Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/107 E. 2022/182 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 04/02/2022

İstinaf incelemesi için Mahkememize gelen dosya incelendi; Başkan’ın inceleme raporu okundu ve değerlendirildi:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “… müvekkillerinin murisi … , … Şti.’nin 1/2 hisedarı iken 09.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilleri terekenin 10/16 oranında mirasçısı olduğunu, davalı müdür …’ın ise şirketin 1/2 oranında hissedarı olduğunu, davalı şirket müdürü …’da terekenin 3/16 oranında mirasçısı olduğunu, mirasçıların payları oranında şirkete hissedar olduklarını, 14.08.2015 tarihli ortaklar kararı ile kabul edildiğinii ve Türkiye Ticaret Gazetesinin 26/08/2015 tarih ve … sayılı nüshasında yayınlanarak tescil edildiğini, bu karar ile ortaklar, …, … ve … müştereken şirketi temsile yetkili müdür olmalarının kararlaştırıldığını, davalı müdürlerden … ile müvekkilleri arasında miras hukukundan ve yolsuz tescil sebebi ile açılan davalar sesebi husumet doğması sebebi ile, bu davalı diğer davalı müdürle işbirliği yaparak şirket yönetimini ele geçirdiğini, şirketin 16.11.2017 tarihli genel kurul kararı ile müvekkil …’un müdürlük sıfatı sona erdirildiğini, davalı kişiler ise müşterek yetkili şirket müdürü olarak atandıklarını, müvekkillerin şirketteki tüm yetkilerinin sona erdirildiğini, davalı müdürlerin bu tarihten sonra müvekkili şirketin bilgi taleplerini reddettiğini, şirketi kasıtlı biçimde zarara uğrattığını, müvekkillerini zarara uğrattığını, Beşiktaş 8. Noterliğince 29.08.2018 tarih ve … yevmiye no ile şirket adresine ve şirket taşınmaz adresine gönderilen tebligatların bila tebliğ geri döndüğünü, tarafların hissedar olduğu … Şti.’nin maliki olduğu … Mah. … Antalya adresinde bulunan “…otel”de kiracı bulunan … Şti. ile kefil … hakkında Antalya 12 İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile tahliye talepli icra takibinde bulunulduğunu, takipte 2015 yılı Temmuz ayında ödenmeyen 200.000.USD ile 2016 yılına ait 1.000.000.USD’nin tahsilinin talep edildiğini, borçluların itirazı üzerine açılan itirazın iptali ve tahliye davası, Antalya 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2018 tarih ve … esas, … sayılı kararı ile; takip tarihi itibarı ile 3.000.000.TL asıl alacak yönünden devamı ile %20 oranında icra inkar tazminatı ve temerrüden tahliye kararı verildiğini, şirketin hukuken haklılığı mahkeme kararı ile hükme bağlanmış iken, şirket müdürleri, şirket kiracısı ile 26.04.2018 tarihinde protokol imzalayarak 2016 yılı için kira bedelini 675.000.TL’ye, 2017 yılı için 700.000.TL’ye, 2018 yılı içinse 1.951.000.TL olarak belirlendiğini, bu bedelin şirket kayıtlarındaki cari hesapla kapatıldığını, kiracının hiçbir hak ve alacaklarının kalmadığını, şirketin tüm dava ve takiplerinde feragat edildiğini, ticari kayıtlarının düzeltilmesinin mümkün olmadığını gören davalıların Aralık 2018 tarihinde 1.800.000.TL fatura keserek şirketi KDV ve Kurumlar vergisi açısından zarara uğrattıklarını, feragat sebebi ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi 04.05.2018 tarih ve … esas … sayılı kararı ile Antalya 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2018 tarih ve … Esas, … sayılı kararının kaldırıldığını, davalı müdürlerin zarar tarihi itibarı ile şirket kayıtlarında inceleme yapmalarına izin vermediklerini, davalıların bu şartlara haiz bir protokol imzalamalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıların haricen ödeme aldıkları ihtimali yüksek olduğunu, davalı müdür …, müvekkilleri ile aynı murisin mirasçısı olduğunu, miras bırakan …’un tek ortağı olduğu … Şti. müdürü iken, 3. bir şahsa vekalet verdiğini ve miras bırakanın 09.01.2015 tarihinden ölümünden sonra 4 bağımsız bölümü 21.02.2015 tarihinde adına tescil ettirdiğini, yolsuz tescil sebebi ile açılan dava da Kemer 2.Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) 22.02.2018 tarih ve … esas, …. sayılı kararı ile tapu kayıtlarının iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, dava sırasında bu defa aynı şirket adına geçmişe yönelik sahte senet tanzim ettiğini, senet alacaklısı olarak aynı şirkette asgari ücretle çalışan öz dayısı … adına 2,5 Milyon dolarlık senedi Antalya 2.icra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile müvekkilin İstanbul’da ikamet etmesini fırsat bilerek şirket merkezi adresine muhtara tebliğle kesinleştirildiğini, şirketin en kıymetli taşınmazını icra aracılığı ile alacaklı adına tescilini sağlayarak gasp edildiğini, şirket adına bankalarda bulunan 500.000.,00.-TL parasına icra aracılığı ile el konulduğunu, bütün taşınmazlarına ve araçlarına haciz konulduğunu, müvekkil tarafından yeni haberdar olunduğunu ve derhal davalı hakkında Antalya Cumhuriyet Savcılığınca … Soruşturma no ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı … ile … arasında, Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesinde … esas sayılı dosyasında Mal rejimi davasının derdest olduğunu, taraflar arasında açılmış/açılacak ortaklığın giderilmesi davalarının mevcut olduğunu, davalı müdür …, diğer davalı müdür … ile ortak hareket ederek yönetimde olmayan ortak müvekkillerini zarara uğratmakta çabası içinde iken, gerek müdürlerin azli veya kayyım tayini için Kemer 1.Asliye Hukuk mahkemesinde … esas sayılı dosya ile dava açtıklarını, şirketin A.Ş. dönüşme aşaması içinde müvekkilinin onayına ihtiyacı olan davalılar yapılan genel kurul kararı ile müvekkiline de ortak temsil yetkisi verdiklerini, müvekkilinin açmış olduğu davanın konusuz kaldığını, davalıların isteği olan A.Ş.’ne geçişinin sağlandığını, tekrardan müvekkilin temsil yetkisinin alınması ve neticesinde şirketin malvarlığı olan 4 oteli kendilerinin işletmesi veya istedikleri kişilerin işletimine açmak için genel kurul kararı alındığını, kurulda müvekkilin tepkisi neticesinde ortaklardan …’ın bu talebinden vazgeçtiğini belirterek şirket müdürlerinin kasıtlı ve hasmane bir tutum içinde şirket ortağı olan müvekkilleri zarara sokmaları sebebi ile zarar miktarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile TTK 555.maddesine göre ….Şti. adına tazmini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini ..” talep ve dava etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesi tarafından”..Söz konusu düzenlemeye göre Görevsizlik kararı taraflara tebliğ edilmiş ancak taraflardan herhangi birisinin yukarıdaki düzenlemeye uygun olarak, dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi konusunda süresinde talepte bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda dosyanın mahkememize gönderilmeyip, görevsizlik kararı veren mahkeme tarafından, önce kararın (miktar itibariyle kesin olsa dahi) taraflara tebliğ edilmesi ve 2 haftalık sürenin dolmasının beklenmesi, yasal süre içerisinde gönderme talebi gelirse dosyanın Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi, süresinde gönderme talebi gelmez ise bu kez görevsizlik karar veren mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemenin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine..”karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacılar vekili istinaf etmiş ve “….-Yerel mahkemenin verdiği kararın hak zaiyine sebep olmadan yetkii ve görevli mahkemeye göbderilmesini talep ederiz….” denilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava ;tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İstinaf dilekçesinde GEREKÇE bulunmadığından inceleme HMK 355. Maddeye göre yapılmıştır.
Öncelikle Kemer Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı bir devir ve gönderme kararı olup, teknik manada görevsizlik kararı değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak yasa ile belirlenebilir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir.
Anayasa’nın 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Tabii hakim ilkesi gereği yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi belirlenmiş olan mahkemede görülmesi gereklidir.
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul Genel Kurulunun görevleri arasındadır. Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.
Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılacaktır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1 -Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2- İstinaf eden taraftan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın Davacı yandan alınıp HAZİNEYE GELİR KAYDINA ,buna ilişkin harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince yazılmasına
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA
4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine YER OLMADIĞINA
5- İstinaf incelemesi için yatırılan ve artan istinaf gider avansının yatıranına İlk derece mahkemesince İADE EDİLMESİNE
Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/02/2022 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.