilişkin davalardan verilen ve verilecek olan ihtiyati tedbir kararları uygulamalarının durdurulmasını ve konulan ihtiyati haciz, hacizlerin tedbirlerin kaldırılmasını, müvekkili şirketin 3.kişilerdeki hak ve alacakları nedeniyle haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren engellenmesini, gönderilen haciz ihbarnamelerini kaldırılmasını, mahkememizce verilecek olan iflasın ertelenmesikararı ile de bu yönler hakkında hüküm kurulmasını, müvekkili şirketin varsa alacaklılarca haczedilen ve muhafazatedbiri uygulanarak kaldırılan her türlü ürün ve mal araçlar hammedde, demirbaş, tesis, makine ve cihazlar ile diğerlevazım ve malzemelerinin taşıtların ihtiyati tedbir tarihinden önceki hacizleri baki kalmak kaydıyla şirket yetkilisine teslimini, yapılmış ve yapılacak her türlü icra takibindeki hapis hakkının kullanılmasının muhafaza teslim ve tahliyeye dair icra-i işlemlerinin tedbiren durdurulmasını, alacaklıların alacaklarını elde etmek gayesiyle yapmaları muhtemel temlik takas, mahsup, hapis, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi fiili işlemlerin tedbiren durdurulmasını, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılacak takiplerde her türlü muhafaza tedbirlerinin ve satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasını, K.D.V iadesi veya sair bir nedenle vergi daireleri ile bankalara intikal eden hak, mevduat ve alacaklar üzerine ihtiyati veya kesin haciz konulmasının hapis hakkının kullanılmasının tedbiren durdurulmasını, keşide edilen çeklerin alacaklılara ödenmesinin tedbiren durdurulmasını, banka teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin tedbiren önlenmesini, tedbir kararının verilmesinden sonra İİK’nın 89.maddesi uyarınca müvekkil işirketin üçüncü kişilerdeki hacizli hak, alacak, hak ediş ve blokelerin şirket yetkilini teslimini, müvekkili şirketçe verilmiş olan teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesini, tedbir kararının verilmesinden sonra İİK’nın 89.maddesi uyarınca müvekkili şirketin üçüncü kişilerdeki hacizli hak, alacak, hak ediş ve blokelerin şirket yetkilisine teslimini, müvekkili şirketçe verilmiş olan teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesini, erteleme süresince takip yasağı ilkesi gereğince şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı dahil yeni takip yapılmamasını, erteleme süresi boyunca geçerli olmak üzere şirketin mal varlığı üzerinde İİK(NİN 179/B/1 maddesinin amir hükmü gereği mahkememizin resen takdir edeceği tedbirlerinin alınmasını, yargılama giderlerinin ve tüm masrafların davanın mahiyeti gereği kendilerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, “…İflas erteleme süresince davacı şirket tarafından dosyaya sunulan kayyım raporlarından ve protokollerden anlaşıldığı üzere, bir kısım müdahillerle borç ödeme protokolleri yapıldığı, davacı şirket tarafından ayni sermaye olarak konulan taşınmazların ve şirket ortağı …. adına kayıtlı bir kısım taşınmazların şirket adına borç ödemede kullanılacak ve iyileştirme projesine katkı sağlayacak olması, şirket faaliyetlerinden elde edilecek gelirler ve idari kadrolarda yapılan iyileştirme çalışmaları neticesinde; şirketin iyileştirme projesinin ciddi, inandırıcı ve uygulanabilir olduğu, şirketin borca batıklıktan çıkma ihtimalinin yüksek olduğu, her türlü icra ve haciz baskısından uzak bir ortamda, tam kapasite ile üretim ve faaliyetleri durumunda, şirketin içinde bulunduğu darboğaz ve kriz ortamından kurtulabileceği, bunun da ülke ekonomisine katkı sağlayacağı, alacaklıların alacaklarına kavuşması ihtimalinin yüksek olduğu kanısına varılmış olmakla, TTK.nun 376 ve devamı maddeleri ile İİK.nun 179 ve devamı maddeleri uyarınca iflasın ertelenmesi koşulları oluştuğundan davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin müvekkilinin sunmuş olduğu revize iflas erteleme iyileştirme projesi değerlendirmeye almadığını, bilirkişi raporunda da bu husus da bir inceleme yapılmadığını, mahkemece alınan kayyım raporu ile bilirkişi raporunda tespit edilen öz kaynaklar arasında fark bulunduğunu, müvekkilinin borçlarının tasfiyesini büyük oranda gerçekleştirdiğini, banklara olan borcun büyük bir miktarının kapatılmasının ve taşınmazların borç ödemeye katkısı belirlenmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddi ile davacının iflasına karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga ancak derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK’nın 179 ve devamı maddeleri uyarınca iflas erteleme davalarında ilk tedbir kararının verildiği tarihten itibaren iflas ertelemesinin toplamda 5 yılı geçemeyeceği, somut dosya kapsamında ilk tedbir kararının 25/12/2015 tarihinde verildiği, davacı şirketin dava tarihine en yakın 30/11/2015 tarihli bilançosuna göre borca batıklığının -2.092.754,45 TL olduğu, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 08/02/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda belirtilen rayiç değerlere göre davacı şirketin borca batıklığının dava tarihinden itibaren 5 yılı aşkın 7 yıla yakın süre geçmesine rağmen azalmayıp -9.052.334,27 TL olduğu, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde davacı şirketin borca batıklıktan kurtulduğuna ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin karar tarihine en yakın 31/12/2021 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre öz sermayesinin borca batık olduğunun belirtildiği, davacı vekilince taşınmazların borç ödemeye katkısının belirlenmediği belirtilmiş ise de, bu taşınmazların davacı şirkete ait olmaması sebebiyle öz sermayesinin belirlenmesinde değerlendirmeye alınamayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince İİK’nın 164/2 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren ON GÜNLÜK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/07/2022